"المأساة" - Traduction Arabe en Turc

    • trajedi
        
    • trajedinin
        
    • trajediyi
        
    • trajik
        
    • trajediyle
        
    • trajediye
        
    • Acıklı
        
    • trajedisi
        
    • facia
        
    • felaket
        
    • faciadan
        
    • trajediler
        
    • trajediydi
        
    • trajedisinin
        
    • acı
        
    Ne büyük bir trajedi. Orada büyümek cennette olmak gibiydi. Open Subtitles أنت تعلم مثل هذه المأساة دائماً تكبر أكنك في الجنة
    Bugün tapınaktaki trajedi ve felaket nasıl oldu da önlendi? Open Subtitles انه هو كيفة تفادي تلك المأساة و الكارثة في المعبد؟
    Nasıl bir trajedi cereyan edebileceğini bize anlatacağınız konusunda size güveniyorum. Open Subtitles أنا متأكد أنك يمكنك أن تخبرنا كيف وقعت مثل هذه المأساة
    Malum trajedinin ardından, kent hâlâ ağlıyor. Saygıdeğer yaşlı adamın yası tutuluyor. Open Subtitles بعد مرور يوم على المأساة لاتزال البلدة تندب فقدان رجلها العجوز المبجل
    Çalışacağın Komuta subayının... sana devamlı... yaşadığın şahsi trajediyi hatırlatacak olmasını düşünüyorum. Open Subtitles للعَمَل مَع قائد الذي يُذكّرُك بشكل مستمر . . المأساة الشخصية الفظيعة.
    İşin trajik kısmı ise, bu hastalık o bölgede hâlâ aktif. TED وتتمثل المأساة أن هذا المرض لا زال متفشيًا في هذه المنطقة إلى اليوم.
    Ülkem adına, bu korkunç trajedi hakkında en derin acılarınızı paylaşıyorum. Open Subtitles بالنيابة عن بلادي، أقدم لك أحر تعازينا عن هذه المأساة الرهيبة
    Gerçek trajedi şu ki, tüm Kaliforniya'da teknolojik olarak gelişmiş bir şirketin parçasıyız. Open Subtitles إنّ المأساة الحقيقية هـي أنّنـا جـزء مـن الشركـات المتقـدمة تكنولوجيـاً بكـل أنحـاء كاليفورنيا
    trajedi sonrasında, hayatta kalma hikayeleri gelmeye başladı. TED بعد المأساة, بدأت قصص النجاة في الظهور,
    trajedi şu ki, Amerikalılar eskiden şehirlerinde sağ-sol ya da siyasi olarak çok daha karışmışlardı. TED المأساة هي، إعتاد الامريكيون للإختلاط أكثر في مدنهم عن طريق اليسار واليمين أو السياسة.
    Hayatımızda trajedi ve eğlence arasında gitgeller yaşıyoruz, tıpkı bu karakterler gibi. TED نحن في دورة حياة من المأساة والفرح تمامًا مثل هذه الشخصيات
    Ancak trajedi beni, bir ebeveyn olarak başarısız olduğuma ikna etti ve bugün beni buraya getiren şey kısmen bu başarısızlık duygusu. TED لكن المأساة جعلتني أثق بأنني فاشلة كـأم، وهذا الشعور بالفشل هو أحد الأسباب التي جاءت بي هنا اليوم.
    Ama trajedinin büyüklüğü sadece ölü ve yaralıların sayısıyla ölçülemez. TED لكن فداحة هذه المأساة لا يمكن قياسها وفقًا لعدد الموتى والإصابات التي حدثت فحسب.
    Kaderi, trajedinin nasıl kolaylıkla önlenebileceğinin bir örneği ve Hamlet'in toksik akıl oyunlarının dalgalanma etkisini gösteriyor. TED يمثل قدرها مثالاً عن كم كان من اليسير تجنب المأساة ويظهر الأثر المضاعف لألاعيب العقل العابثة التي يقوم بها هاملت
    Ve bence trajedinin bize mesajı budur ve çok çok önemli olmasının nedeni de, sanıyorum. TED و اظن ان هذه هي رسالة المأساة الينا، و هذا ايضا سبب كونها مهمة جدا جدا، كما أعتقد.
    Sicilini ve başından geçen trajediyi dikkate alıp sana karşı toleranslı davrandık. Open Subtitles لقد تساهلنا معك بسبب ماضيك المهني القويم وراعينا المأساة التي تمر بها
    çünkü bugün farkına vardığımız, modern kültürün trajediyi strateji olarak benimsediğidir. TED لأن ما ندركه اليوم هو أن الثقافة الحديثة على ما يبدو أنها تبنَّت إستراتيجية المأساة.
    Topluluk üyesi olan esnaflar arasında dolaşırken altta yatan başka bir trajik seviyenin tonlarını duymaya başladım. TED عندما تجولت بين الحرفيين، وأعضاء المجتمع أخذت أسمع رنينًا مختلفًا لتلك المأساة
    5 milyon 600 binden fazla mültecinin Suriye'den kaçtığını duyduğunuzda insan beyninin idrak edecek kadar gelişmiş olmadığı bir trajediyle karşı karşıya kalıyorsunuz. TED حين تسمع أنه أكثر من 5.6 مليون لاجئ فروا من سوريا ستواجهك تلك المأساة أن العقل البشري لم يتطور حقا ليفهم.
    Eğer bunu bir trajediye dönüştürmeye kararlıysan bu hiç ona göre değil. Open Subtitles إذا كنت سوف تجعل مأساة من ذلك، المأساة هي بالكاد لها.
    Ölümünden evvel felâketin bu denli Acıklı ve insanın içine işleyen bir yapıda olduğunun farkında değildim. Open Subtitles المأساة هي أنني لم أعرف كم كان حزينا أو عميقاً
    Ve Beroldy'nin maskeli hırsızlar tarafından gelen trajedisi. Open Subtitles ثم المأساة .. , طرقت الاحزان منزل عائلة برولدى ..
    Keşke, o an terk edebilecek ve içimdeki mücadelenin ne olduğunu anlayabilecek kadar cesur olsaydım, o zaman belki de facia önlenebilirdi. TED ولو كنت شجاعًا بما يكفي للابتعاد في تلك اللحظة، لفهم ماهية الصراع الذي كان يحدث بداخلي، ثم ربما تم تفادي المأساة.
    Kuşkusuz, bu faciadan ötürü hepimiz üzgün ve mutsuzuz. Open Subtitles بطبيعة الحال، جميعنا مُنزعجين بشدّة وحزينين مِن هذه المأساة.
    Artık anlıyorum. trajediler, beni daha büyük bir şeye hazırlıyordu. Open Subtitles الآن فهمتُ المأساة التي قُدّرت لي كانت تهيّئني لشيء أعظم
    Bay ve Bayan Ramsey, Jon Benet'in zamansız ölümü tam bir trajediydi. Open Subtitles السد و السيدة رمزي وفاة جون بينت المفاجئة هي المأساة جريمة مشهورة حدثت في أمريكا
    Gerçek, hayatının en trajedisinin, onu benimle geçirmemek olduğunu düşünmesiydi. Open Subtitles التي المأساة الأكبر مِنْ حياتِه ما كَانَ يَصْرفُه مَعي.
    İşin acı kısmı şu ki biz, gözetlemeye dayalı bu otoriter altyapıyı yalnızca insanların reklamlara tıklaması için geliştiriyoruz. TED وهنا تكمن المأساة: نحن نبني هذه البنية التحتية من المراقبة الاستبدادية فقط لنحمل الناس على أن يضغطوا على الإعلانات.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus