Bu ikisi arasındaki tek fark nasıl anlatıldığı nasıl iletildiğidir. | TED | والفرق الوحيد بين الفكرتين هو طريقة توصيلهما. |
Beni üzen şey, en iyi ve en kötü öğrencilerim arasındaki tek farkın I.Q. olmamasıydı. | TED | لكن الشيء الذي استوقفنيهو أن ليست نسبة الذكاء هي الاختلاف الوحيد بين أفضل وأسوء طلبتي. |
Deneyimlerime göre, sabah insanları ile gece insanları arasındaki tek fark, sabah erken kalkan insanların son derece kendini beğenmiş olmasıdır. | TED | في تجربتي، الفرق الوحيد بين من يستيقظ صباحا ومن يستيقظ مساء هو أن من يستيقظ في الصباح الباكر معتدون بأنفسهم بشكل فظيع. |
ve bu gruplar arasındaki tek farklılıktı. Lancet dergisinde yayınlanan randomize kontrollü bir çalışmaydı. | TED | وهذا كان الفارق الوحيد بين المجموعتين لقد كانت دراسة عشوائية مراقبة نشرت في مجلة لانسيت. |
Bu kaleyle diğerleri arasında tek bir fark var. | Open Subtitles | والفرق الوحيد بين هذه القلعة وباقي القلاع |
A-P'yi her renkten öğrenciye açmak bu okulun ve en büyük bağışçılarının desteğinin önündeki tek engelse ne olacak sizce? | Open Subtitles | إذا كان إدماج "آرمسترونغ - باركر" العائق الوحيد بين هذه الجامعة ودعم أكبر متبرعيها، |
Geçici heves ve ömür boyu süren tutku arasındaki tek fark, geçici hevesin biraz daha uzun sürmesidir. | Open Subtitles | إن الفرق الوحيد بين النزوة و عاطفة مدى الحياة هو أن النزوة تدوم لوقت أطول |
Mick, bir kahramanla bir korkak arasındaki tek farkın kahramanın kararlığı olduğunu söylerdi. | Open Subtitles | ميكى كان يقول أن الفرق الوحيد بين البطل والجبان أن البطل يرغب فى أن يحاول |
Orasıyla burası arasındaki tek fark, bizim sahamızın kenarından nehir geçiyor. | Open Subtitles | و الفارق الوحيد بين هنا و هناك هو أن ملعبنا يجرى بجواره نهر |
Gerçekten bu yönde yaşayan insanlarla, hayatın sihrini yaşamayan insanlar arasındaki tek fark: | Open Subtitles | الفرق الوحيد بين الذين يعيشون فعلاً بتلك الطريقة والذين لا يعيشون في عجائب الحياة |
Yargıçlar arasındaki tek fark kişinin nasıl öldürülmesi gerektiği. | Open Subtitles | الإختلاف الوحيد بين الفقهاء هو طريقة القتل |
Göz ve kas arasındaki tek bağlantı beyin. | Open Subtitles | الرابط الوحيد بين العين والعضلات هو الدماغ |
Mesleklerimiz arasındaki tek fark ben birinin üstesinden geldiğimde, göğüslerime boşalmazlar. | Open Subtitles | هذا هو الفرق الوحيد بين أعمالي غير أنني عندما أقتل الناس ، فأنني أبعد الكثير عن عاتقي. |
Varsayımsal olarak konuşursak, ya Dünya'nın bire bir kopyasını bulsaydık ve bulduğumuz bu yeni gezegenle şu anki gezegenimiz arasındaki tek fark, insan evriminin henüz gerçekleşmemiş olması olsaydı en ham haliyle... | Open Subtitles | ماذا لو تحدثنا افتراضا أننا اكتشفنا نسخة طبق الأصل من كوكب الأرض والفرق الوحيد بين |
Gece Nöbeti, krallık ile arkada yatanların arasındaki tek şey. | Open Subtitles | حرس الليل هو السد الوحيد بين المملكة وما يقبع في الجانب الآخر |
sizin ve benin konumlarımız arasındaki tek fark siz öğrencilerin seçme hakkını ellerinden aldınız. | Open Subtitles | الفرق الوحيد بين مكاني و مكانك بأنك تأخذ منهم خيارهم |
Bu yargılama ile O yargılama arasındaki tek fark... kurbanın şu an ölü olması. | Open Subtitles | الفرق الوحيد بين تلك المحاكمة وهذه هو بأن الضحية قد ماتت الآن |
İkimizin babaları arasındaki tek fark ne biliyor musun? | Open Subtitles | هل تعلم الفرق الوحيد بين والدي و والدك ؟ |
Rick, sorgulanamaz zekan ve aileni yok eden bu rahatsızlık arasındaki tek bağlantı, ailendeki herkesin, sen de dahil, bu rahatsızlığı makul kılmak için zekasını kullanması. | Open Subtitles | ريك، والاتصال الوحيد بين ذكائك لا يرقى إليه الشك والمرض تدمير عائلتك هو أن الجميع في عائلتك، |
Bayrak. Bu kaleyle diğerleri arasında tek bir fark var. | Open Subtitles | والفرق الوحيد بين هذه القلعة وباقي القلاع |
Dagda Mor'un özgürlüğünün önündeki tek engel sensin. | Open Subtitles | أنت العائق الوحيد بين (داغدامور) وحرّيته. |
Bu yaklaşımın amacı çalışma konusu olan değişkenin, gruplar arasındaki, sonucu etkileyebilecek, tek değişken olduğundan emin olmaktır. | TED | تحاول هذه العملية تأكيد أن الفرق الوحيد بين المجموعات هو الذي يحاول الباحثون دراسته. |