Benim gibi kötü Şans taşıyan bir ikizle bir arada olmak için iyi bir yer değil. | Open Subtitles | لا يوجد مكان جيد تعيش فيه مع توأم مثلي بحظ سئ. |
Acemi olduğunuz halde iyi iş çıkarttınız. Bol Şans. | Open Subtitles | لقد أبليتم حسناً بالنسبة لتجربة الاختبار الاولى، تمنّياتي لكم بحظ سعظ. |
Bütün işlerinde bol Şans. | Open Subtitles | وتمنياتي لك بحظ سعيد ف حياتك |
Ama o gaz maskesinde şansımız yaver gitti. | Open Subtitles | لكنا حظينا بحظ أفضل مع ذلك القناع الواقي |
Lütfen şansınızın yaver gittiğini söyleyin. | Open Subtitles | رجاء أخبروني أنكم يارفاق قد حظيتم بحظ أفضل |
Seninki gibi bir şansla sakın kumarhanemde oyun oynama evlat. | Open Subtitles | بحظ مثل حظك؟ لا تلعب أبداً في صالة قماري يا فتى |
Bir şansla yanılıyorumdur belki. | Open Subtitles | بحظ ما، سأكون ميتا بالخطأ |
- Bazılarına Şans taşıyabilir. | Open Subtitles | - يمكنها ان تطيش بحظ رجلآ ما . |
- Şans değil, Todd. | Open Subtitles | -ليس بحظ يا "تود" |
Sadece olması gerektiği kadar kötü Şans yok... | Open Subtitles | .... ليس بحظ عاثر بقدر ما هو |
Şans değil bu, geçmiş. | Open Subtitles | إنه ليس بحظ |
- Şans değildi. | Open Subtitles | - انه ليس بحظ |
Şansımız yaver giderse 20 veya 30 yıl içinde ilk gemiyi gönderebileceğiz. | Open Subtitles | إنه.. بحظ قليل السفن الأولى ستُقلع في 20 أو 30 عام |
Belki Alman tarafındaki dostlarımızın şansı daha yaver gidiyordur. | Open Subtitles | ربما أصدقاءنا في الجانب الألماني يتمتعون بحظ أكبر. |
Ama ben eminim ki şansınız yaver gidecek. | Open Subtitles | لكنى واثق بأنكم ستحظون بحظ طيب بالخارج |
Belki senin şansın yaver gider de | Open Subtitles | ربما ستحظى بحظ أوفر |
- Tanrıların verdiği şansla. | Open Subtitles | بحظ من الآلهة |