Son olarak, erkekler ev işini ve çocuk bakımını paylaştıklarında, daha fazla sevişiyorlar. | TED | وأخيراً، عندما يشارك الرجال بآداء العمل المنزلي ورعاية الابناء، سيحظون بممارسة الجنس أكثر |
Bir mülteci veya ev içi istismardan kaçan birileri olabilirler. | TED | يمكن أن يكون هنالك لاجئ أو هارب من العنف المنزلي. |
Yetişkinlere özgü olan, ev kavgalarından çıkarmaya çalışıyorum, anladın mı? | Open Subtitles | أنا فقط أقوم بشجار البالغين المنزلي التافه ، كما تعلمين |
Bu yasa 1992'nin evde Ses Kayıt Hareketi adını aldı. | TED | وذلك القانون كان يدعى قانون تسجيل الصوت المنزلي لسنة 1992. |
Annesine karşı sürekli aile içi şiddet uyguladığı çağrısı alıyoruz. | Open Subtitles | كنا نستجيب لشكوى العنف المنزلي طوال الوقت في منزل والدته |
Adamım, bu herifler vergi kaçakçısı, ev baskıncısı değil ya. | Open Subtitles | يا رجل، هؤلاءِ يبدون مُذنبين بالغش الضريبي، وليس الغزو المنزلي. |
ev hapsi meselesini konuştuğunuzu ve size uyduğunu söylediğinizi öğrendim. | Open Subtitles | فهمت أنكمـا تحدثتما عن عقوبة الحجز المنزلي وأنك موافق عليهـا؟ |
Fakat toplam sinemadan tiyatroya, ev video ve izle ve seyret gelirleri yükselişte. | TED | ولكن عائدات الافلام سواء من المسارح أو الفيديو المنزلي أو صالات العرض تشهد صعوداً |
Oturuyorlar, akvaryumdaki balığı izliyorlar, 'İyi ev İdaresi' adlı derginin oldukça eski baskılarını okuyorlar. | TED | يجلسون و يشاهدون سمكة ذهبية في حوض للأسماك، يقرأون من النسخ القديمة للغاية مجلة التدبير المنزلي الجيد. |
ev ödevleri, stresli, ama hergün eve giderken, eviniz iş ise, herhangi bir ödev almaya gönüllü değilsinizdir. | TED | الواجب المنزلي يتسم بالضغط, ولكن عندما تعوب للبيت كل يوم ويكون واجبك هو المنزل, حينها لا تريد القيام بأية مهمة. |
Ama bu hikaye ev halkının enerji kullanımından daha fazlası hakkında. | TED | و لكن هذه القصة أكبر بكثير من استهلاك الطاقة المنزلي |
Bu yeni kazanılmış zenginlikle sevgi gerektiren bu işleri kariyerlere dönüştürmemiz ve olgun insanları da dâhil etmemiz veya ev eğitimini de kariyerleştirmemiz gerekmez mi? | TED | ومع هذه الثروة المكتشفة حديثاً، ألا يجب علينا أن نجعل من أعمال الحب مهنًا وأن نسمح لمرافقة المسنين أو التعليم المنزلي بأن تصبح مهناً أيضاً؟ |
Ama yüzde 68 gibi büyük bir oran, eşya üretmek ve çoğumuzun her gün beklediği hizmetleri sunmak amaçlarından kaynaklanıyor. Tarım, ev işi ve inşaat gibi sektörler buna örnek. | TED | و لكن النسبة الأعظم تصل إلى 68 في المئة بغرض خلق البضائع و إيصال الخدمات و التي يعتمد عليها أغلبنا يوميا، في قطاعات مثل العمل الزراعي و العمل المنزلي والبناء. |
Yani erkekler ev işini ve çocuk bakımını paylaştıklarında, çocukları daha mutlu ve sağlıklı oluyor ve erkekler bunu istiyor. | TED | عندما يشارك الرجال بآداء العمل المنزلي ورعاية الابناء، تكون صحة أطفالهم أفضل ويكونوا سعداء أكثر، والرجال يريدون ذلك. |
Yani ev işini ve çocuk bakımını paylaştıklarında, eşleri daha mutlu ve sağlıklı oluyor ve erkekler kesinlikle bunu da ister. | TED | عندما يشارك الرجال بآداء العمل المنزلي ورعاية الابناء، ستتحسن صحة زوجاتهم وتزداد سعادتهن، والرجال بالطبع يريدون ذلك. |
ev işini ve çocuk bakımını paylaştıklarında, erkekler daha sağlıklı oluyor. | TED | عندما يشارك الرجال بآداء العمل المنزلي ورعاية الابناء، تصبح صحة الرجال أفضل. |
Yani ev işini ve çocuk bakımını paylaştıklarında, erkekler daha mutlu ve sağlıklı oluyor. | TED | عندما يشارك الرجال بآداء العمل المنزلي ورعاية الابناء، تصبح صحة الرجال أفضل ويشعرون بسعادة أكبر. |
Bu seks işçiliği için doğru ama tarım işçiliği için de doğru, hizmet sektörü ve ev işleri için de. | TED | هذا صحيح عن الدعارة، لكن أيضا صحيح عن العمل الزراعي، المهن الفندقية والعمل المنزلي. |
Ve yaklaşık 2 hafta içinde, evde hamilelik testi yapabilirsin. | Open Subtitles | وفي غضون اسبوعين يمكن لك ان تجري اختبار الحمل المنزلي |
Öncelikle söylemeliyim ki, ufacık bir aile içi şiddet bile kabul edilemez. | Open Subtitles | في البداية.. دعوني أقول بأن ولا جزء من العنف المنزلي يعتبر مقبول. |
kişisel eşyalar, alan gibi... ...iyi kötü birçok.. ...kaynak kullanmış. | TED | ومهما كان ما يقوم به فهو يشير بشكل ما إلى الدفء المنزلي والمكان والممتلكات الشخصية |
Çünkü kendi temizlik şirketimi açmama yardım edecek. Tess sana söylemememi istedi ama ben çok heyecanlıyım. | Open Subtitles | لانها ستساعدني بانشاء شركتي للتنظيف المنزلي |
Ayrıca biliyoruz ki evdeki kamera kayıtları hiç eve gitmediğini gösteriyor. | Open Subtitles | ونعلم أنّ سجلاّت أمنه المنزلي تُظهر أنّه لمْ يصل هناك قط. |
Birlikte Home Ec'e de gitmişsiniz. Harika. | Open Subtitles | أنتما تذهبان للاقتصاد المنزلي معاً أيضاً هذا شيء جميل |
haneye tecavüzde millete ateş edebilirim. | Open Subtitles | انه يتسنى لي ان اطلق النار على الناس في الاقتحام المنزلي |