Tanrı Ram için her Sita'sız an zehir gibi geçiyor. | Open Subtitles | كل لحظة بدون سيتا بالنسبة لرام كانت لحظات مليئة بالسم |
zehir yanımdaydı, ancak onlar bir piknik sepeti dahi almamışlardı. | Open Subtitles | احتفظ بالسم معي ، لكنهم لم يأخذا معهم حتى سلة تـَنزه |
Yakınındaki insanın, seninle biraz daha vakit geçirmek için kendisini üç yıl boyunca zehirle doldurmasını izlemek, sizinle kalıyor. | TED | لأنك عندما تشاهد من يُهمك يملأ نفسه بالسم لمدة ثلاث سنوات، ليتمكن من البقاء معك لفترة أطول بقليل، ذلك يبقى معك، |
Bazıları gerçek, bazıları zehirle doldurulmuş robot. | Open Subtitles | بعضها حقيقي والبعض الآخر ثعابين آلية مملؤة بالسم |
Herkes kovana zehirli ilaç sıkmam gerektiği söylüyor, ama ne diyebilirim ki, onları dikkate değer buluyorum. | Open Subtitles | رش القفير بالسم لكن ماذا يسعني القول؟ اجدها مثيرة للاهتمام |
Affedersiniz Bay Balsam, Özel Ajan Callen ve Hanna size birkaç soru sormak için buraya geliyorlar. | Open Subtitles | معذرة يا سيد بالسم العميل الخاص كالن وهانا بطريقهم الى هنا ليسألونك بعض الاسئله |
Eğer zehir yüklü bir ağa düşerlerse vücutları felç olacak ve kıpırdayamaz hale gelecekler. | Open Subtitles | اذا مسكناهم في شبكة محمله بالسم أجسامهم ستصبح مشلوله وهم لَن يتزحزحوا |
Eğer zehir yüklü bir ağa düşerlerse vücutları felç olacak ve kıpırdayamaz hale gelecekler. | Open Subtitles | اذا مسكناهم في الشبكة محموله بالسم أجسامهم ستصبح المشلوله وهم لَن يتزحزحوا |
Kadının kapısına bir tabak dolusu zehir ile dayanmak benim aklıma asla gelmezdi. | Open Subtitles | لم اكن لأفكر بالذهاب الى باب تلك المرأة مع صحن ملىء بالسم |
Işıksız bir gecede hançerlerini savuran biz... ..akşam yemeklerinize zehir katanlarız! | Open Subtitles | نحن الذين نلوح بخناجرنا في ليل غير مقمر نحن الذين نلوث عشائك بالسم نحن قتلة |
Bu yerde her gün çalışıyor olsaydım öğle yemeğinde bir kutu zehir yerdim. | Open Subtitles | لو كنت مضطر للعمل هناك كل يوم . ساملأ حقيبة الغداء بالسم |
Turtayı soğuması için pencerenin kenarına bırakmıştım, patronum turtanın içine zehir koymaya çalıştı. | Open Subtitles | بينما وضعت الفطيرة على النافذة لتبرد رئيسي حاول حقنها بالسم |
Hayır, yanılıyorsun. Bardağın dolu kısmını görüyorum, ama zehirle dolu. | Open Subtitles | كلا، أنتِ مخطئة، أراها نصف ممتلئة ولكن بالسم |
Aslında iştahını seni zehirle vurduktan sonra elde ediyorsun. | Open Subtitles | صحيح عندما تستعيد شهيتك عندها يضربونك بالسم ثانية |
Suyla seyreltiliyor, zehirle karıştırılıyor ve cinayeti iş için araç olarak gören bir grup suçlu tarafından yasa dışı satılıyor. | Open Subtitles | تم تخفيف تركيزه، خلطه بالسم وبيعه بصورة غير قانونية من طرف مجرمين يعتبرون القتل سوى وسيلة للتعامل |
İçerisi zehirle dolu olabilir. İlk ben gireceğim. | Open Subtitles | قد يكون هذا المكان ممتلئ بالسم سأدخل أولاً |
Üvey annem, kıymetli kızına başka rakip çıksın istemedi ve beni zehirle öldürmeye çalıştı. | Open Subtitles | لم ترد زوجة والدتي أن يكون هنالك أي مزاحم لابنتها، لذلك حاولت قتلي بالسم |
Herkes kovana zehirli ilaç sıkmam gerektiği söylüyor, ama ne diyebilirim ki, onları dikkate değer buluyorum. | Open Subtitles | الجميع يخبرني انه يجب علي رش القفير بالسم لكن ماذا يسعني القول؟ |
Arkadaşınız o zehirli yılanı bulup getirse iyi olur. | Open Subtitles | من الأفضل أن يعود صديقك بالسم إلى هنا قريباً. |
Watson bana Phil Balsam'ın yerine gelen kişiyle çalışmaya başlayacağını söyledi. | Open Subtitles | واطسون تخبرني انك ستبدأي العمل مع البديل لفيل بالسم |
Sinornithosaurus'un zehri, öldürebilir çıktı. | Open Subtitles | اتّضح أن السينورنيسوصور يستطيع القتل بالسم |
Güvenli degil MAVI... Gamma zehirlenmesiyle yasamak güvenli degil. | Open Subtitles | ذلك غير أمن العيش بالسم(جاما)0 ليس بأمر أمن |
zehre göre olanlar zehrin t ürüne göre ayrılır çürütücü, tahriş edici, gazla, alkoloidlerle, uyuşturucuyla,... proteinlerle, falan filan. | Open Subtitles | انتحار بالسم ينقسم إلى فروع مادة آكلة,مثيرات,غازات,مخدرات,و هلم جرّ |
İçim dışım Kanada zehiriyle dolu ve fal baktırmak istiyorum. | Open Subtitles | أنا مليئة بالسم الكنديّ وسأذهب لتقرأ لي بطاقات مستقبلي |