her şeyin yolunda olduğunu söylerim. Ve o gider. Sonra siz de gidersiniz. | Open Subtitles | أستطيع اخبارها بأن كل شيء بخير ومن بعدها ستذهب ومن ثم تستطيعون الذهاب |
Doktor her şeyin yolunda olduğunu söyledi fakat dinlenmelisin. | Open Subtitles | الدكتورة قالت بأن كل شيء بخير لكنك بحاجة للراحة |
Şimdi eve koş ve annene her şeyin yolunda olduğunu söyle. | Open Subtitles | والآن اذهب إلى أمك وأخبرها بأن كل شيء بخير |
Birimiz gidip, her şey yolunda mı diye kontrol etmeli. | Open Subtitles | أحدنا يجب عليه الذهاب والتأكد بأن كل شيء بخير |
Birimiz gidip, her şey yolunda mı diye kontrol etmeli. | Open Subtitles | أحدنا يجب عليه الذهاب والتأكد بأن كل شيء بخير |
Ne zamandır her şey yolundaymış gibi davranmak yüce kaiden oldu? | Open Subtitles | منذُ متي والتظاهر بأن كل شيء بخير أصبح فجأةً شيء عادي؟ |
Her zaman böyle yapıyordun, her şey yolundaymış gibi. | Open Subtitles | كنت تفعل هذا دوماً، تتظاهر بأن كل شيء بخير. |
Sen de her şeyin yolunda olduğunu söylemek için buraya geldin. | Open Subtitles | وأنت هنا تخبرني بأن كل شيء بخير. |
Şimdi eve koş ve annene her şeyin yolunda olduğunu söyle. | Open Subtitles | "والآن اذهب إلى أمك "وأخبرها بأن كل شيء بخير |
Beni arayıp her şeyin yolunda olduğunu söyleyip, Afrika'ya gelmememi istedi. | Open Subtitles | كنت في (جنيف) اتصل واخبرني بأن كل شيء بخير |
her şey yolundaymış gibi davranmayı bırakalım artık, çünkü değil. | Open Subtitles | لنتوقف عن التظاهر بأن كل شيء بخير , لأن هذا غير صحيح . |
her şey yolundaymış gibi yapamam. Çünkü değil! | Open Subtitles | لن أتظاهر بأن كل شيء بخير |