"المقام" - Traduction Arabe en Turc

    • başta
        
    • en
        
    • etapta
        
    • zaten
        
    • olarak
        
    • şeyden
        
    • sıraya
        
    • öncelikle
        
    • baştan
        
    • seferde
        
    • sırada
        
    • asıl
        
    • seferinde
        
    • başından
        
    Önce, nedenini anlamalıyız: Yozlaşma, ilk başta neden ortaya çıkıyor? TED أولاً، يجب فهم السبب: لماذا يحدث الفساد في المقام الأول؟
    Masum olduğunu biliyorsa neden en başta aleyhine tanıklık etti? Open Subtitles إذا علمت أنك برئ فَلِمَ شهدت ضدك في المقام الأول؟
    en başından.. senin o berbat klübüne... adımımı bile atmamam gerekiyordu. Open Subtitles في المقام الأول, لم ينبغي علي وضع قدمي في ناديك القذر
    Sanırım, ilk etapta evinin nasıl saldırıya uğradığıyla ilgili düşünmen gerekiyor. Open Subtitles أظنّكّ عليك أن تفكّر كيف تمّت مهاجمة مأمنكَ في المقام الأوَّل.
    Seninle beraber olduğum için beni zar zor affetti zaten. Open Subtitles وهي بالكاد سامحتني لكوني أقمت علاقة معك في المقام الأول
    Bilgisayarlardan başından beri bize yardım etmelerini istediğimiz konu doğal olarak uzaysaldır. TED معظم ما نريد الحواسيب أن تساعدنا فيه في المقام الأول بطبيعته مكاني.
    Bizi en başta bu noktaya getiren şeyin bir cinayet olduğunu hatırlatırım. Open Subtitles دعيني أذكّركِ أنّها كانت جريمة قتل التي جمعت بيننا في المقام الأوّل؟
    Tabii sen en başta gidip onu görmeseydi bütün bunlar olmazdı. Open Subtitles والذي لم يكن ليحدث لو لم تذهب لتراهل في المقام الاول
    Ama unutma ki, ilk başta bizi biraraya getiren şey de kızgınlıklarımız. Open Subtitles لكن عليك تذكر ان هذا جزء مما جمعنا معا في المقام الأول
    Ama bundan gerçekten sorumlu olan kişi en başta bilgisayarı satan kişi. Open Subtitles ولكنّ الشخص المسؤول حقًّا هو من باع الحاسوب المحمول في المقام الأول.
    asıl önemli olan, neden onunla en baştan tanışmamı istemediğin. Open Subtitles المهم هو لماذا لم تردني أن أقابلها في المقام الأوّل؟
    Madem uydu silahım öldü diyorsunuz aslında en başından beri hiç hayata geçmemişti. Open Subtitles وبقدر ما أنّ القمر الصناعي معطل، فإنه لم يكن يعمل فى المقام الأول.
    Çok uzun zamandır sokaklardayım ilk etapta neden kaçtığımı bile zar zor hatırlıyorum. Open Subtitles لقد عشت في الشوارع لفترة طويلة بالكاد أتذكر لم هربت في المقام الأول
    Bu arada yaygın enfeksiyonlar için aşı geliştirilmesi ilk etapta hastalığın önlenmesine yardımcı olabilir. TED تطوير لقاحات للعدوى الشائعة، في الوقت ذاته، يستطيع منع المرض في المقام الأول.
    Tabii ya. Sen zaten hiç yanlış bir şey yapmadın ki, değil mi? Open Subtitles صحيح، فلم تقومي بفعل أي شيء خاطئ في المقام الأول، أليس كذلك ؟
    Onu içeri sokan da güvenliğin "eli" değil miydi zaten? Open Subtitles أليس سلاح الأمن هو ما أدخله في المقام الأوّل ؟
    Öncelikli olarak donanım, fakat onun dışında her şey sattım. Open Subtitles الخردوات في المقام الأول، لكني قمت ببيع كل شيء آخر
    İyi mizah ve taşlamadan kastım ise, her şeyden önce, doğruluk ve dürüstlük ile yapılmış bir yapıt olmasıdır. TED بالعودة لما أعنيه بأفضل كوميديا وسخرية، أقصد أن أي عمل يصدر في المقام الأول وفي الغالب عن الصدق والنزاهة.
    Bu nedenle karakteri birinci sıraya koymak zorundayım bu karakter barajını geçemeyen bir adam iyi bir başkan olamaz. İkincisi, ben şu tür bir muhafazakarım -- TED ولذلك يجب أن أعتقد أن الشخصية تأتي في المقام الأول، والإنسان الذي لا يتخطى حد الشخصية لا يمكنه أن يكون رئيسا جيدا.
    Bir süper güç, önce ve öncelikle kendi çıkarları doğrultusunda hareket etmelidir. Open Subtitles إن القوى العظمى يجب أن تعمل في المقام الأول على منافعها الخاصة
    İIk seferde seni işe almadığı için o karıyı pişman et. Open Subtitles اجعلي تلك السيدة بأن تشعر بالاسف الشديد لانها لم تعيينك في المقام الأول.
    Oh, öncelikli işim kimyagerlik, fotoğrafçılık ikinci sırada. Open Subtitles ، أنا صيدلي في المقام الأول مصور بعد ذلك
    Eğer ilk seferinde parayı geri ödeseydin, işler bu hale gelmeyecekti. Open Subtitles إذا كنت تسدد المال في المقام الأول لما كنت هنا

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus