Öyle olsaydı, bir uzay gemisiyle değil sadece uçaklarla gelirlerdi. | Open Subtitles | انهم لايريدون القدوم في سفينة فضائية انهم يأتون بالطائرات |
Daha dün kağıt uçaklarla ilgileniyordu, şimdi kafa kesme portrelerine sardı. | Open Subtitles | أعنى من دقيقة مضت كان يلعب بالطائرات الورقية والان يقوم برسم صور عن قطع الرؤوس |
Her yerden bomba sesi ve uçak gürültüsü geliyordu. Dışarı koştum. | Open Subtitles | وقتها هرعت إلى الشرفه و رأيت على الفور السماء تعج بالطائرات اليابانيه |
Abim bir keresinde bana konu uçurtma olunca Rewari'de Sultan'dan iyisi yok demişti. | Open Subtitles | أخبرني أخي ذات مرة أنه لا يوجد أفضل من سلطان في جميع أنحاء ريواري عندما يتعلق الأمر بالإمساك بالطائرات الورقية |
El-Kaide'nin 19 üyesinin, uçakları kaçırarak binalara çarpmayı planlaması komplonun ta kendisi. | TED | تسعة عشر عضوا في تنظيم القاعدة خططو لضرب مباني بالطائرات مما يشكل مؤامرة |
Pekala, o küpü çıkarmak için istasyona hava koruma uçaklarının ve Kara Şahinlerin gelmesini istiyorum. | Open Subtitles | اريد غطاءاً جويا بالطائرات ومروحيات بلاك هوك في المحطة لضمان سلامة هذا المكعب مفهوم ؟ |
Fakat donanma yedek askeri olarak kalmış ve süpersonik uçaklarla uçmaya devam edebilmiş. | Open Subtitles | لكنه ظل في إحتياطي البحرية حتى يستطيع الإستمرار في الطيران بالطائرات الأسرع من الصوت. |
Toplu taşımadan çok özel uçaklarla seyahat eder. | Open Subtitles | هو مهتم أكثـر بالطائرات الخاصة، من وسائل النقل العامة، |
Kimse daha önce böyle yanıklar görmemişti, ...hepimiz bizim ortaya çıkarmak için gönderildiğimiz uçaklarla ilgili bir şeyler döndüğünden şüphelenmeye başladık. | Open Subtitles | لا أحد رأى الحروق مثل هذه قبل ذلك، لكن القطعة منّا بدأوا الشكّ هم له شيء متعلق بالطائرات... بأنّ نحن أرسل للتعافي. |
Dinle beni .uçaklarla dolu bir panom var. | Open Subtitles | أستمع إلي. لدينا لوحة ممتلئة بالطائرات |
"Dünyamda, teröristler 23 Ekim 2001'de ikiz kulelere uçaklarla saldırdı. | Open Subtitles | على أرضي، الإرهابيون صدموا" برجي مركز التجارة العالمي بالطائرات "في 23 أكتوبر، 2001 |
Bizden, mücadeleye devam edebilecekleri uçak gibi, tank gibi, silah gibi, yük gemisi gibi kendi özgürlüklerini ve bizim güvenliğimizi mümkün kılacak yardımlar talep ediyorlar. | Open Subtitles | أنهم يسئلونا أن نزودهم بأدوات القتال بالطائرات ، الدبابات بالسفن ، بالذخيره أشياء تدعم دفاعهم عن حريتهم و عن أمننا نحن |
Ülkeye gelen tüm uçak, gemi ve diğer vasıtalar başka taraflara yönlendirilecek. | Open Subtitles | كل الرحلات الخارجية بالطائرات والسفن ووسائل النقل الأخرى.. ستتلقى أوامر بتحويل طريقها إلى مقاصد بديلة |
Adam hayır işleri için tüm dünyayı dolaşıyor dağlara tırmanıyor, uçak kullanıyor. | Open Subtitles | انه يطوف العالم و يقوم بالاعمال الخيرية يتسلق الصخور يحلق بالطائرات |
Efendim, uçurtma yakalamak kolay değildir. | Open Subtitles | الإمساك بالطائرات الورقية ليس أمرا سهلاً . يا سيدي |
Leonard, Penny'nin onu uçurtma uçuran ufak tefek biri olduğu için arkadaşlarından sakladığını yeni fark etti. | Open Subtitles | أدرك لينورد للتو أن بيني تحاول إخفاؤه عن أصدقائها لأنه رجل صغير جدا يلعب بالطائرات الورقية |
Kore ordusu karadaki kontrolünü kaybederse diye, ...bombardıman uçakları hazırladık. | Open Subtitles | فقط في حالة خسارة الجيش الكوري السيطرة على أرض المعركة. علينا الدفع بالطائرات المقاتلة. |
A31 ve A32 casus uçaklarının kontrolünü HS hava kontrolüne aktarıyorum. Evet, anlaşıldı. | Open Subtitles | يتم تحويل التحكم بالطائرات دون طيار "أي31" و "أي32" إلى القيادة الجوية |
Daha fazla İHA ile sahayı daha iyi koruyabiliriz. Bunu dile getir- | Open Subtitles | يمكننا تغطية باقي الحفارات بالطائرات بالميدان. |
uçaklar da dahil olmak kaydıyla bu seyahat çeşitlerinin işe yarmaz , hantal ,yavaş ve çok fazla kirlilik yarattığına karar verdik. | Open Subtitles | وفيما يتعلق بالطائرات, حان الوقت لندرك أن وسيلة السفر هذه غير فعالة, مُرهقة، بطيئة ,و تسبب الكثير من التلوث. |
Bu pek diğer uçaklara benzemez. | Open Subtitles | هذه ليست أشبه بالطائرات المعتادة. |