Ama dur biraz, neden hacklediğiniz bu Güvenli hatta muhabbet etmeye devam etmiyoruz ki ben de yerinizi belirleyeyim. | Open Subtitles | لكن، لماذا لا نستمر في الدردشة على هذا الخط المؤمن الذي إخترقته حتى أتمكن من رسم حبة على موقعك |
"İnanç"ın oraya çoktan ulaştığını ve O cennetin kapılarından gireceklerin ilki olacak. | Open Subtitles | وسمعت المؤمن وهو يعبر السماء في مركبته النارية، وكان الأول في عبور بوابات السماء |
Şimdi bir zamanlar "vücudum" dediğin sadık hayvandan feragat et. | Open Subtitles | الآن أنت ستُسلّم بالحيوان المؤمن الذي دعوته في احد المرات بجسدك |
İnananlar cennete gider. İnanmayanlar cehenneme gidecek. | Open Subtitles | المؤمن سيذهب الى الجنّة وغير المؤمن سيذهب الى الجحيم |
Asil komutanlarım cesur askerlerim yüreği iman dolu halkım. | Open Subtitles | قوادى النبلاء.. جنودى الشجعان.. وشعبى المؤمن.. |
Dün iki kardeşimizi kaybettik. Yeni bir mümin Saul'u tapınak muhafızları yakaladı. | Open Subtitles | المؤمن الجديد، شاول، وكان استولى من قبل حراس الهيكل، |
Başkan Grant'ın kendisine bizzat sorması lazım, bu ülkenin dindar insanlarına ne çeşit bir mesaj veriyor? | Open Subtitles | يجب أن يسأل الرئيس غرانت نفسه ما الرسالة التي يوجهها للشعب الطيب المؤمن في هذا البلد؟ |
Şey, annem gerçekten dindardı. | Open Subtitles | حسنا... امي كانت المؤمن الحقيقي |
Doktor Cooper, Vakıf tarafından daha çok sigortalı hasta çekilmesi projesiyle görevlendirildim. | Open Subtitles | الطبيب (كوبر) لقد كنت مثقلة بمهمة جذب المزيد من المرضى المؤمن عليهم |
Güvenli internet sayfamıza giriş yapmış. | Open Subtitles | حسناً, لقد دخل إلى موقعنا على الإنترنت المؤمن... |
Güvenli sitemize senin adın ve parolanla bağlandı. | Open Subtitles | حسناً, لقد دخل إلى موقعنا على الإنترنت المؤمن... مستخدماً إسمك و كلمة السر خاصتك... |
- Güvenli hat sağlanmış efendim. | Open Subtitles | لقد تمكنت من توفير الخط المؤمن يا سيدتي |
Rüyamda İnanç'ın öldüğünü gördüm. | Open Subtitles | في حلمي رأيت المؤمن مات شهادة للحق |
İnanç insanısın, iyi bir hayat sürmüşsün. | Open Subtitles | الرجل المؤمن, يعيش حياة جيدة. |
Bence sadık küçük arkadaşına vaktini nasıl harcadığını anlatmalısın çünkü artık neyin gerçek olduğunu anlamak için fazla uçmuş durumdasın. | Open Subtitles | أعتقد أنه ينبغي أن تخبر صديقك المؤمن كيف يضيع وقته لأنك تحت تأثير المخدرات لكي تعرف ما هو حقًا |
Prynne Hanımefendi nadiren kasabaya indi, rahip ise yerlilerle birlikte yabani yaşama katıldı ve sadık Johnny Sassamon ona arkadaşlık etti. | Open Subtitles | نادرا ما كانت تذهب السيدة برين) للمدينة و القس هرب للبراري) فقط بصحبة الهندي (المؤمن (جوني ساسامون |
İstersen derginin adını Modern İnananlar olarak değiştirebilirsin. | Open Subtitles | حسناً , بأمكانك دوماً ان تُغير اسم المجلة الى المؤمن العصرى |
İnananlar beni görmeye buraya geliyor. | Open Subtitles | جميع الحش المؤمن الذي ينظر إلي |
Asil komutanlarım cesur askerlerim yüreği iman dolu halkım. | Open Subtitles | قوادى النبلاء.. جنودى الشجعان.. وشعبى المؤمن.. |
Yani mümin, Müslüman Allah'a teslim olan anlamına gelmektedir. | Open Subtitles | لذا المؤمن المسلم هو الذي يَستسلم لله |
Galiba burada dindar biri varmış. | Open Subtitles | هذا الصوت يبدو لنا مثل المؤمن فى المعرض |
Şey, annem gerçekten dindardı. | Open Subtitles | حسنا... كانت الأم المؤمن الحقيقي |
Bunlar sigortalı hastalar. | Open Subtitles | هؤلاء المرضى المؤمن عليهم |
Senin gerçek bir inanan olduğunu düşünürdüm hep. | Open Subtitles | لطالما كنت اظن انك مثل ذلك المؤمن الحقيقي |