Bu konuda haksız olabilirim ve bu senin için kötü olur. | Open Subtitles | ربما أكون مخطئاً ، و سيكون هذا سيئاً للغاية بالنسبة إليك |
Sen mutlusun çünkü senin için değişen bir şey yok. | Open Subtitles | أنـتَ بخير ، لأنّ هذا لايمثل أيّ فرق بالنسبة إليك |
Yemek için kalmayacağım, herşeyin senin için aynı olmasını umarım. | Open Subtitles | أنا لَنْ أَبْقى للعشاءِ، إذا كان نفس الشيء بالنسبة إليك. |
Bunun senin için garip olduğunu biliyorum, çünkü benim için de çok garip. | Open Subtitles | أعلم أن هذا غريب بالنسبة إليك . لأنه غريب حقاً بالنسبة لي أيضاً |
Büyük hayal kırıklığına uğradım, sizin için de öyle olduğuna eminim. | Open Subtitles | كانت خيبة أمل كبيرة بالنسبة إلي كما كانت بالنسبة إليك بالتأكيد |
Şu bir kaç ay senin için çok yoğun geçti, | Open Subtitles | أعلم بأنه هذه كانت عدة أشهر طويلة جداً بالنسبة إليك |
Hâlâ şehirde olduğunu ona haber edersem senin için hiç iyi olmaz. | Open Subtitles | لو أخبرته أنك موجود في البلدة ستصير الأمور سيئة جداً بالنسبة إليك |
Hayatında senin için önemli olan birinin olduğunun farkına varmamıştım. | Open Subtitles | لم أدرك أن في حياتك أمر بهذه الأهمية بالنسبة إليك. |
Burada senin için oldukça acılı olacak bir şey yapacağız. | Open Subtitles | نحن هنا بصدد القيام بأمرٍ في غاية الألم بالنسبة إليك. |
senin için eve benzer birşey yapmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | و أن أحاول أن أجعل شئ مثل البيت بالنسبة إليك |
Sorun şu ki senin için her vaka en önemli vakayken bizim için binlercesinden biri. | Open Subtitles | المشكلة هى أن كل حالة هى الوحيدة بالنسبة إليك و بالنسبة إلينا ، إنها واحدة فى ألف حالة |
Bu senin için pek Noel'e benzemeyecek. | Open Subtitles | أليس هذا أكثر من عيد ميلاد عادى بالنسبة إليك |
senin için büyük bir şok olmalı. Bizim için de öyleydi. | Open Subtitles | إنها صدمة مروعة بالنسبة إليك كما كانت بالنسبة إلينا |
Ama senin için çok farklı, Sibyl. Ve bu beni çok mutsuz ediyor. | Open Subtitles | لكن الأمر سيختلف بالنسبة إليك يا " سيبيل" و هذا يجعلنى تعيساً للغاية |
Erdemin senin için bir anlamı yok mu, bayım? | Open Subtitles | ألا يعنى الحق شيئاً بالنسبة إليك يا سيدى ؟ |
Sadece fahişe! Yani kadınlar senin için sadece sikme makineleridir. | Open Subtitles | فقط إليك لذا النساء لا شيء سوى مكائن جنسية بالنسبة إليك. |
Kahrolası dava yarın başlıyor, senin için şimdiden bitmiş. | Open Subtitles | لقد انتهى الأمر بالنسبة إليك ومازالت القضية ستبدأ غداً |
O zaman bu makine senin için yeni değil. | Open Subtitles | إذًا هذه ولابد آلة عتيقة الطراز بالنسبة إليك. |
JuIius,senin için hassas bir konu olduğunu biliyorum... biz aynı değiliz aynı şekilde davranmıyoruz.. | Open Subtitles | جوليوس ، أعلم أن هذا الموضوع حساس جداً بالنسبة إليك ولكننا لا نشبه بعضنا ، ولا نتشابه بالتصرفات |
Belki de benim düşüncelerin senin için yeterince entelektüel değildir. Öyle değildir-- | Open Subtitles | ربما أن آرائى ليست فكرية بالنسبة إليك بما يكفى ، ربما أنها ليست |
Konunun sizin için para olmadığını biliyorum öte yandan şu anki yıllık gelirinizin 185 bin olduğunu da biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أن الأمر لا يتعلق بالأموال بالنسبة إليك لكنني أعرف أيضاً أن معاشك السنوي الحالي يبلغ 185 ألف دولار |
senin içinse hiçbir şey değişmiyor. | Open Subtitles | لكن لا شيء يتغير بالنسبة إليك |