"الوسادة" - Traduction Arabe en Turc

    • yastık
        
    • yastığı
        
    • yastığa
        
    • yastığın
        
    • yastıkla
        
    • yastığının
        
    • yastığını
        
    • yastıkta
        
    • yastıktan
        
    • minder
        
    • minderin
        
    • minderi
        
    • yastığımın
        
    • Yastıkların
        
    Gecenin ortasında bir şey yapmak istediğimde yastık bana bakıyor. Open Subtitles و عندما أتقرب من زوجتي خلال الليل تحدق الوسادة في
    ...o zaman en büyük sorunun yastık olduğu günleri arayacaksın. Open Subtitles و سوف تشتاق لتلك الأيام حيث كانت الوسادة أكبر مشاكلك
    'Hava yastığı yakması' diye adlandırılır ve genellikle birkaç günde geçer. Open Subtitles إنه يدعى التهاب الوسادة الهوائية الجلدي عادة يزول خلال عدة أيام
    Bunu hava yastığı tartışmalarıyla kıyaslayın, muhtemelen 30 yıl öncesinde kalmıştır. TED لنقارن ذلك بنقاش الوسادة الهوائية -- تقريبا نحو ٣٠ سنة للوراء.
    ...kafamı bir yastığa dayamak hiç bu kadar güzel gelmemişti... Open Subtitles رأسي على الوسادة كما لك أحس بهذه البرودة من قبل
    Sorun değil, fakat tüm o zaman boyunca yastığın altındaydı. Open Subtitles شيئ لا يهم، ولكنه كان تحت . الوسادة طوال الوقت
    Yüzüne bir yastık bastırıp ölene kadar tutmadan önce mi? Open Subtitles قبل ان تضع الوسادة على وجهه وتخنقه بها حتى لموت؟
    Kıyafetin içindeki yastık ve Bebek İsa seni tamamen hamile gösterdi. Open Subtitles أجل. بين الوسادة ورضيع المسيح ،الذي يرفع فستانك .أنت تبدين حبلى
    Cam kırıklarının üzerine yastık koyduk, yatak örtüsünü kolumuza sardık. Duvarı bu şekilde tırmandık. Ve çıplak ayakla kaçtık. TED ووضعنا الوسادة عليها وقمنا بلف أغطية السرير على ساعدينا وتسلقنا الجدار، وهربنا ونحن حفاة القدمين.
    Kafanı yaklaştır, yastık bu tarafta daha iyi. Open Subtitles إقتربي أكثر، الوسادة تكون دافئة على هذا الجانب.
    yastık ne kadar büyükse, vuruş o kadar tatlıdır. Open Subtitles كلما كانت الوسادة أكبر, كلما كان الدفع أفضل
    O yastığı kabartmıştı zaten. Monica o yastığı önceden kabartmıştın ama keyfine bak tabii. Open Subtitles لقد نظفت هذه الوسادة من قبل لقد نظفتها من قبل يكفي
    -George? Ayağımın altındaki yastığı destekler misin? Open Subtitles ضع هذه الوسادة تحت قدمي، هلَا فعلت من فضلك؟
    Sonra banyoyu hazırladım, korkuyla fark ettim ki biri yastığı parçalamış. Open Subtitles لاحقاً بوقت إستحمامي ، لاحظت مذعوراً أن أحدهم أفسد الوسادة
    Kızdığımda ben bir yastığı yumruklarım. Open Subtitles اتعرف ماذا افعل عندما اغضب؟ اضرب الوسادة
    Bu da yastığa başını koyman ve vicdanının rahat olmasını gerektirir. Open Subtitles الذي يطرح الرأس على الوسادة دون خلط نفسك مع الوغد ؟
    yastığa vur. Gör kendini nasıl hissedeceksin. Open Subtitles فقط تضرب الوسادة جرب لتري شعورك ماذا سيكون
    Çünkü o yastığın altındaki katlanmış geceliği biliyordu. Open Subtitles لأنه كان يعلم عن ثوب النوم المطوي تحت الوسادة
    İkimiz de duyabilelim diye telefonu yastığın ortasına koymuştum. Open Subtitles وضعت الهاتف على الوسادة بيننا لكي نستطيع كلينا أن نسمعك
    Bay David Baker tarafından, elinizde yastıkla banyoya girerken görüldünüz. Open Subtitles و لقد شاهدك السيد بيكر و أنتِ تدخلين الحمام حالمة الوسادة بيديكِ
    Görüyorsunuz, karımın huyu her sabah kalktığında geceliğini katlayıp, yastığının altına yerleştirmekti. Open Subtitles كانت من عادتها أن تطوي ثيابها في غرفة النوم كل صباح حين تستيقظ وتضعها تحت الوسادة
    Bunlar oluşan origami katları, ve şimdi hava yastığını şişerken görüyorsunuz ve çalışıp çalışmadığını öğreniyorsunuz. TED هذه التشكيلة المطوية من الاوريغامي ويمكنك الآن رؤية الوسادة الهوائية و هي تنتفح و معرفة: ما إذا كان يعمل؟
    Arkası adama dönük, kafası yastıkta. Open Subtitles و كان ظهرها في اتجاهه و رأسها على الوسادة و كان قد وضع أصابعه في شعرها الأشقر
    Yağmur yağdığı gece... ve ben sana yastıktan bir şemsiye yapmıştım! Open Subtitles تلك الليلة عندما كانت تمطر و أنا صنعت لكِ الشمسية من الوسادة
    Futbol maçına minder götürmeyin unutmayın. Open Subtitles لاتنس الوسادة التي نأخذها في مباريات الكرة
    Hele sen bir getir. Saklayı verelim minderin altına. Open Subtitles .أحضِريهم إليّ فحسب دعونا نُخبّئهم تحت الوسادة
    Biliyorum kanepe yeterince büyük değil, ama arkadaki minderi kaldırıp oynaşabiliriz. Open Subtitles أعلم أن الأريكة ليست مريحة جداً و لكننا نستطيع إزاحة الوسادة الخلفية و نمارس الشذوذ
    yastığımın kokusunu halen hatırlıyorum. Üç gün ona ağladım. Open Subtitles أستطيع أن أتذكر رائحة غطاء الوسادة التي ظللت أبكي عليها ثلاثة أيام
    Küçük Yastıkların, büyüklerin arkasında olmaları; seni çıldırtırdı. Open Subtitles كنت تهتاجين عندما تكون الوسادة الصغير خلف الكبيرة

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus