Şimdilik izin verin sizi bu hipotezin akla yatkın olduğuna ikna etmeye çalışayım, gerçekten peşinden gitmeye değer bir hipotez olduğuna. | TED | اما الآن، دعوني احاول إقناعكم بمصداقية هذا الإفتراض، بإنه يستحق أن يؤخذ بجدية. |
Onun işe yaramaz olduğuna dair karısını dolduruşa getirdiğime inanıyordu. Sanki karısı bunu bilmiyormuş gibi. | Open Subtitles | كانَ على إقتناع ، إنّي أحاول إقناعها بإنه إنسان فاشل و أنها بحاجة لديل مؤيد لذلك. |
İyi olduğuna eminim ama ayarlanacak durumda olduğumu sanmıyorum. | Open Subtitles | أنا متأكدة بإنه لطيف, ولكني أظنُ أنني لستُ بمزاجي للتعارف على احدهم. |
Evet. Hala eski mafya infazcısı olduğuna inanamıyorum. | Open Subtitles | أجل، لازلت لا يُمكنني التصديق بإنه عضو سابق في المافيا. |
Deprem haberlerinde biri vardı.İnsanları bunun iyi haber olduğuna iknaya uğraşıyordu. | Open Subtitles | تكره شخص الذي يرى زلزالاً على الأخبار وبعدها يحاول إقناع الجميع بإنه شيء جيد. |
Hakim Hernandez, günlüğün mevcut yazarı olmadan günlüğün ifadesinin kabul edilemez olduğuna karar verdi. | Open Subtitles | القاضي هيرنانديز حكم بإنه من دون حضور المؤلفة لذلك بما ان المتهم نفسه يقول المفكرة غير مقبولة |
Bu sana ait olduğuna göre.. ...hiç şüphesiz dolu olduğunu biliyorsun. | Open Subtitles | بما إنه سلاحك، فبالتأكيد ليس علينا أن نذكّرك بإنه معبأ. |
Sol arka cebinde olduğuna bahse girebilirim. | Open Subtitles | أنا مستعد على المراهنة بإنه في جيبك الخلفي الأيسر. |
Kolay değil, doğru olduğuna inanıyorum. | Open Subtitles | ليس بسهل، ولكن اشعر بإنه صائب. |
Ama iki insanı aynı anda sevmenin mümkün olduğuna inanıyorum. | Open Subtitles | ولكن صدقت بإنه من الممكن أن نحب شخصين |
NASA uzun zaman önce bu tip şeyleri bizimle getirmektense daha önceden göndermenin daha kolay olduğuna karar verdi. | Open Subtitles | لذت قررت (ناسا) منذ وقت طويل بإنه سيكون من الأسهل إرسال بعض تلك الإمدادات مسبقًا بدلًا من جلبها معنا |
Ve Michael kendini içeri attırmadan önce, Lincoln'ü kafamdan atmış ve suçlu olduğuna inanmıştım. | Open Subtitles | وقبل أن يدخل (مايكل) السجن كُنت قد تركت (لينكون) واعتقدت بإنه مُذنب |
Hala masum olduğuna emin misin? | Open Subtitles | والآن أنت متأكد بإنه بريء ؟ |
Öyle olduğuna eminim... | Open Subtitles | أنا واثقة بإنه كان كذلك |
Bir çıkış olduğuna inanmalısın. | Open Subtitles | يجب أن تؤمني بإنه يوجد حل. |
İlahi olduğuna dair yeminler ediyorlar, Majesteleri. | Open Subtitles | سيحلفن بإنه رباني سموكم |
Ya John Sculley ne olacak? Benimle aynı fikirde olduğuna yemin edebilirim. | Open Subtitles | فلن يكون هناك (جون سكولي) الذي وعدتكِ بإنه سوف يتفق معي. |
Ya John Sculley ne olacak? Benimle aynı fikirde olduğuna yemin edebilirim. | Open Subtitles | فلن يكون هناك (جون سكولي) الذي وعدتكِ بإنه سوف يتفق معي. |
Harry'nin, Grodd'u, Wells olduğuna, babası olduğuna inandırabilirsek Caitlin'i bırakması için ikna edebiliriz. | Open Subtitles | بإنه (ويلز) والده (فربما يمكننا إقناعه بإطلاق سراح (كيتلين |
Peter kurtadam olduğuna inanıyor mu peki? | Open Subtitles | (هل يعتقد (بيتر بإنه "مستئذب"؟ |