"المثال" - Traduction Arabe en Turc

    • örnek
        
    • örneği
        
    • örnekte
        
    • alalım
        
    • örneğin
        
    • Mesela
        
    • gelimi
        
    • örneğim
        
    Şimdi, size bir örnek vereyim: Tüm Avrupadaki inanılmaz karmaşıklıktaki göç problemi. TED على سبيل المثال: الهجرة عبر أنحاء أوروبا، والتي تعتبر مشكلة معقدة للغاية.
    Bu örnek Uganda'da yaptığımız bir çalışmadan, haberleşme cihazlarını ortak kullanan insanların bu cihazları nasıl kullandığı hakkında daha karmaşık bir örnek. TED هذا المثال معقد إلى حد ما، وهو من دراسة قمنا بها في أوغندا عن كيفية استخدام هذه الأجهزة بين الأشخاص الذين يتشاركونها.
    Bahsetmek istediğim örnek ya da sormak istediğim soru şu: sıtma nedeni olan organizmayı daha zararsız hale evrimleştirmek için ne yapmalıyız? TED و المثال الذى أود طرحه هو, أو الفكرة التى أود طرحها, السؤال هو, ماذا يمكننا أن نفعل كى نجعل الملاريا أقل ضرراً؟
    Yani tartışmak istediğim şey bu sistematik ve gerçek bilimsel yaklaşımın feromonların gerçekten anlaşılabilir bir hale gelebileceğinin bir örneği. TED ذلك ما أريد أن أحاجج به هو هذا المثال لحيث يمكن للمقاربة العلمية المنهجية حقا أن تحقق فهما حقيقيا للفيرومونات.
    Bununla ilgili en aşırı örnekte bazı vakalarda normal koşullar altında acı olarak hissedilen şey hazza dönüşür. TED ولكن المثال الاكثر تطرفاً هو اننا في بعض الحالات وضمن شروط معينة نستطيع ان نحول الالم الى سعادة
    Sahiplerinin hiçbir planı olmaz. örneğin dün geceyi ele alalım. Open Subtitles المالكين ليس عندهم خطط محددة خذ الليلة الماضية,على سبيل المثال
    Gözünüzde canlandırmanız için size küçük bir yemek şirketinden örnek vereceğim. TED سأعطيكم مثال شركة تموين صغيرة. لطرح هذا المثال على أرض الواقع
    Size vermek istediğim en son örnek. Bu Washington, Soap Gölü haritası. TED المثال الأخير الذي أرغب بتقديمه لكم. هذه هي خارطة بحيرة سوب، واشنطون.
    Sormak istediğim ikinci soru ise daha basit, Diyelim ki örnek olarak vefat etmiş olan kayınpederimin ruhu ile iletişime geçmelerini istedim. TED السؤال الثاني الذي أود أن أسأل، بسيط إلى حد ما. لنفترض انني اطلب منهم الاتصال بروح حماي المتوفى ، على سبيل المثال.
    örnek olarak misk sığırı sürüleri, onlarca kilometreye dağılmış olabilir. Open Subtitles ثور المسك على سبيل المثال قد تكون متباعدة لعشرات الأميال
    Bizden ne kadar büyük bir örnek yaratmak istediklerine bağlı. Open Subtitles هذا يعتمد على حجم المثال الذي يريدون ان يضربونه بنا
    La Fontaine, biçim ve içerik arasındaki en iyi örnek. Open Subtitles في اللغة الفرنسية. لافونتين, المثال الأكبر نجاحاً بين الماضي والحاضر.
    Güvenecekleri biri lâzım bana toplumun önde gelenlerinden biri onlara örnek olacak biri. Open Subtitles عليّ فقط أن أجد شخص يتطلع الناس إليه قائد للمجتمع يظهر لهم المثال
    Bir örnek şu, Lesbos'taki taş ustalarının çalışırken yuvarlak kolonları ölçmeleri gerektiğini görüyor. TED على سبيل المثال .. عندما يرى الحجار يعمل على جزيرة ليسبوس ويحتاج ان يقوم بعملية قياس أعمدة دائرية
    Algılama ile ilgili hızlaca bir örnek daha verelim: bu insanlar ile ilgili değil, fakat kullandığımız ve tükettiğimiz eşyalarla ilgilidir. TED مثال سريع آخر حول الحسية المثال ليس عن الناس ، بل عن الأشياء التي نستخدمها و نستهلكها.
    Size gösterdiğim örnek tamamen detayları bulmak hakkındaydı. TED الآن المثال الذي عرضته عليكم كان كله حول إيجاد التفاصيل.
    Size en kesin örneği vererek başlayacağım: gıdıklanmak. TED ولذا قررنا أنّ المثال الأكثر وضوحا لنبدء منه كان الدغدغة.
    Bunun son bir örneği ise Londra'da epeyce ünlenmiş olan "tıkanıklık fiyatlaması"dır. TED لذا المثال الأخير لتسعيرة الإزدحام، إشتهر العمل به في لندن،
    Bu örnekte olduğu gibi. Bazı zar moleküllerini aldım, doğru bir ortamda karıştırdım, bir kaç saniye içinde buradaki karmaşık ve güzel yapılar oluştu. TED وفي هذا المثال بالذات، فإني استخدمت بعض الجزيئات الغشائية، ومزجتها معاً في بيئة مناسبة، وفي بضع ثوانٍ قامت بتشكيل هذه البنى الجميلة المعقدة هنا.
    Geçen haftayı ele alalım. Bir kadın annesini ziyarete gidiyor Open Subtitles نأخذ على سبيل المثال الأسبوع الماضي إمرأة ذهبت لزيارة والدتها
    DW: Yani insanlar örneğin şunu bulmuştur neden görme duyumuz olduğunu farketmeden görme duyusu üzerine çalışmak bir hatadır. TED د. و. : اكتشف الناس على سبيل المثال أنّ دراسة البصر في غياب ادراك لماذا لدينا بصر هو خطأ.
    Mesela öğlen yemeğimde ne kadar tatlı yediğime dikkat etmeye başlayabilirim böylece. TED ربما علي مراقبة كمية الحلوى التي سأتناولها على الغذاء، على سبيل المثال.
    Söz gelimi 20-30'ar küçük bağışlar halinde Amerika ve Kanada'nın her yerinden gelmesini sağlayabilir. Open Subtitles على سبيل المثال يستطيع أن يجعلها 20 أو 30 ألف متبرع من أنحاء الولايات المتحدة وكندا
    Son örneğim ise genetik mühendisliğinin kötü beslenmeyi azaltmak için kullanılabildiğini gösteren bir örnek. TED المثال الأخير الذي سوف أقدمه سيكون حول استخدام الهندسة الوراثية للحد من سوء التغذية

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus