"القضبان" - Traduction Arabe en Turc

    • parmaklıklar
        
    • parmaklıkların
        
    • çubuklar
        
    • çubukları
        
    • parmaklıkları
        
    • Parmaklıklardan
        
    • sik
        
    • penis
        
    • Rayların
        
    • çubuklara
        
    • raylardan
        
    • raylara
        
    • demirleri
        
    • parmaklık
        
    • raydan
        
    Bunun sonuda, kıtamızda daha çok kötü adam parmaklıklar ardına konulacak. TED بنهاية الأمر، الكثير من الأشرار في قارتنا سوف يوضعون خلف القضبان.
    Reed üzerinde sürekli takipte olacağız siz de onu tekrar parmaklıklar arkasına koyacak bir yol bulun, Avukat Hanım. Open Subtitles لم يكن لدينا لمحاولة قضيتها. سيكون لدينا مراقبة مستمرة على ريد، وسوف تجد وسيلة لوضعه وراء القضبان مرة أخرى،
    Ve buna cinayeti de eklersen, hayatının geri kalanını parmaklıklar arkasında geçireceksin. Open Subtitles لو أضفت القتل إلى تلك القائمة فسوف تقضي بقية حياتك خلف القضبان
    New York'da parmaklıkların arkasına tıkılmayı bekleyen çok serseri var. Open Subtitles لدي عمل متراكم وأوغاد نيويورك مازِلت أُحاول وضعهم خلف القضبان
    Bir günümü bile parmaklıkların arkasında, ya da düşmanlarımın elinde geçirmedim. Open Subtitles , لم أقضي يومًا واحداً خلف القضبان أو في قبضة الأعداء
    Sen bir annesin, onu senden aldığı için Emily parmaklıklar ardında olmalı. Open Subtitles أنتِ أم وإيميلي عليها أن تكون خلف القضبان على ما أخذته منكِ
    Şidi eğer onu bulursak hayatının kalanını parmaklıklar arasında geçirecek. Open Subtitles الآن، إن عثرنا عليها، فإنها ستقضي بقية حياتها خلف القضبان
    ve bu bir çok insanı parmaklıklar ardına yollamama yardımcı oldu. TED وهاذا ساعدني في وضع كثير من الناس وراء القضبان.
    Gördüğünüz gibi, parmaklıklar ardında çocuklarını ne kadar özlediğini ve sevdiğini göstermek için yapabileceği fazla şey yok. TED ترون، لم يمتلك الكثير ليقدمه وراء القضبان للتعبير عن اشتياقه وحبه لأطفاله.
    Ona en sevdiği pembe giyisisini giydirmiştim ve burada parmaklıklar ardında bir senelik cezamı çekerken bana eşlik etmek üzereydi. TED وقد ألبستها فستانها الأرجواني المفضل، واصطحبتها معي لتقضي معي هذا الحكم بالسجن عامًا خلف القضبان.
    parmaklıklar ardındaki şiddeti gösteren filmleri erkeklere izlettiğimizde eğer şiddet yanlısı iseler bunun bir sonucunun olacağını yüzlerine vurmak istedik. TED حين نُري الرجال الأفلام التي تظهر الجناة خلف القضبان نريد عرض حقيقة أنه إن قام رجل بالعنف فسوف تكون هناك تداعيات
    parmaklıkların ardından bile diğer kayıp çocukların ailelerine yalan söylemeye devam ediyordu. Open Subtitles حتى من وراء القضبان تابع الكذب على العائلات بشأن أطفال آخرين مفقودين
    Umarım parmaklıkların arkasında kalmak büyümene yardım eder, aynen babanda olduğu gibi. Open Subtitles ربما بعض الوقت وراء القضبان سوف تساعدك على النضج كما كان والدك
    Hadi şu adamı bir an önce parmaklıkların arkasına geri yollayalım. Open Subtitles دعونا نضع ذلك الرجل مرة أخرى خلف القضبان بأسرع وقت ممكن
    Şu çubuklar 10 dakika içinde çekirdeğe geri dönmezse, şehir yok olmuş olacak. Open Subtitles إن لم تُرجع هذه القضبان لداخل النواة خلال عشر دقائق فهذه المدينة ستُدمّر
    Bu çubukları ülke dışına çıkaramayız. O yüzden kullanalım diyoruz. Open Subtitles لا يمكننا إخراج القضبان من البلاد، لذلك دعنا نستخدمها كقنبلة إشعاعية
    Gerçekten bize yardım etmek istiyorsan kanıtla. Şu kahrolası parmaklıkları aç. Open Subtitles إذا كنت تودّ مساعدتنا فعلاً أثبت ذلك وافتح هذه القضبان اللعينة
    Göz teması kurma, Parmaklıklardan da uzak dur. Open Subtitles لا إتصال بالعين، وأريدكِ أن تُبقي مسافة ذراع بينكِ وبين القضبان.
    - Annen cehennemde sik yalıyor Karras! Seni sadakatsiz böcek! Open Subtitles أمك تمص القضبان في الجحيم وأنت كاراس خنزير عديم الإيمان
    Yani yüzüme çizilen rahatsız edici... penis resimlerini saymazsak. Open Subtitles اعني , ما لم تكن تضن ان تلك القضبان . كانت دقيقة بإتجاه وجهي
    Rayların üstünden geçtik. Annem her seferinde elimi sıkıyordu. Open Subtitles لقد مررنا عبر الكثير من القضبان كانت أمي توخزني في يدي في كل مرة
    Ne zaman o çubuklara çıksam, kendimi ruh emen bir kişiliğe bürünüyordum, korkuyordum ve her şeyi mahvediyordum. Open Subtitles كل مرة أتقدم فيها إلى تلك القضبان أشعر بوجودها و كأنه يسحب الحياة مني و كأنني أتعرض لشد الشعر
    - Efendim, 2 trende aynı raydalar. Eğer para treni diğerine çarparsa raylardan çıkabilirler. Open Subtitles القطاران على نفس القضبان هذه سوف تكون كارثة
    Sonra da o başka biri atladı, ardından cesedi raylara koydular. Open Subtitles و ذلك الشخص سقط من القطار ثم وضعوا الجثة على القضبان
    Hatta yatağının kenarındaki demirleri kıracak kadar güçlü olmasının nedenini açıklıyor. Open Subtitles يفسر كيف جاءته القوة لتحطيم القضبان فوق فراشه
    Daha fazla duvar, daha fazla parmaklık, daha fazla gardiyan. Open Subtitles المزيد من الجدران المزيد من القضبان المزيد من الحراس
    Sabotaj eylemleri sonunda express trenin raydan çıkması ile 20 kişinin ölümünden dolayı grevciler halk desteğini Open Subtitles وصلت أعمال الشغب إلى ذروتها بإخراج أحد القطارات السريعة من على القضبان مما تسبب في عشرين حالة وفاة

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus