Kendi babasını ispiyonlayan birinden ahlak dersi almak istemiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أحتاج إلى درس بالأخلاق من شخص مستعد ان يشي بأبيه |
Onu babasını bir başkasının sattığına ikna edebilirsek Rebecca'nın kardeşi paçayı kurtarır. | Open Subtitles | إن أقنعناه أن شخص أخر هو من أوقع بأبيه بالتالي سيكف عن البحث عن ترينت |
Ya da belki olumlu bir örnek olduğunu kanıtlayan babasını tanımak iyi geliyordur. | Open Subtitles | أو ربما معرفته بأبيه الذي يثبت بأنّه قدوة حسنة |
babasının adını vermiş, ki tek varisi de oymuş. | Open Subtitles | لقد سماها تيمنا بأبيه و الذي بالمناسبة كان الوحيد الموجود على وصيته |
İtiraf etmeliyim ki Jesse Caine'nin babasıyla ilgili dosyası düzenli ve eksiksiz. | Open Subtitles | حسناً, تعرفين, يجب أن اعترف بأن ملف جيسي كين المتعلق بأبيه منظم جداً و مكتمل |
Benim babama yapılan aynı şeyi, sen de onun babasına yaptın. | Open Subtitles | لقد فعلت بأبيه مافعلوه باأبي بالضبط |
Hiçbir arkadaşımın babalarıyla bizimki gibi bir ilişkileri yok. | Open Subtitles | ليس لأحد من أصدقائي علاقة بأبيه كعلاقتنا |
Ya da bunak babasını bakım evine tıkan bir evlat olacaksın. | Open Subtitles | أم انت نوع الأبناء الذي يلقي بأبيه العجوز بعيدا في دار العجزة |
Koltuk değneği olmayan herkes aşağı inip ölü babasını aramasını engelliyor! | Open Subtitles | كُل من ليس في الوقت الحالي على عُكازة ينزل إلى هُنالك و أوقفه عن أتصال بأبيه الميت |
Ev cevap vermiyor. babasını arayacağım. | Open Subtitles | لا إجابة في المنزل سأتصل بأبيه |
Jason'un babasını aramasının gerektiğini ve ona neler olup bittiğini anlatmasının şart olduğunu söyledim. | Open Subtitles | قلت أن " جيسون " يجب أن يتصل بأبيه ويخبره بما يجري |
babasını tuzağa o düşürdüyse, kiminle çalışıyor ki? | Open Subtitles | إذا كان هو أوقع بأبيه فمن يعمل معه؟ |
O sayede babasını arayabildim. | Open Subtitles | حينها كنت قادرة على الاتصال بأبيه. |
Stiles işe yaramaz babasını arıyor ve ona silahla iyi nişan alabilen birini göndermesini söylüyor. | Open Subtitles | ستايلس" يتصل بأبيه عديم المنفعه ويخبره" ليرسل شخص ما بسلاح وتصويبه جيد |
Rick komisyonumu vermiyordu yine ben de babasını aradım sonunda... | Open Subtitles | "ريك" أراد أن يحملني المسؤلية لذا في نهاية المطاف إتصل بأبيه |
Bahse girerim babasının ucuz viski şişesinin dibinde bir yerdedir. | Open Subtitles | لذا، أظنّ أنه كان غارقًا في زجاجة الويسكي الرخيصة الخاصّة بأبيه. |
14 yaşında bir erkek kardeşi var, Lucius Domitius Ahenobarbus, babasının ismini taşıyor. | TED | ولديها أخ أكبر منها وهو في الرابعة عشرة من العمر هو "لوسيس ديميتس أهينوباربس" سمي تيمناً بأبيه. |
Evet ona babasının adını koyduk. Ama onu kısaca Junior diyoruz. | Open Subtitles | نعم, سمينا ابن أخي تيمناً بأبيه "فنسميه "الابن |
Oğlanı babasıyla takas etmek istiyorlar. | Open Subtitles | يريدون استبداله بأبيه. |
babasıyla alakalı olmalı. | Open Subtitles | - لأمر متعلق بأبيه |
Çocuk babasına kesin kes güveniyor. | Open Subtitles | الصبي يثق بأبيه حتماً |
Ben, erkeklerin babalarıyla iletişim halinde olmalarının hayatlarına yön verdiğine inanırım. | Open Subtitles | يحدث أنني أعلم أن صلة الرجل بأبيه تشكل حياته |