Deniz aşırı olarak, Yeni Zelanda, Fiji ve Bali'ye gittim. | Open Subtitles | في الخارج أنا كُنْتُ في .نيوزيلندا ، فيجي، و بالي |
Ya da Bali'deki hangi tatil kasabasının en romantik olduğu. | Open Subtitles | . او ان بالي ريسورت يعتبر الاكثر رومانسية في العالم |
Belediye başkanları dünyayı yönetseydi dediğimde, bu söz ilk defa aklıma geldiğinde, fark ettim ki, aslında bunu yapıyorlar. | TED | عندما اقول لو ان المحافظين حكموا العالم اول مرة اختلقت هذة الجملة يخطر علي بالي انهم بالفعل يحكمون العالم |
Biliyorsun ki, eşim, Balli'nin vurulduğu silaha benzer bir silahla öldürüldü. | Open Subtitles | هل تعلم, زوجتي قتلت في السلاح نفسه الذي قتل به بالي.. |
Christy ve kızlarla arabada olacağım zamana kadar bunu aklımda tutacağım. | Open Subtitles | سأبقي هذا في بالي بوجود كريستي و الأولاد معي في السيارة |
Masamda oturmuş bir araştırma burs talebi yazıyordum ve daha önce hiç aklıma gelmeyen bir düşünce geçti aklımdan. | TED | كنت جالسةً في مقعدي، أتقدّم لمنحة، ومرّت ببالي فكرة لم تخطر على بالي مسبقاً. |
Bali'nin son siyah domuzları olan bu adamlar için alan yaptık. | TED | وافسحنا مجالا لهؤلاء الذين هم آخر الخنازير السوداء في بالي. |
Bu Bali'de olan altı odalı kişiye özel inşa edilmiş ev. | TED | هذا منزل مبني حسب الطلب مكون من ستة طوابق في جزيرة بالي. |
MW: İkimiz kardeşiz ve dünyadaki en iyi okula gidiyoruz: Green School, Bali. | TED | نحن أخوات، ونذهب الى أفضل مدرسة على وجه الأرض: المدرسة الخضراء، في جزيرة بالي. |
MW: O gece oturup beyin fırtınası yaptık ve Bali'deki tüm sorunları düşündük. | TED | ونحن على الأريكة في تلك الليلة، تقارعنا الأفكار وفكرنا في جميع المشاكل التي تواجهها بالي. |
Bali hükümetinin desteğini almak için yaptığımız ilk girişimler başarısız oldu. | TED | بائت أول محاولة لنا في اقناع الحكومة في بالي بالفشل. |
Birinin dediğine göre Bali hava limanından yılda 16 milyon giriş ve çıkış yapılıyormuş. | TED | ذكر متحدث بان مطار بالي الدولي يقوم باستقبال ١٦ مليون من القادمين والمغادرين في العام. |
Burada her şey çok iyi gidiyordu, hiç aklıma gelmedi. | Open Subtitles | بصراحة, كان كل شيء بخير لذا لم يخطر على بالي |
Kacırdıgın seyleri dusunmeye calısıyorum da, aklıma pek bir sey gelmiyor! | Open Subtitles | أحاول أن أتخيل ماذا فاتك ولكن لا شيء يخطر في بالي |
Bak Balli canım, bu ölüm evi... | Open Subtitles | انظر يا عزيزي بالي.. المنزل الذي به الموت.. |
Balli canım, Johnny film izlemeyi seviyor. | Open Subtitles | عزيزي بالي.. جوني يحب مشاهدة الأفلام. |
aklımda bazı şeylerin olduğunu söyle ona. | Open Subtitles | أخبرْه أنني حَصلتُ على الأشياءِ التي في بالي |
Bunu yaptığıma inanamıyorum. aklımda çok şey var. Bu lanet kadını çekemem. | Open Subtitles | لا أستطيع القيام بهذا العمل اليوم فثمّة أمور كثيرة تشغل بالي |
Çok harika bir kadın. Hiç aklımdan çıkmıyor. | Open Subtitles | إنها رائعة, أقصد أنها في بالي طوال الوقت |
İncelediğim ilk yerlerden birisi Manhattan'ın merkezindeki küçük bir cep parkı olan Paley Parkı idi. | TED | واحدة من أولى الأماكن التي درستها كانت حديقة صغيرة تدعى بالي بارك في وسط مانهاتن. |
Sana destek olmak için buraya geldiğimde, Aklımdaki bu değildi. | Open Subtitles | عندما أتيت هنا لمساندتك لم يكن هذا الشيئ في بالي |
Bir haftadır ilk kez kafamı kanserden uzaklaştırdığınız için teşekkürler! | Open Subtitles | ولكن شكراً على إخراج السرطان من بالي لأول مرة منذ اسبوع |
aklım hep onda. Böyle yapamayız, tamam mı? | Open Subtitles | إنّها تشغل بالي و لمْ نقترب مِنْ إتقانها، اتّفقنا؟ |
Atlantic City'de, Bally'de şovu var. | Open Subtitles | يقدّم فقرة عند فندق بالي في أتلانتيك سيتي. |
Kafamda bilinçsiz bir şekilde oluşmuştu ta ki yıllar sonrasına kadar. | Open Subtitles | لم يكن ذلك يشغل بالي إطلاقاً. إلى أن مرت ثمان سنين، |
Hiç düşünmemiştim. aklımın ucundan bile geçmedi. | Open Subtitles | انا حتى لم افكر بها حتى انها لم تمر في بالي |
Her şeye rağmen beni hâlâ seviyor olabileceğini düşündüm. | Open Subtitles | خطر في بالي أنها ربما طا تزال تحبني رغم كل ما حدث |
Sanırım bunu uzun zamandır düşünmemiştim, detaylı bir şekilde yani ve bunu gerçek anlamda kafamdan atamadım, sebebini bilmiyorum. | Open Subtitles | لم أفكر في هذا الأمر كثيراً ليس في التفاصيل ومن ثم خطرت على بالي |
Düşündüğüm şeyin sizin için bir ipucu olacağını düşünüyordum. | Open Subtitles | كنت أفكر بأن يجب أن أقول لك بما يخطر في بالي |