Öğretmenlik yaptığım tiyatro okulunda, sahne Etkinlikleri adlı bir ders var. | TED | حيث أعلّم الطلاب في مدرسة الدراما، يوجد فصل يُسمى التمثيل المسرحي. |
Birçok ufak çaplı derginin tiyatro eleştiri köşesinde adı övgüyle anılıyor. | Open Subtitles | أَطري عليه في مقالات النقد المسرحي في عدة مجلات قليلة الأهمية. |
Bir robotla bir insanın birlikte rol aldığı o zamanın ilk tiyatro oyununu yapmak için bir ay daha bekledim. | TED | و اخذت ايضا شهرا اخر لاقوم بما كان حينها الاداء المسرحي الاول مع البشري و الروبوت اللذان يمثلان مع بعضهما البعض |
sahne gösterisinde bir şarkıcıyı görmek istiyorlar. Yemeği sonra yeriz. | Open Subtitles | يريدون مشاهدة المغني في العرض المسرحي وسوف نأكل بعد لك |
Çok ama çok yeteneklisin. Çocuklar neden hala teatral kostümlerinizin içindesiniz? | Open Subtitles | أنتي جيدة حقا يا رفاق , لماذا ترتدون جميعكم زيكم المسرحي |
En azında şimdilik tiyatro klübüne giremeyeceğini biliyorum. | Open Subtitles | عل الأقل, أعرف أنك لاتخرجين للنادي المسرحي |
Burası tiyatro prova odası. Oyunumuzu futbol alanında oynayamayız, değil mi? | Open Subtitles | هذه غرفة للتدريب المسرحي لن نتمكن من عرض مسرحيةٍ على الملعب، صحيح ؟ |
Aman Tanrım. tiyatro yıllardır kapalı. Karıma ne diyeceğim? | Open Subtitles | ياإلهي ، تأجل العرض المسرحي لمدةٍ طويله، مالذي سأقوله لزوجتي؟ |
tiyatro kulübüne katılmak için bizden izin bile almadı. | Open Subtitles | حتى أنها لم تستأذنا لكي تشترك في نادي الأدب المسرحي |
Okulumdaki tiyatro programı akreditasyonunu kaybetti o yüzden ben de daha fazla ödemem gerekmediğini düşündüm. | Open Subtitles | البرنامج المسرحي بمدرستي ،فقد تفويضه فظننت أنه لم يكن عليّ أن أدفع القرض |
Okulun tiyatro bölümü de harika gösteriler düzenliyor. | Open Subtitles | وقسم المدرسة المسرحي يقدم عروض عظيمة جداً. |
Geri kalan herkes, iyi sonuçlanmayan bir tiyatro oyunu için salonda toplanmış ve kapı da üzerlerine kilitlenmişti, çünkü Bay-- | Open Subtitles | بينما البقية كانوا مشغولين في الأسفل,محجوزين في غرفة الرسم,من أجل الأداء المسرحي الذي تحول الى أحداث شغب بواسطة السيد,أيدجار لاوسون |
En sevdiğim çıkışlarından biri değil ama o abartılı sahne selamlamasından iyidir. | Open Subtitles | أنه ليس بخروجه المفضل بالنسبة لي لكنه يتفوق على إنحنائه المسرحي الدرامي |
Onlar oyunu yazabilir örneğin ve yazarlar sahne tasarımını yapabilir. | TED | بإمكانهم أن يكتبوا مسرحية، على سبيل المثال، والكتّاب قد يعملون على الفن المسرحي. |
Aynı şekilde sahne tasarımı öğrencileri oyunculuk yaparlar ve bu şekilde bir Oyun sahnelerler. | TED | مثل ذلك، قسم الفن المسرحي قد يصبحون ممثلين، و بهذه الطريقة تصنع عرض. |
sahne aşkı hiçbir zaman gerçek aşk olmayacak... yasalar kadınların, süslü kıyafetler içindeki oğlancıklarca oynanmasını emrederken | Open Subtitles | الحب المسرحي لن يكون حباً حقيقياً أبداً ما دام القانون يجعل فتياناً يرتدون ثياب النساء لتأدية أدوارهن |
Bay Whitney, silahı ateşler misiniz? Sayın Yargıç, bu gösterimdeki teatral kullanım için özür dilerim ancak bu tabancanın ateşleme iğnesinde bir bozukluk var. | Open Subtitles | سيد ويتني، هلا اطلقت المسدس؟ لابد ان اعتذر، فضيلتك، عن هذا الأداء المسرحي |
teatral fotografiyle neler yapıyorsun diye sordular. | Open Subtitles | سالوني عنك وكيف تجري معك الامور في التصوير المسرحي |
New York Oyun yazarları herkesle yatar değil mi? - Evet. | Open Subtitles | كاتب نيو يورك المسرحي , ينام في أي مكان ,أليس كذلك؟ |
Katil bir drama istemiş. Dikkat. Gösteri. | Open Subtitles | القاتل أراد الدراما، والإنتباه و المشهد المسرحي. |
Aslına bakarsan oldukça nüanslı ve tiyatral bir şovdu. | Open Subtitles | الذي حصلت عليه من العرض كان في الواقع يوجد فارق لا يذكر بينه وبين العرض المسرحي |