Yüksek sesle şiirler okurdu, restoranlarda ayağa kalkıp dans ederdi, bunun gibi şeyler. | Open Subtitles | كانت تُلقى الشِعر بصوتٍ عالٍ, وتَقِف وتَرقُص فى المطاعِم, أشياء من هذا القَبيل. |
Ama önce bana son karneni getir bakalım ve herkese yüksek sesle oku. | Open Subtitles | لكن أولاً اذهب وأحضر آخر بطاقة تقرير لديك وإقرأها بصوتٍ عالٍ على الجميع |
Çimlerimin güzel görünmesine ve yüksek sesle müzik dinlememeye dikkat ederim. | Open Subtitles | سأبقي أعشابي جميلة الشكل و سأتأكد ألا أشغل الموسيقى بصوتٍ عال |
Ama önce bana son karneni getir bakalım ve herkese yüksek sesle oku. | Open Subtitles | لكن أولاً اذهب وأحضر آخر بطاقة تقرير لديك وإقرأها بصوتٍ عالٍ على الجميع |
Hiçbir şey aptalca şeylerin sesli okunmasından daha komik olamaz. | Open Subtitles | لا شىءً أكثر تسلية من قراءة شىءٍ سخيف بصوتٍ عالٍ |
Daha tiz bir sesle konuşmalısın... Çünkü kamera sesini biraz değiştiriyor. | Open Subtitles | عليك أن تتكلم بصوتٍ أعلى لأنّ الكاميرا تجعلك تبدو غريب أطوار |
Bunu yüksek sesle söyleyince o kadar da asil durmadı. | Open Subtitles | لـم يقترب صـوتي من النبل عندما قلت ذلك بصوتٍ عالٍ |
Bu yüzden ne yüksek sesle konuşuruz... ne de gereksiz sohbetlere gireriz. | Open Subtitles | و لذلك، نحن لا نتحدّث بصوتٍ عالٍ .. كما أننا لا ننشغل بأحاديث غير مفيدة. |
Yüksek sesle söyleyemem. Ancak kulağına fısıldayabilirim. | Open Subtitles | أعني أنني لا أستطيع أن أقوله بصوتٍ عالٍ عليّ أن أهمس به |
Yüksek sesle ve anlaşılır bir şekilde tekrar et! "Ben konuşabiliyorum." | Open Subtitles | هيا,فلتقل بصوتٍ عالٍ وواضحٍ : أنا أستطيع التحدث |
O kadar yüksek sesle bağırdı ki rahibeler gelip beni yakaladı. | Open Subtitles | كان خائفًا مني وظل يصرخ بصوتٍ عالٍ حتى أتين الراهبات وقبضن عليّ |
Ben yüksek sesle düşünen, zeki, harika bir adamım onu için. | Open Subtitles | بالنسبة لها أنا رجل عبقري يفكر بصوتٍ عالٍ |
Benim yüksek sesle dile getirdiklerimi, sen zaten biliyordun. | Open Subtitles | الأشياء التي قلتُها بصوتٍ عالٍ، تعرفها من قبل. |
İlk kez olarak bunu yüksek sesle söylüyorum: | Open Subtitles | إنها المَرة الأولى التي أقولُ فيها تلكَ الكلمَة بصوتٍ عالي |
Ve Tanrı yüksek bir sesle... sorularını cevaplamayacaktır. | Open Subtitles | و لَن يُجيبَ الرَب على أسئِلتِك بصوتٍ عالٍ و كبير |
Tekrar ve tekrar bunu söyleyeceksin, eğer gerekirse yüksek sesle. | Open Subtitles | ستُكررها مراراً بصوتٍ عالي لو اضطررتَ لذلك |
İnsanlar yüksek sesle konuşmuyorken Bay Belvedere'yi izlemek. | Open Subtitles | سيد بلفيدير مسلسل أمريكي بدون ناس يتحدثون بصوتٍ عال |
Buzdolabına bakabilirsin, arabayı alabilirsin yüksek sesle müzik dinleyebilirsin. | Open Subtitles | تغير على البرّاد وتأخذ السيّارة وتصغي إلى الموسيقى بصوتٍ عالٍ للغاية |
sesli bir şekilde tıslayıp ayağını vurman gerekiyor böylece uzaklaşıyorlar. | Open Subtitles | يجب أن تهسسي بصوتٍ عالي وتدوسي بقدميكِ حتى يدعوكِ وشأنكِ |
Var ama bütün memurların önünde sesli söylemekten rahatsız olurum. | Open Subtitles | لدي،لكنني.. أشعر بعدم الراحة قوله بصوتٍ مرتفع أمام ضباط الشرطة. |
bağırarak konuşuyor ama insanları rahatsız etmediğini düşünüyor. | Open Subtitles | يظن أنه بإستطاعته الجلوس عنده ، والتحدث بصوتٍ عالٍ |
Gerçek ve dürüst ve hemen anlaşılabilecek şeyler değil ama sonra çok yüzünüzde oluyor, bilirsiniz, gürültülü bir şekilde. | Open Subtitles | حقيقي وصادق ورقيق للغاية نوعاً ما بل مباشر في الوجه أيضاً كما تعلم ، بصوتٍ عالٍ |