Sadece doktorunuzla bu konuşmayı gerçekleştirmeniz gerektiğini söylüyorum. | TED | ما أعنيه هو أنه يجب عليك أن تجري هذه المحادثة مع طبيبك |
Umarım Dr. Matsutani'yle de aynı konuşmayı yapmayız. | Open Subtitles | أتمنى أن لا أخوض نفس المحادثة مع مدرس الإقتصاد |
Cleo ile bu konuşmayı sonraya saklamalıydım, okul saatlerinin dışında bir zaman. | Open Subtitles | كان يتعين ان احتفظ بتلك المحادثة مع كليو الى ما بعد ساعات المدرسة |
Konusu açılmışken,annemle konuşma nasıl gitti? | Open Subtitles | بالحديث عن ذلك، كيف سرت المحادثة مع أمي؟ |
Babanla o akardiyon kapının ardında altımda don yokken yaptığım konuşma hayatımın en korku dolu dakikalarıydı. | Open Subtitles | ارعب موقف في حياتي هي حينما خضت تلك المحادثة مع ابيك ، وانا عاري |
Bence annemle bir konuşma yapman gerekiyor. | Open Subtitles | أظنّ أنّ يجدر بك أن تحظى بهذه المحادثة مع أمي |
Bu konuşmayı Mexico City'deki amirlerinizle de yapabiliriz. | Open Subtitles | يمكننا أن نحصل على نفس المحادثة مع مرؤوسيكِ في ميكسيكو ستي |
Anise'in gitmesini ve Freya ile konuşmayı tercih ederim. | Open Subtitles | - كيف أنهي المحادثة مع آنيس -وأتحدث فرييا؟ |
Öyleyse bu konuşmayı neden kocanla yapmıyorsun? | Open Subtitles | فلماذا لا تقومي بهذه المحادثة مع زوجك؟ |
Teddy o gece erken gitmemiş olsaydı belki babamla o konuşmayı hiç yapmazdım. | Open Subtitles | إذا تيدي لم يغادر في وقت مبكر جدا في تلك الليلة، ربمالمأكنلكان تلك المحادثة مع والدي . |
Dur bakalım, bu konuşmayı kızımla yapmayacağım. | Open Subtitles | أوه ! لن أقوم بهذه المحادثة مع ابنتي |
Andy ile "aşağılarda bakım" üzerine düşündüğün konuşmayı yaptın mı? | Open Subtitles | هل حضيتِ بتلك المحادثة مع (آندي) ؟ بخصوص القيام بالقليل من المضاجعة ؟ |
Luke, neden bu konuşmayı, kendi ailenle yapmıyorsun? | Open Subtitles | (لوك)، لماذا لا تحصل على هذه المحادثة مع والديك؟ |
Bu konuşmayı Jian-Yang'le de yapmıştım galiba. | Open Subtitles | لقد قمت بمثل هذه المحادثة مع (جيان يانج) اعتثد |
Ama aynı konuşmayı Louis'le de yaşadık ve çözdük size teklifim şu, siz yok ederseniz ben de yok ederim. | Open Subtitles | لم افعل ولكني حظيت بنفس المحادثة مع (لويس), و وصلنا لحل انا هنا لأخبرك |
Ama Toller'ın öyle bir konuşma yaptığına tanık olmadınız, değil mi? | Open Subtitles | لكن ليس لديّكِ معرفة مباشرة لمثل هذه المحادثة مع (تولر)، أليس كذلك؟ |
Babanla konuşma zamanın gelmiş gibi duruyor. | Open Subtitles | {\pos(190,210)}هل آن الأوان لتخوض في المحادثة مع والدك؟ |