"القيام به هو" - Traduction Arabe en Turc

• Yapmak
• Yapmamız
• yapman
• yapmanız
• Yapmam
• yapmaya
• çalıştığım şey
• yapacağın

- Tek Yapmak gereken yalan söylemek ve duygulara oynamaktı. Sen doğuştan siyasetçisin.
كل ما عليك القيام به هو الكذب وأن تتلاعب بالعواطف، أنت سياسي بالفطرة

Yapmak istediğim şey, aslında, size bunu gerçekte olduğu gibi muhteşem 3D haliyle sunabilmek.
ما أريد القيام به هو أن أقدمه ثلاثي الأبعاد كما هو في الواقع.

Tek Yapmamız gereken arabayı ateşe vermek polis de çıkan yangında öldüğümüze inanır.
كل ما علينا القيام به هو حرق السيارة سيعتقدون أننا متنا في الحريق

Tek Yapmamız gerekenin onlardan daha çok para harcamak olduğu ortaya çıktı.
إتّضح أنّ جلّ ما علينا القيام به هو أن نصرف عليهم أكثر.

yapman gereken şu, Moto'nun seni kasanın içine sokmasını sağlamalısın, tamam mı?
ما عليكَ القيام به هو أن تجعله يأخذك إلى الداخل ، حسناً؟

Sonra yapmanız gereken şey bunun ekran resmini çekmek. Sonra tabi ki, CAPTCHA dolduruyorsunuz
إذن ما عليك القيام به هو أن تأخذ لقطة لشاشتك ثم بالطبع تقوم بملأ الكابتشا

Peki ne Yapmam lazım? İnsanlara ders verici bir şey anlatmalısın. Dünya çapında yaptığın seyahatlerde bu kabilelerden öğrendiklerini...
لكن ما تحتاج الى القيام به هو ان تقوم بتعليم الناس دروساً الدروس التي تعلمتها في أسفارك حول العالم مع تلك القبائل.

Bugün Yapmak istediğim şey size o krizi anlatmak.
لذلك اليوم، ما أود القيام به هو أن أخبركم عن تلك الأزمة.

Yapmak istediğim şey bilgisayar, zeka ve interneti bir parçamız haline getirmek.
ما أريد القيام به هو أنني أريد أن أنسج الحوسبة، الذكاء والانترنت كجزء منا.

Bu gerçeğin beyninize iyice işlemesi için bir dakika verin: Kızınıza tecavüz ediliyor ve sizin tek Yapmak istediğini şey kızınızı öldürmek.
أدر هذه الفكرة في رأسك قليلا لقد تم إغتصاب ابنتك والذي تريد القيام به هو قتلها

Burada yaptığınız, her yerde ulaşılabilir olan teknolojiyi alarak gayet ucuz olan bir alet Yapmak ve bunu da çok çok güvenilebilir bir dizaynda gerçekleştirmek.
إذاً ما تم القيام به هو أخذ تكنولوجيا متوفرة في كل مكان وتصنيع أداة رخيصة الثمن إنطلاقاً منها بحيث يمكن الإعتماد عليها إلى حدٍ بعيد.

Son Yapmak istediğim şey geceyi tanımadığım insanlarla geçirmek.
أخر شيء أريد القيام به هو أن أقضي الليل مع ناس لا أعرفهم

Tek Yapmamız gereken şey kendimize inanmalıyız ve biz bu dünyayı değiştirebiliriz.
كلُّ ما علينا القيام به هو الإيمان بأنفسنا وبقدرتنا على تغيير العالم.

Tamamdır, o zaman tek Yapmamız gereken pulun nerede tutulduğunu bulmak.
حسناً، كل ما علينا القيام به هو معرفة أين يحتفظون بالطّابع

Bu noktada bizim Yapmamız gereken şey, bu molekülleri alarak nöronlara çevirmek.
وما نريد القيام به .. هو ان نأخذ تلك الجزئيات ونقوم بصورة ما بتركيبها على الخلايا العصبية

Tek yapman gereken kendin gibi davranmak çünkü sen bir yıldızsın.
كل ما عليكِ القيام به هو أن تكوني نفسك. لأنكِ نجمة.

Ve bütün yapman gereken telefonu kaldırıp istemek ve hazır.
كل ما عليك القيام به هو التقاط الهاتف و الطلب

Roma'dan aksi yönde emir geldi. yapman gereken onu temizlemek.
هناك لائحة أوامر من روما كل ما عليك القيام به هو ان تمحيه

SP: Tek yapmanız gereken bir resme dikkatlice bakmanız ve orada potansiyel olarak yeni bir alan olup olamayacağına bakmanız.
س. ب: كل ما عليك القيام به هو إلقاء نظرة على الصورة والنظر بعناية، لترى أنه يمكن أن يكون موقع جديد هناك.

Yapmam gereken tek şey sana inanmak, değil mi?
كل ما عليّ القيام به هو أن أضع ثقتي بك، أليس كذلك؟

- Hayır. Cidden yapmaya başlaman gereken şey bize gerçeği anlatman.
ما عليك حقاً ان تبدأ في القيام به هو اخبارنا بالحقيقة

Bu yüzden bunun yerine yapmaya çalıştığım şey, duyguları teknolojimize getirmek ve teknolojilerimizi daha cevap verir hâle getirmek.
وما أحاول القيام به هو تمكين أجهزتنا من المشاعر وجعل تقنياتنا أكثر تفاعلا.

Burada ve orada yapacağın tek şey, ufak tefek işlerdir.
كل ما عليك القيام به هو عمل بسيط هنا وهناك