Yanlış bir mesaj göndermek istemiyorum. Geçen geceden sonra olmaz. | Open Subtitles | لا أريد أن أبعث برسالة خاطئة، ليس بعد تلك الليلة |
Selahaddin, şahsen mesaj gönderip barışı korumak için yeterince gayret göstermediğimizi bildirdi. | Open Subtitles | صلاح الدين بنفسه أرسل لنا برسالة بأن القتال يخل بمبدأ معاهدة الصلح |
Bu posterin etrafında her kim takıldıysa... sapıkça bir mesaj yollamaya çalışıyormuş. | Open Subtitles | أياً من وضع هذا الملصق الإعلاني كان يريد أن يبعث برسالة ملتوية |
Bu meseleyi halletmesi için de... bu gece birine bir mektup yazacağım. | Open Subtitles | سأبعث برسالة لرجل الليلة سيتولى ذلك الامر لنا |
- Bugün mü, yoksa üç hafta önce beni mesajla terk ettiğinde mi? | Open Subtitles | مُبكراً اليوم أم منذ ثلاثة أسابيع مضت عندما انفصلت عني برسالة نصية ؟ |
- Eski sevgilisiyle öpüşürken mesaj atarak terk etti beni. | Open Subtitles | لقد تركتني برسالة بينما كانت تتبادل القبل مع صديقها القديم |
- Evet. Bana mesaj attı ve büyük para kazandığını söyledi. | Open Subtitles | أجل، بعث لي برسالة نصية يقول فيها أنّه فاز بجائزة كبرى. |
Rosalie, annem bize bir mesaj yollamış hadi çantanı topla bu gece Tilfordlarda kalacaksın. | Open Subtitles | روزلي ، أمك بعثت إلينا برسالة عليكِ أن توضبي حقيبتك وتقضي الليلة في منزل سيدة تلفورد |
İçlerinden birini sorgulayıp serbest bıraktılar ve onunla bize bir mesaj gönderdiler. | Open Subtitles | وقتها أستجوبوا واحد منهم ثم أطلقوا ...: سراحه باعثين معه برسالة مفادها |
..hayatımı yeniden değerlendirmek için bana bir mesaj veriyordu. | Open Subtitles | برسالة كانعكاس لي و اعادة التفكير بحياتي |
Yani bir kız camın diğer tarafından sana acil bir mesaj iletmeye çalışıyor. | Open Subtitles | حسناً فتاة على الجانب الآخر من الزجاج برسالة عاجلة |
Çocuk kuzeydeki vatanından bir mesaj getirmiş. | Open Subtitles | جاء من موطنه في الشمال برسالة الى بوليويف |
Çocuk kuzeydeki vatanından bir mesaj getirmiş. | Open Subtitles | جاء من موطنه في الشمال برسالة الى بوليويف |
Resimde ben yokum, işin bittiğinde bana mesaj atarsın. | Open Subtitles | أنا لا أظهر بالصورة أرسل لي برسالة حين ينتهي الأمر |
Gazetelere kurulu kınayan açık mektup yazacağım. | Open Subtitles | سأبعث برسالة تدين إدارة المدرسة بأكملها إلى جميع الصحف |
Bu alıştığınız TED konuşmalarından farklı olacak ama gelin bu öğleden sonraya gizemli bir sponsordan gelen bir mesajla başlayalım. | TED | ما سأفعله الآن هو شيء لا يشبه تيد على الإطلاق، ولكن دعونا نبدأ الأمسية برسالة من راعي الغموض. |
Bismil haber yolladı İmparatorluğun parasını taşıyan Lucknow trenini yedi gün sonra Kakori'den geçerken soyacağız. | Open Subtitles | بسمل بعث برسالة قطار لكناو الذى يحمل أموال الامبراطورية |
Şimdi, tüm şerefli sayılan şeyler adına onlara bir barış mesajı vereceğiz, sonra ateş edeceğiz. | Open Subtitles | سنتصل برئيس الكوكب المحايد برسالة سلام, ثم سنطلق النار |
Son dakika haberi! Cebinde bir aşk mektubu saklıyor. | Open Subtitles | اخر الاخبار وهي انه يحتفظ برسالة حب في جيبه |
Alice Russell'a bir not gönderdim artık evimizde istenmediğini söyledim. | Open Subtitles | سأبعث برسالة ،لأليس روسيل ندعوها ، فلم نستقبلها منذ مدة في بيتنا |
Ben Jerzy Kulczycki. İstanbul'dan geliyoruz... Baş-Vezir Kara Mustafa'nın mektubunu getirdik. | Open Subtitles | أنا ياجي كوشيدسكي لقد جئنا من إسطانبول برسالة من الوزير الأعظم |
Bütün ofise işini tam olarak yapamadığın mesajını verecektir. | Open Subtitles | سأبعث برسالة لكامل مكتبك أنك لا تستطيع تدبر أعمالك |
Ama seni dünyaya getirdiği için, rahmine bir mesajım var. | Open Subtitles | لكن طالما جلبتك لهذا العالم سأبعث برسالة لرحمها |
Eğer mektupla ya da telefonla haberleşiyor olsaydım, gerekmezdi belki de. | Open Subtitles | قد لا أكون كذلك ،لو أني تواصلت برسالة أو على الهاتف |
Üstelik sana mesaj çekmedi, yazmadı, e-posta da göndermedi. | Open Subtitles | لم تبعث لك برسالة أو بريد إلكترونيّ أيضاً. أليس كذلك؟ |
Rachel burada değil. Mesajınızı alabilir miyim? | Open Subtitles | رايتشل) ليست هنا) هل أبلغها برسالة ؟ |