Ya da bu domuzlardan önce seni mi vurmak zorundayım? | Open Subtitles | أو لا بد لي أن أتدبر أمرك قبل هذه الخنازير؟ |
65 desibelin üzerinde konuşmak için sesimi gerçekten yükseltmek zorundayım ve öğretmenler sadece seslerini yükseltmiyor. | TED | لا بد لي من حقاً رفع صوتي للحديث أكثر من 65 ديسيبل من الصوت، والمدرسين لا يرفعون فقط أصواتهم. |
Utanç verici sırları uluslararası seyirciye sermek istemiyorum ancak yapmak zorundayım. | TED | أنا لا أحب إحضار أسرار محرجة لجمهور دولي، ولكن لا بد لي من ذلك. |
Tüm bu ı yaptıktan sonra, ı bir şey yapmak zorunda. | Open Subtitles | بعد كل ما فعلت، لا بد لي من القيام بشيء ما. |
Ve bunun için hepinizi sorgulamak zorundayım. | TED | وهذا هو الموضوع الذي لا بد لي أن أسألكم عنه جميعا. |
Hayır. Oraya giden iki beyazı yakalayıp, Kızıl Bulut'a teslim etmek zorundayım. | Open Subtitles | لا, أريد اثنين من الرجال البيض الذين هما هناك لا بد لي من تسليمهما إلى السحابة الحمراء |
Maalesef, Sir Arthur saraydaki görevlerime dönmek zorundayım. | Open Subtitles | لا بد لي من العودة إلى واجباتي في القصر لا حاجة لمرافقتي |
Babamla birlikte sağIığıma kadeh kaldırın, Ben gitmek zorundayım, hoşça kalın. | Open Subtitles | ناول العشاء مع والدي ، وشرب صحية بالنسبة لي ، لولا بد لي هنا والوداع لكم جميعا. |
- Bak şimdi bir banyo almak ve giyinmek zorundayım. | Open Subtitles | لا بد لي ان اتحمم و ارتدا? الملابس الآن. |
Hâlâ aklım başımdayken kendimi öldürmek zorundayım! | Open Subtitles | ولا بد لي من قتل نفسي وأنا لا أزال عاقلا |
Zamanımız tükeniyor onu hemen bulmak zorundayım. | Open Subtitles | نحن لا يمكن أن تنتظر. لا بد لي من العثور عليه. |
Sabahleyin erken kalkmak zorundayım. | Open Subtitles | لا بد لي من الحصول على ما يصل في وقت مبكر من الصباح. |
Tanrım, onları da mı aldırmak zorundayım? | Open Subtitles | يا رجل، والآن لا بد لي من الحصول على تلك فعلت أيضا؟ |
Şuna inanmak zorundayım, bunu bilseydin kalbinde gerçekten gerçekten bilseydin şu anda birisiyle evlenmek üzere olmazdın benden başka biriyle yani. | Open Subtitles | لا بد لي أن أعتقد أنك اذا ما علمت ذلك ...في قلبك اذا علمت ذلك... ...لم تكن ستستعد لتتزوج أحدا الأن |
Benden nefret etmene neden olsa bile bunu denemek zorundayım. | Open Subtitles | ولا بد لي من محاولة حتى إذا كان ذلك يجعلك تكرهني. |
İnsanlar bana baktıkları zaman konuşmak zorunda kalıyorum. | Open Subtitles | عندما ينظر الممثلون في وجهي لا بد لي من التحدث |
Yapmak zorunda olduğum ilk şey doktorumu aramaktı.Hayır,hayır,bu aptalcaydı. | Open Subtitles | أول شيء كان لا بد لي أن اتصل بطبيبي. لا، لا. ذلك كان غباء |
Çok isterdim, ama önce bitirmem gereken bir görev var. | Open Subtitles | أنا أحب، ولكن لا بد لي من إكمال مهمة أولا. |
Yani onlara yatak ve yemek vermem gerekecek. Kaç kişi olacaklar? | Open Subtitles | لذا لا بد لي من توفير الغذاء والأسرة لهم، كم عددهم؟ |
Bu kararın alındığı aile toplantısını kaçırmış olmalıyım. | Open Subtitles | لا بد لي من قد غاب عن اجتماع الأسرة حيث تقرر كل هذا. |
Mesela lisedeyken, itiraf etmeliyim ki fazlasıyla inektim. | TED | فعلى سبيل المثال، في المدرسة الثانوية، لا بد لي من الاعتراف أنني كنتُ طالبة مجتهدة. |