| Keşke daha önce tanışsaydık. Sizinle konuşmak çok hoşuma gitti. | Open Subtitles | ليتني قابلتك في وقت مبكر ، لقد استمتعت بالحديث معك |
| Biliyor musun, geçen gün seni aradığımda, benimle konuşmak isteyeceğini bile sanmıyordum. | Open Subtitles | أتعلمين، عندما هاتفتك في ذلك اليوم لم أعلم أنك سترغبين بالحديث معي |
| Lazar Wolf, zenginlerden laf açılmışken işte, sevgili dostumuz Lazar Wolf. | Open Subtitles | ليزر وولف بالحديث عن الأثرياء يجلس هناك، صديقنا الجيد ليزر وولف |
| Paradan söz açılmışken gördüğüm kadarıyla, otele yine fahişe almaya başlamışlar. | Open Subtitles | بالحديث عن الافكار الجيدة أرى أنهم سمحوا هنا للعاهرات مرة أخرى |
| Çocuk demişken, o gün vitrinde gördüğümüz karyolayı hatırlıyor musun? | Open Subtitles | بالحديث عن هذا ، أتذكرين المهد الذي رأيناه في المعرض؟ |
| Senin için sorun olmayacaksa, onunla ilk ben konuşmak isterim. | Open Subtitles | أذا لم تكن تُمانع, فأنا أود أن أبدأ بالحديث معه |
| Seninle bir daha konuşmak istediğime dair herhangi bir niyet mi sezinledin? | Open Subtitles | هل أعطيتك أي أنطباع بأن لدي رغبة بالحديث معك مرةً ثانية ؟ |
| Aksi takdirde polis sizinle de bu konuda konuşmak isteyecektir. | Open Subtitles | على خلاف ذلك، أعتقد بأن الشرطة قد ترغب بالحديث معك |
| Eğer seninle tekrar konuşmak isterlerse onlara ne söylemen gerektiğini sor. | Open Subtitles | إسأله عما يفترض بك ان تجيبهم ان رغبوا بالحديث معك مجددا |
| Hazır laf cinsiyetten açılmışken, ...neden sen şu gorillerinle konuşmuyorsun? | Open Subtitles | بالحديث عن هذا لمَ لا تحاول التحدث مع أولئك الغوريلات |
| Ama Hazır arkadaştan laf açılmışken hayat arkadaşınızla konuştunuz mu? | Open Subtitles | لكن بالحديث عن الأفضل هل تحدثت مع نصفك الأخر الأفضل؟ |
| Hazır konu açılmışken, bu biraz garip gelebilir, ...bu yüzden söyleyip geçeceğim. | Open Subtitles | بالحديث عن هذا قد يبدو هذا مُحْرجاً لذا سأقوله على أي حال |
| İş demişken, sana işle ilgili bir şey sorabilir miyim? | Open Subtitles | حسناً، بالحديث عن العمل هل يمكنني أن أسألك شيئاً عنه؟ |
| Gözetleme demişken bu gece sen de olacaksın, değil mi? | Open Subtitles | مهلا مهلا بالحديث عن المراقبة أنت ستقومين بالمراقبة الليلة صحيح؟ |
| Çingene müziği demişken, o Ochi Tchornya kutularını satmakta büyük sorun yaşıyoruz, değil mi? | Open Subtitles | بالحديث عن موسيقى الغجر لقد خضنا الكثير من المتاعب فى بيع صناديق الأوتشا تشورنيا أليس كذلك ؟ |
| Organizasyonun geri kalanından 10 dakikalık üretkenliği çalan bir toplantıdır bu bir saatlik toplantı, ki aslında iki veya üç kişi ile birkaç dakika konuşma ile halledilebilecek şeylerdir konular. | TED | انها 10 ساعات من الإنتاجية , مأخوذة من بقية المنظمة ليكون هذا الاجتماع لمدة ساعة واحدة التي ربما كان ينبغي التعامل معها من قبل شخصين أو ثلاثة بالحديث لبضع دقائق. |
| Günahtan söz etmişken, Binbaşı hiç bir katilden söz etti mi? | Open Subtitles | بالحديث عن الذنوب, هل سبق وتحدّث معك الميجور عن قاتل ؟ |
| Doktorların sadece konuşarak hastalarının içini rahatlattığı şeye ne deniyordu? | Open Subtitles | ما هذا الشيء الذي يجعلك الأطباء ترتاح به بالحديث معهم؟ |
| Trish veya kendisi hakkında bir şeyleri açığa vurması için konuşmayı sürdürmeye çalışın. | Open Subtitles | حاول ان تجعله يستمر بالحديث حتى يكشف شيئا عن تريش او عن نفسه |
| Bir dakika konuşabilir miyiz? | Open Subtitles | دعني أتحدث معكَ، هل تسمح لي بالحديث معكَ لوهلة ؟ |
| Yeri gelmişken, bu konuşmaya yalnızca 28 dakika tahsis ettim. | Open Subtitles | بالحديث عن ذلك، لقد خصصت 28 دقيقة ،لهذه المحادثة فحسب |
| Lafı geçmişken daha önce hiç birinci sınıf uçtun mu? | Open Subtitles | بالحديث عن ذلك، هل سافرت جوًّا في مقاعد الدرجة الأولى؟ |
| İti an çomağı hazırla. Jorge. | Open Subtitles | المعذرة, بالحديث عن الشيطان إنه ـ هورهي ـ |
| Sağlam sevgiden bahsetmişken Katelyn Ohashi bunun harika bir örneği. | TED | بالحديث عن الحب الصارم، كاتلين أوهاشي خير مثال عن هذا. |
| konuş, hayatımı kurtarıyorsun. Aşağılık kompleksim var. | Open Subtitles | استمر بالحديث فانت تنقذ حياتى فلدى شعور بالنقص |
| Ve bu arada bil bakalım kim yeni müdür için arama komitesinde? | Open Subtitles | بالحديث عن هذا احزري من سيكون ضمن لجنة البحث عن مدير جديد؟ |