Ve başkalarının hatalarına dalga geçmek için değil fakat sevgi dolu, destekleyici biçimde değinir ki herkes yararlansın. | TED | وتشير لاخطاء الاخرين, ليس بسخرية ولكن بحب, ومسانده ليستفيد منها الجميع. |
Sizinki gerçek aşk değil. Birbirinizi, doğru dürüst tanımıyorsunuz bile. | Open Subtitles | ما بينكما ليس بحب حقيقي، أنتم بالكادّ تعرفان بعضكما البعض |
Bu lanet Owens kadınına aşık olacak her erkek içindi. | Open Subtitles | لعنة تصيب أي رجل يتجاسر ويقع بحب أمرأة من أسرتنا |
Kim olduğumuzun çok yakından bir parçası olduğu için ömrü dolmuş insan formuna sevgiyle bakmak nasıl olurdu? | TED | ما من شأنه أن يكون مثل النظر في شكل الإنسان المنتهي الصلاحية بحب لأنه بشكل وثيق جدا جزء منا نحن جميعا؟ |
Açıkçası çok endişeliydim ama bu özgür ruh olayını sevmeye başladım. | Open Subtitles | يجب أن أقول أني كنت قلقاً لكني بدأت بحب شخصيتي الاستقلالية |
James, Kraliçe'nin Essex'e olan yakınlığından ve onun doğumuyla ilgili söylentilerden haberdar. | Open Subtitles | جيمس يعلم بحب الملكة لاسيكس وعن الاشاعة بأنه ابنها وانه مهتم بالموضوع |
Nasıl olduğunu bilemezsin... uzun zaman birini sevip, onun da aşkına cevap verip, vermeyeceği hakkında hiç bir fikrinin olmamasını. | Open Subtitles | لا تعرف كيف يبدو أن تكون واقعاً بحب أحدهم لسنين وهم ليس لديهم أدنى فكره على أنهم سوف يبادلونك الحب |
Radha' yı delicesine seviyorum! onsuz yaşayamam. | Open Subtitles | أنا مجنون بحب رادها لا أستطيع العيش بدونها |
Bu kadar sevgi zengini olan merhamet yoksulu olabilir mi? | Open Subtitles | أيمكن لأحد يحظى بحب كبيرأن يكون له هذا القدر الضئيل من الشفقه ؟ |
Bu kadar sevgi zengini olan, merhamet yoksulu olabilir mi? | Open Subtitles | أيمكن لأحد يحظى بحب كبيرأن يكون له هذا القدر الضئيل من الشفقه ؟ |
Bir yetişkin nasıl 11 yaşındaki bir oğlanla aşk yaşar? | Open Subtitles | كيف لرجلٍ بالغ أن يقع بحب طفل ذو 11 عام؟ |
Hayatım, Kelimelerimi oku ve aşk diye atan kalbimi hisset. | Open Subtitles | عزيزتي ، اقرأي كلماتي واسمعي قلبي الذي يتحدث بحب ناعم ولا يموت |
Jettel! Asla şansım olmadı çünkü hep evli bir kadına aşık oldum. | Open Subtitles | كان من سوء حظي أنني كنت أقع بحب نساءٍ كُنَّ لغيري بالفعل |
Belki bu kıza delice aşık olduğunu sanıyorsun, ama Ondan uzak durmalısın. | Open Subtitles | ،قد تعتقد بأنك مجنون بحب هذه الفتاة لكنك يجب أن تبتعد عنها |
o benim mutlulugum o benim sevgilim... gülerek, sevgiyle bakan, benim "Deewana" adlim | Open Subtitles | هذه قسمتي و هذا حبي تضحك بحب و تسميني المجنون |
Sen, 10 yıl bana sevgiyle baktın mı? | Open Subtitles | أنتِ لم تنظري إليّ أبداً بحب طوال العشر سنوات |
Kalpsizsiniz. Beni tekrar sevmeye hazır olunca geri geleceğim. | Open Subtitles | انتِ بلآ قلب عندما تكونون مستعودون لمعاملتى بحب |
Cambridge'e gittim ve orada, teorik fiziğe aşık oldum. | TED | و ذهبت إلى كامبريدج . و هنالك وقعت بحب الفيزياء النظرية |
Şan, şöhret veya servet sahibi olmasam da, şu an olduğum kişi olarak, kızınızın aşkına talibim. | Open Subtitles | مع أني بدون شهرة أو ثروة ولكني أطمح بحب إبنتك |
Biliyorum bunu söylememeliyim ama ben keklerimi seviyorum. | Open Subtitles | انا عارفه مش المفروض اقول كده انا بحب الكعك بتاعى |
Lionel... babasını, küçük yaşta kaybettiği için yoğun bir anne sevgisi ile kutsandı. | Open Subtitles | ليونيل نظرا لفقدانه أبيه و هو فى سن صغير فقد حظى بحب متدفق من أمه |
Hayatının aşkı bana ne dedi biliyor musun? | Open Subtitles | أتعرفين ما الذي قاله لي , ذلك الذي تسميه بحب حياتك |
Peki, bu nefret dolu aptalların sevgisini kazanmak için vakit geldi. | Open Subtitles | حسناً, حان وقت الفوز بحب هؤلاء البلهاء البغضاء |
Ve birdenbire onu aşkla... sevmediğinden kuşku duymaya başlamıştı. | Open Subtitles | وفجأة لم تكن متأكدة من أنها لم تُغرم به بحب لم تراه |
Hayır, asıl çılgınlık birlikte yaşadığın kişiyi seviyormuş gibi yapmaktır. | Open Subtitles | لا، الجنون هو أن تتظاهر بحب الشخص الذي تعيش معه. |
- Ben ACDC severim. - Ben dini müzik grubu ADBC'yi severim. | Open Subtitles | ماشي انا بحب الشعبي وانا بحب الشعبي الاوبرالي |
Güneyli bir erkeğin köpeğine beslediği sevgiyi asla hafife almam. | Open Subtitles | أنا لم أقلل أبداً بحب الرجل الجنوبي لكلبه |