"المؤسف أن" - Traduction Arabe en Turc

• yazık ki
• çok kötü
• yazık olur
• acı
• utanç
• çok üzücü
• yazık oldu
• yazık olurdu
• olması üzücü
• unutulması kötü
• kusması kötü oldu

Ne yazık ki hemşehrileriniz genellikle hoşbeş ederek birbirlerini mahvetmekle çok meşgul.
من المؤسف أن رجالكم مشغولين عادة بذبح بعضهم ليتبادلوا مثل هذه المجاملات

Ne yazık ki Yeni Delhi ve Bombay gibi şehirlerimizin 24 saat su arzı yok.
الأمر المؤسف أن مدناً كنيودلهي و بومباي لا تحظى بالماء لمدة 24 ساعة.

Hevesli çalışma. Bu bir klasik. İşe yaramaması çok kötü.
المُجنّد المتلهّف ،هذا كلاسيكي من المؤسف أن هذا لن ينجح

Çok küçük bir miktara mâl olur, bugüne kadar verilen emekleri hebâ etmek yazık olur.
التكلفة ستكون تافهة جداً سيكون من المؤسف أن نهدر كل العمل الذي تم القيام به

Elinizdeki erzak bittiğinde, hepinizin açlıktan ölecek olması çok acı.
من المؤسف أن كل ذلك سيضيع هباء عندما يموتون جوعاً

Yazarlığı bırakması utanç verici olur. Çünkü çok yetenekli. Evet.
سيكون من المؤسف أن يتخلى عن الكتابة لأنه موهوب حقا.

Annenizin sizi böyle başıboş bırakması çok üzücü.
من المؤسف أن والدتكما تدعكما تلعبان في الخارج هكذا

Bu 24 saatlik parti adamı gelemediği için yazık oldu.
من المؤسف أن رجل الاحتفالات لم يستطع المجيء

20 yıl önce yaşanmış anlamsız birşey için birlikte inşa ettiğimiz bu hayatı mahvetmek gerçekten çok yazık olurdu.
سيكونمنالمؤسف.. من المؤسف أن علاقة عابرة بلا معنى حدثتقبل20 سنة.. تخرب حياة رائعة كالتي بنيناها معاً ..

Sanırım sizin açınızdan baktığımda iki adamın da ceza almayacak olması üzücü olacak.
أفترض ، من منظورك ، أنّه من المؤسف أن لا يخدم الرجل في أي وقت حقيقي

Düellonun unutulması kötü olmuş.
من المؤسف أن المبارزة أصبحت موضة قديمة

Lenore'un kendi üstüne başına kusması kötü oldu.
من المؤسف أن (لينور) انطوت على نفسها الليلة

Ne yazık ki, sizin gibi bazılarının yapacak daha iyi bir işleri yok.
من المؤسف أن أمثالك ليس لديهم شيئاً أفضل ليفعلوه

Ne yazık ki pezevenk hayatta değil... çünkü bunu duysa kahrından ölürdü.
من المؤسف أن هذا السافل لم يعد حياً فقد كان سينتحر لو سمعها

Ama ne yazık ki kurallar merhamet göstermemi engelliyor.
من المؤسف أن يمنعنى القانون أن أكون رحيماً

Tamam. Hadi bakalım. Ne yazık ki,Koç Gebhardt burda olup sana "kız" deyip suratına basketbol topu fırlatmıyor.
ــ حسناً ــ حسناً من المؤسف أن المدري غيبهارت ليس هنا لبنعتك بفتاة ويلقي بكرات السلة على وجهك

Ne yazık ki, gençler, dünyanın tehlikeli bir yer olduğunu anlamazlar.
من المؤسف أن الصـغار لا يفهمون ..بأن الـعالم مكـانٌ خطر

O kızla görüşemeyecek olması çok kötü. Çok güzel bir kız.
من المؤسف أن لا يستطيع رؤية تلك الفتاة , إنها جميلة

Ama benim için oldukça büyük bir önemi olan bu arkadaşlığı bitirmeye çalışmak gerçekten yazık olur.
ولكن من المؤسف أن تدعي هذا ينهيصداقة.. تعني الكثير لي ..

Bir şeyleri tatmadan ölmek ne acı...
من المؤسف أن تعيش إلى الأبدّ بدون أن تتذوق شيء ما

Babanın, o soda şişesiyle boğazında daha iyi bir iş çıkarmamış olması utanç verici.
من المؤسف أن والدك لم يبلي بلاءً حسن على رقبتك بزجاجة الصودا.

Annenin bunu görememesi çok üzücü. Seninle gurur duyardı.
من المؤسف أن إمك ليست موجودة لتراها كانت لتكون فخورة للغاية بكِ

- Bayan Croft'un gelememesi yazık oldu.
"من المؤسف أن السيدة "كروفت لم يكن بإمكانها الحضور إلى هنا

Bitiş çizgisine bu kadar yakınken onları kaybetmemiz yazık olurdu.
وسيكون من المؤسف أن نفقدها ونحن شديدي القرب من خط النهاية

Lenore'un tüm gece üstüne kusması kötü oldu.
من المؤسف أن (لينور) انطوت على نفسها الليلة