17 yaşında, arkadaşı Al Diaz ile birlikte sanat dünyasına ilk girişini yaptı. | TED | في عمر الـ17، خطى أولى خطواته الناجحة في عالم الفن بصحبة صديقه ألدياز، |
Evden ayrı ilk yılımı benimle birlikte ayrılmayı seçen küçük kız kardeşimle yönsüz geçirdim. | TED | قضيت سنتي الأولى بعيداً عن الديار أسير بلا هدف بصحبة أختي الصغرى، التي اختارت أن تغادر معي. |
Korkak bir aslanla birlikte görünmekten utanmaz mısınız? | Open Subtitles | ألن تشعرون بالخزي وأنتم تسيرون بصحبة أسد جبان ؟ |
köprüde Başkan'ın yanında gördüğüm, ipek kimonolu o kadın gibi seçkin bir kadına dönüştürmek için istekliydi. | Open Subtitles | في الفرصة لأكون إحدى أولئك النساء الفاتنات اللاتي كنت أراهن عند الجسر مرتديةً ثوب كيمونو حريري بصحبة الرئيس |
Duke Fallow şatoyu terk etti ve orduyu da yanında götürüyor. | Open Subtitles | فالو ، خرج من القصر بصحبة الجيش تحت قيادته |
İçimden gelerek söylüyorum, bana eşlik etmenizden hiç bu kadar zevk almamıştım. | Open Subtitles | التى لم أكن لأتوقعها أشعر بأننى لم أستمتع بصحبة مثل هذه أبداً |
O iki sevimli hanımla birlikte okulumu ziyaret ettiğiniz zaman. | Open Subtitles | عندما زرت مدرستي بصحبة هاتان السيدتان الفاتنتان |
Evet, bayım. Gecenin bir yarısı ailesiyle birlikte sıvıştı. | Open Subtitles | آجل سيدي ، هو ينعم بالنوم بصحبة عائلته في منتصف الليل |
Babam bir tiyatro yapımcısıydı çocukluk yıllarım, Bayan Fiske Forbes-Robertson ve Modjeska ile birlikte geçti. | Open Subtitles | أبي كَانَ منتج مسرحي وسَنَواتي الأولى قضيتها في الشركةِ بصحبة السّيدةِ فيسك فوربز روبرتسون مودجيسك |
Karımı sevip, özünde kendine sadık olsam da güzel bir kızla birlikte olmak hala hoşuma gider. | Open Subtitles | على الرغم من حبي لزوجتي وأنا في الأساس مخلص, لازال بإمكاني الاستمتاع بصحبة فتاة جميلة. |
İyi teçhizatlanmış Fransız birlikleri, İngilizler ile birlikte denize açıldı. | Open Subtitles | القوات الفرنسيه التى أبحرت بصحبة الأنجليزيه كانت معده أعداداً جيداً من جهة المعدات |
Kurbanın karısı, Louise McCallum, bugün, saat 13'ü biraz geçe avukatıyla birlikte Hudson Street Polis Merkezi'ne geldi. | Open Subtitles | لويز ماكالم,زوجة الضحية , وصلت الى مركز البوليس فى شارع هدسون الساعة الواحدة 'بصحبة محاميها |
Geceleri Bernard'la birlikte postanede mi çalışıyorsun? | Open Subtitles | هل تعمل ليلاً في مكتب البريد بصحبة بيرنارد؟ |
Duke Fallow şatoyu terk etti ve orduyu da yanında götürüyor. | Open Subtitles | فالو ، خرج من القصر بصحبة الجيش تحت قيادته |
Gördüğümüz dünyanın yanında bambaşka dünya var. | Open Subtitles | هناك بصحبة العالم الذي نراه عالم مختلف تماماً. |
yanında hep bir adam olurdu. Dün gece de vardı. | Open Subtitles | لقد كانت دوما بصحبة رجل آخر وكذلك ليلة أمس |
Eğer tek bir kadınsanız, içeri almıyorlar. Bir erkek tarafından eşlik edilmeniz gerekiyor. | TED | فهم لن يسمحون لكي بالدخول إن كنت بمفردك، يجب عليك أن تكوني بصحبة رجل. |
Mirketlerle arkadaşlık ederek ne kadar zaman geçirdi ne kadar yalnız kaldı bilmiyorum. | Open Subtitles | كلما فكرت في الساعات التي قضاها بصحبة قطط الصخور فقط و كم الوحدة التي استولت عليه |
- Ben Ronica Miles ile birlikteyim. - Sen öyle san. | Open Subtitles | ـ لقد أتيت بصحبة رونيكا ويش ـ أنت تتخيل |
Etiyopya'nın kutsal şehri Harar'da Sufi şarkılarından Peru'daki Amazon'un derinliklerinde Shipibo'yla bir ayahuasca ayinine. | TED | بعض الأناشيد الصوفية في هرار مدينة أثيوبيا المقدسة إلى مراسم آياهواسكا بعيدا في أمازون بيرو بصحبة شيبيبو. |
Tedavi edilmemiş bir yanığı olan meşgul bir şeker hastasıyla birlikteyseniz. | Open Subtitles | اذا كنت طبيبا بصحبة مريض سكري مشغول ولديه جرح لم يعالج |
Tabi ki, dadımla birlikteydim, fakat... kim bilir? | Open Subtitles | بالطبع كنت بصحبة مربيتي لكن ... من يعرف؟ |
Bir bayanla beraberdim küçük bir okul çocuğu gibiydim. | Open Subtitles | لقد كنت بصحبة امرأة, كتلميذ صغير جيّد. |
Pekala. Dün gece kurbanla beraberdin. | Open Subtitles | لقد كنت بصحبة الضحيّة ليلة أمس ووجدت محفظتك بالممر |