| İhtiyar babanı öldürmek için fare zehri koydun, değil mi? | Open Subtitles | وضعتِ سمّ الفئران فى الطعام كى تقتلى أبيكِ المسنّ ، أليس كذلك؟ |
| Beceriksizin teki olduğu için ihtiyar babanı fare zehriyle öldürmeye çalışıyorsun, öyle mi? | Open Subtitles | تحاولين قتل أبيك المسنّ بسمّ الفئران. هذا لأنه عاجز ولا يصلح لشىء ، أليس كذلك؟ |
| Hey, bu ihtiyar bütün gece seni soruyordu. | Open Subtitles | هذا الرجل المسنّ كان يسأل عنكِ طوال الليل. |
| Zararsız ihtiyara birkaç dakikamı ayırabilirim herhalde. | Open Subtitles | أعتقد بأنّني أستطيع أن أمنح المسنّ الغريب بعض الدّقائق من وقتي |
| Pinkman'in demesine göre Gus ihtiyara eziyet ediyormuş. | Open Subtitles | يقول (بينكمان) كأنه .يعذّب هذا المسنّ |
| Tanrım, moruk dünyanın golf oyunu etrafında döndüğünü sanıyor. | Open Subtitles | يا إلهي، المسنّ يظن أن العالم يتمحور حول مباراة غولف |
| Dördüncü yataktaki moruk herif konusunda tamamen haklı çıktınız. | Open Subtitles | كنت محقّ تماماً بشأن ذلك المسنّ في سرير 4 |
| Askerlerimiz, evlatlarımız sırf başlarındaki ihtiyar gücü elinden bırakmak istemediği için onlara ait olmayan bir ülkede can alıyor ve can veriyor. | Open Subtitles | جنودنا، أولادنا يقتلون ويموتون من أجل موطن لا ينتمي إليهم .فقط لأجل أن يحافظ الرجل المسنّ على السلطة |
| İhtiyar çok korkmuştu. | Open Subtitles | خاف المسنّ كثيراً |
| İhtiyar öldü. | Open Subtitles | لقد أفلسَ الرجل المسنّ. |
| İhtiyar! | Open Subtitles | أنت، أيها المسنّ |
| Pinkman'ın demesine göre Gus ihtiyara eziyet ediyormuş. | Open Subtitles | يقول (بينكمان) كأنه يعذّب هذا المسنّ. |
| - Beni evlendirdikleri moruk. | Open Subtitles | - الرجل المسنّ الذي أجبروني على الزواج به. |