Bir deniz memelisi senin bildiğinden daha fazla sonardan anlar. | Open Subtitles | كائن بحري يعرف الكثير عن السونار أكثر منك, أجهض العملية |
Ada, şu an bulunduğumuz yerden 206 deniz mili uzakta. | Open Subtitles | إنها علي بعد 206 ميل بحري عن مكان وجودنا الاّن. |
Birkaç hafta içinde, sessiz tepeler üreyen dört milyon deniz kuşunun çığlıklarıyla canlanır. | Open Subtitles | وخلال أسابيع قليلة تعود التلال الصامتة للحياة.. بأصوات 4 ملايين طير بحري يتكاثر |
Georgetown Üniversitesi Amerikan Tarihi MIT makine mühendisliği mezunu Donanma dalış okulu ve kurtarma eğitimi merkezinde eğitim almış. | Open Subtitles | درجة في الهندسة الميكانيكية في الإم آي تي البحرية , آر أو تي , وغوص بحري ومركز تدريب الإنقاذ |
Bir Donanma kaptanının levazım subayının uyuşturucu aldığına inanmak güç. | Open Subtitles | المساعدة الشخصية لنقيب بحري لا يتوافق هذا مع تعاطي المخدرات |
Bugünden itibaren öleceğiniz güne kadar... nerede olursanız olun... her Denizci kardeşinizdir. | Open Subtitles | من الآن و حتى يوم موتكم أينما كُنتم كُل جندي بحري هو بمثابة أخ لكم |
ABD ve Çin kuvvetleri füze menzilinden 100 deniz mili yaklaşıyorlar. | Open Subtitles | القوات الأمريكية والصينيه على مقربه 100 ميل بحري من مدى القذف |
Bay Ruskin deniz manzarası resmi üzerine varsayım yürütmek başka bir şeydir.. | Open Subtitles | سيدي راسكين أن تحزر بناءً على عناصر لوحة مشهد بحري, هذا شيء |
Bir dahaki sefere Fransa'ya girdiğimiz zaman deniz kıyısından girmemiz gerekecek. | Open Subtitles | إذن في المرة القادمة التي نذهب فيها لفرنسا، نحتاج شاطئ بحري. |
Bir arkadaşım deniz ürünleri satan bir restauranta giriş bileti verdi. | Open Subtitles | على أية حال صديق لي أعطاني هذه الشهادة المهداة لمطعم بحري |
Özellikle bu yemek deniz mahsüllü şampanya. | TED | وهذا الطبق بالتحديد هو شمبانيا و طعام بحري |
Kıyı ülkelerinin deniz kıyısından 200 deniz mili yetkisi var. | TED | تتمتع الدول الساحلية بسلطة على أكثر من 200 ميل بحري من الساحل. |
Bu bilgiyi, deniz suru veya ayaklık gibi bir şeyi su altına koymak için de kullanabiliriz. | TED | كما يمكن استخدام هذه المعلومة في حالة وضع شيء تحت الماء كجدار أو رصيف بحري. |
Bu karadan çok uzakta, ekvatoral Atlas'ta, uluslararası sularda, yaklaşık bir kilometre derinlikte bulunan bir deniz dağında alınan bazı olağanüstü görüntüler. | TED | هذه صور مذهلة قادمة من جبل بحري على عمق كيلومتر تقريبا في مياه دولية في الأطلسي الإستوائي، بعيدا عن اليابسة. |
Bir deniz biyoloğu ve yerel bir dalış merkeziyle birlikte, eseri İvan Kasırgası'nın mahvettiği bir alan olan Grenada kıyılarına batırdım. | TED | شكلت فريقًا مع بيولوجي بحري ومركز محلي للغطس، أغرقت العمل في ساحل غرناطة، في منطقة دمرها إعصار إيفان. |
Kasabanın dışında bir Donanma pilotu belirlenemeyen, uçan bir cisme çarptı. | Open Subtitles | أي طيّار بحري ضرب غير معروف طائرة خارج البلدة. |
Aynı zamanda bir Alman amirali olan Kayzer, ülkesini 20.yüzyıla dünya çapında bir Donanma kurarak taşımıştı. | Open Subtitles | كان القيصر قد أخذ بلادة لدخول القرن العشرين.. بوصفه قائد بحري موجداً بحرية ألمانية عالمية |
Air Force One'da Futbol'u taşıyan bir Donanma yarbayı havada öldü. | Open Subtitles | عميد بحري يحمل كرة القدم علي طائرة الرئيس مات أثناء وجودهم في الجو |
Bir Denizci yoldan çıkmışsa, onu yola getirmek birliğindekilerinin vazifesidir. | Open Subtitles | عندما يخرج جندي بحري من الصف يجب على أفراد وحدته أن يعيدوه له ثانيةً |
Efendim, bir Denizci düzenli olarak banyo yapmayı reddederse mangasındaki adamlar ona G.I. duşu uygular. | Open Subtitles | سيدي، إن رفض جندي بحري الاستحمام بالحمامات العامة فالرجال بفرقته يجعلونه يخضع لحمام الجيش الأمريكي |
deniz Kuvvetleri birimine gidip 5 gemi ve 200 denizciye el koy. | Open Subtitles | إذهب إلى القسم البحري. صادر خمس سفن معدنية. و200 جندي بحري. |
Benim komutam altında çeşitli operasyonlarda 83 İleri Gözcü Birliği askeri öldü. | Open Subtitles | مات 83 جندي مشاة بحري من قوات الاستكشاف تحت قياداتي المختلفة |
Bir denizcinin ölümünü örtbas ettiklerini söylüyordu. | Open Subtitles | قال إنهم كانوا متورطين في قضية تستر عن مقتل ضابط بحري |