Bunun zorlu bir problem olduğunu gördük ama işin püf noktası, kişinin çok sayıdaki fotoğraflarını önceden analiz etmek. | TED | تبيّن أنّ هذه المشكلة صعبة للغاية، لكن الحيلة الأساسية هي أننا سنقوم بتحليل مجموعة كبيرة من صور الشخص سلفاً. |
Hayır, bilgisayar kanımı analiz ederken, yapacak daha iyi bir şeyim yok. | Open Subtitles | لا , لا يوجد شيء أفضل لفعله بينما يقوم الحاسوب بتحليل دمائى |
Ben seni analiz etmeyi ve bu korkunun temelini bulmaya çalışacağım. | Open Subtitles | أظن أني سأقوم بتحليل شخصيتك لأصل إلى السبب وراء خوفك ذاك |
Çünkü çok küçük bir sayı tutmak da eğer diğer kişiler de denge analizi yapmıyorsa, kötü bir seçimdir. | TED | لانّ انتقاء رقم منخفض هو اختيار سيّء إن لم يكن بقيّة النّاس يقومون بتحليل التّوازن هم أيضا. |
Sinir dokusuna kan testi yaptık ve cesetten aldığımız dokunun kan grubuyla karşılaştırdık. | Open Subtitles | قمنا بتحليل الدماء من نسيج الأعصاب و قارناها بفئه الدم من نسيج الجثه |
Bu tür kilise gibi yapıları analiz ediyor ve çevrimiçi diğer fotoğraflarla eşleştiriyor. | Open Subtitles | و التى تقوم بتحليل المعالم الرئيسية انة تُطابقها امام الصور الموجودة على الشبكة |
Keresinde hepimiz kanıtları analiz daha fazla cevap için umut ediyorum. | Open Subtitles | آمل أن نجد المزيد من الإجابات حالما نقوم بتحليل جميع الأدلة |
Ürünler tasarladık ve kimyasalları milyonda bir parçacığına kadar analiz ettik. | TED | لذا قد صممنا منتجات وقمنا بتحليل المواد الكيميائية وصولاً إلى أجزاء من المليون. |
Bunun için dünyada kullanılan enerji ile ilgili bir analiz yapmam gerekti. | TED | كان علي ان اقوم بتحليل عن استخدام الطاقة في العالم .. |
Sahip olduğumuz ve yaptığımız şey, içerik üretmek, sonra eğitim vermek, sonrasında kullanıcı deneyimlerini analiz edip, içeriği geliştiriyoruz. | TED | فعلينا أن نوفر المحتوى ثم نقدم التدريب، ثم نقوم بتحليل أنماط الاستخدام ليتسنى لنا تحسين المحتوى بها. |
Tamam, şimdi yapıyı analiz ettik peki bunun kontrolle ilişkisi nasıl? | TED | لكل الشركات الإنتقالية. حسناً، قمنا الآن بتحليل البنية، فكيف يرتبط ذلك بالسيطرة؟ |
Orduda kaç cinsel taciz vakası olduğu artık analiz ediliyor. | TED | في الجيش يقومون بتحليل كم أعتداء جنسي حدث. |
Kıtayı, 80 kilometrelik bloklar hâlinde analiz ettik. Fark ettik ki, çiftçilerin yarısı sadece boyalı alanda yaşıyorlar | TED | قمنا بتحليل كل خمسين ميل على الخريطة. وجدا أن نصف المزارعين يعملون فقط في تلك المنطقة المظللة. |
Ajan Starling, sizi zorunlu izne gönderiyorum... evrak analizi bunun bir hata olduğunu bildirene dek izinlisiniz. | Open Subtitles | انا اضعك في اجازه اداريه حتى يخبرني بتحليل الوثيقه وبشكل صريح هذا خطا وقع الان |
Bu esere bir DNA testi yapilsa mukemmel bir posta adres listesi olusur. | TED | و بتحليل الحمض النووي لهذا الغبار ، سوف تنتج قائمة بريدية كبيرة. |
Konuşmak isteyeceğini düşünmek profilini çıkarmak anlamına gelmez. | Open Subtitles | والتفكير بأنك تريدين التحدث ليس بتحليل نفسي |
Mineral içeriğini inceledim. Bu ezilmiş gri kumtaşı. | Open Subtitles | قمت بتحليل المكونات المعدنية، وجدت أنها الفلسبار و الكوارتز |
Beynimizi bir süper bilgisayara benzetmeyi severiz, bilgilerin rasyonel analizini yapan ve kesin sonuçlara ulaşan bir aygıt gibi. | TED | فنحن نميل إلى التفكير بأدمغتنا على أنها حواسيب فائقة تقوم بتحليل البيانات بشكل منطقي والتوصّل إلى استنتاجات دقيقة. |
Ama aynı zamanda biz de verilerini inceledik, sürecin süresinin yargılama güçlerindeki sosyal eşitsizliklerden etkilenip etkilenmediğine baktık. | TED | بل قمنا أيضا بتحليل بياناتهم بأنفسنا، لمعرفة ما إذا كانت مدة عرض القضايا بمحكمتهم تتأثر بتفاوتات اجتماعية. |
Beklediğim şeyi elde eder etmez onlara tam bir profil çıkarabileceğimi söyledim. | Open Subtitles | قلت انى استطيع القيام بتحليل لأجلكم بمجرد ان احصل على ما احتاجه |
Olay Yeri İnceleme Ekibi bunlara bakmış mı? | Open Subtitles | هل قام المعمل الجنائي بتحليل البصمات و الآثـار ؟ |
Roger için o killi şistten petrol analizine başlamadın. | Open Subtitles | أنت لم تبدئ بتحليل الحجر النفطي لروجر |
Owen Marie'nin test sonuçlarını analiz ediyor. Umarım bize bir bulgu verir. | Open Subtitles | يقوم أوين بتحليل نتائح فحوصات ماري الآن ، عسى أن يمنحنا هذا خيطاً ما |
Bir ABD analiziyle işe başladık Sizinle bazı ilginç bulgularımızı paylaşayım | TED | بدأنا بتحليل للولايات المتحدة، ودعوني أريكم بعض النتائج المشوقة. |
İlaç ve aşı için doğru kombinasyonu bulmak için her formülü incele. | Open Subtitles | قومي بتحليل كل صيغة للحصول على التركيبة الصحيحة ولإنتاج الدواء واللقاح |
Şu kâğıt şeritlerde parmak izi arıyorum ama şimdiye kadar lekeden başka şey bulamadım. | Open Subtitles | لا، أنا كنت اقوم بتحليل هذه الأشرطة الورقية وأبحث عن بصمات الأصابع لكن حتى الآن لم أحصل إلا على هذه اللطخات |
Göğüs röntgeni, idrar tahlili ve c- reaktif protein analizi alalım. | Open Subtitles | دعينا نجري له أشعة على صدره ونقوم بتحليل للبول |