"بتسليمه" - Traduction Arabe en Turc

• teslim
• ihbar
• vermekle

Onları Fransız yetkililere teslim ettik ve çok memnun oldular.
قمنا بتسليمه إلى السلطات الفرنسية، والتي كانت مسرورة كثيرا بإستعادته.

Bilmiyorum, Benny. teslim edilecek yemekler, kiralanacak daireler var...
لا أعلم يا بيني فلدي طعام يجب أن أقوم بتسليمه وشقق أأجرها

Bunu Hari Bin Kerim'e teslim edecektim.
إنه ليس ملكى كى أبيعه سأقوم بتسليمه إلى حارى بن كريم

Kısa bir süre önce teslim ettim.
أعنى , أنا قممت بتسليمه فقط منذ فترة قليلة

Sadece istediklerinizi yaptıysa neden onu ihbar ettiniz?
حسنٌ، لو قام بما طلبته منه لماذا قمت بتسليمه ؟

Biri onu öldürmeye kalkarsa da telefonu federallere vermekle tehdit etti.
وهدّدت بتسليمه للفيدراليين لو حاول أيّ شخص إنهاء المُهمّة.

Onunla işin biter bitmez, Nazi avcılarına teslim et.
وبمجرد أن يفى بالغرض قم بتسليمه إلى النازيين

İşin biter bitmez onu polise teslim edeceğim. Anladım.
قريباً ستبدأ مهمتك لذا انا سأقوم بتسليمه للشرطة

Ben bu pisliği alıp, Kabil'de Amerikalılara teslim edeceğim
ساخذ هذا اللقيط الى كابول وسأقوم بتسليمه للامريكان

Şu sihirli silahınızı bize teslim etseniz.
سلاحك السحري هذا , لماذا لا تقم بتسليمه ؟

Eğer itiraf etmezse, benim de kendi elimle, Cley'e teslim etmekten başka çarem kalmaz.
اذا لم يكن هناك احد ، لا املك خيارا آخر الا بتسليمه بنفسي الى كلاي

Eğer onu teslim edersen... eğer O'nu, öldürmesi için Babama verirsen... senin ve benim, asla ve hiçbir şekilde... bir araya gelmemiz mümkün olamaz.
إذا قمت بتسليمه إذا قمت بتسليمه لوالدي ليتم قتله أنت و انا لن يكون لنا أي أمل قط

Geçmişi yüzünden onu yetkililere teslim etmem önerildi.
وفقاً لتأريخه، نصحتُ بتسليمه إلى السلطات.

Fırsatımız varken onu teslim etmeliydik.
كان من المفترض أن نقوم بتسليمه عندما سنحت لنا الفرصة

Eğer davanızla alakalı bilgileri bulursak... size teslim edeceğiz.
واذا وجدنا اي شيء له صلة بقضيتك سنقوم بتسليمه لك

Öyle teslim almıyorlar, eOkul'a yüklemek zorundasın.
لا يسمحون لهم بتسليمه يدويًا يجب أن يرفعه على الموقع الاكتروني

Yakalanırsa teslim edileceğine söz verdim.
وعدت بتسليمه إذا تم القبض عليه

Bu işi yapmanın yegane kuralı, Parayı alabilmek için adamı teslim etmektir.
المهم أن نحصل على المكافأة بتسليمه

Ayrıca onu ihbar etmemizin seni ne kadar inciteceğinin de farkındaydık.
وعلى الأكثر نحن نعرف كيف سوف تتأذين إن قمنا بتسليمه.

Bobby, Robinson'un şantajcı olduğunu anlayıp onu polise vermekle tehdit etmiştir.
اكتشف (بوبي) أنّ (روبنسون) هُو المُبتز، ومن ثمّ هدّد بتسليمه إلى الشرطة.