Diğer bir deyişle, politik olarak haklı olabiliriz ama duygusal olarak yanlış. | TED | بكلمات أخرى، بإمكاننا أن نكون على حق سياسياً لكن على خطأ عاطفياً. |
Başka bir deyişle, araştırmacı arkadaşlarımı öldürdüler ve suçu üzerime attılar. | Open Subtitles | مما يعني بكلمات أخرى.. أنهم قتلوا مساعديني بالأبحاث ووضعوا اللوم علي. |
Başka bir deyişle, sarhoş bir müşteriyi direksiyon başına geçirdin. | Open Subtitles | إذاً بكلمات أخرى، سمحت لزبون كان ثملا جدّاً بقيادة سيارة؟ |
Şurası net ki silindir Isaiah metninden çok daha eski ve ayrıca, Yehova Marduk'un kullandığına çok benzer kelimelerle konuşuyor. | TED | ومن الواضح تماما أن الأسطوانة أقدم من نص أشعيا، وحتى الآن، يهوا يتحدث بكلمات متشابهة جدا لتلك المستخدمة من طرف ماردوك. |
Burada, Descartes'ın sözlerini anımsadım: | Open Subtitles | وجودى هنا, فى نهايه الرحله ذكرتنى بكلمات, ديكارت |
Bir süre sonra, hem benim için hem de kendisi için aşırı kararlı birkaç kelime dile getirdi. | TED | وبعد لحظات قليلة، نطَقَت بكلمات قليلة ولكنّها حاسمة بالنسبة لي ولَها. |
İdeal olan, nazik sözler ve bedava içkiler ile... ihtiyacınız olan bilgiyi almaktır. | Open Subtitles | بطريقة مثالية يمكنك أن تحصل على كل المعلومات التي تحتاجها بكلمات لطيفة ومشروبات مجانية |
Benzer şekilde uzak olan politikacıların sözleriyle sonlandırmama izin verin. | TED | واسمحوا لي أن أنهي بكلمات من السياسييّن الذين كانوا فعلا متباعدين. |
Bir başka deyişle, erkekler, ev departmanında çıtayı biraz yükseltmeyi isteyebilirsiniz. | TED | بكلمات أخرى,أيها الرجال,ربما يجب ان تطوروا اداءكم في القسم المحلي |
Ya da diğer bir deyişle, 3B yazıcının evimin hangi odasında olması uygun olacak? | TED | أو بكلمات أخرى، في أي غرف منزلي سوف يليق وضع الطابعة الثلاثية الأبعاد؟ |
Ve dört; en iyileri nasıl elimizde tutacağımız. Bir başka deyişle; takdir ve iyi ilişki kültürünü nasıl hayata geçireceğimiz. | TED | ورابعا، خطة للحفاظ على أفضل المهارات، أو بكلمات أخرى، كيفية خلق ثقافة تقدير وبناء علاقات. |
Sınırsız haz eksi sıfır acı eşittir maksimum haz başka bir deyişle, tam da tecrübe makinesinin sunduğu durum. | TED | المتعة اللامتناهية مع انعدام الألم تساوي المتعة الصافية العظمى، أو بكلمات أخرى، نفس السيناريو الذي تقدمه آلة التجربة. |
Diğer bir deyişle, ya dikkatin dağılıyor ya da bir şeyleri kaçırmaktan korkuyorsun. | TED | بكلمات أخرى أنت إما مُشَتت أو خائف أن يفوتك شيء ما |
Diğer bir deyişle, çarpmak için belli türde bir nesneyi sistemli olarak kayırıyor veya ayrım yapıyor. | TED | بكلمات أخرى إنها بشكل مبرمج تفضل أو تميز شخص عن أخر أو كائن للإصطدام به |
Ondan gerçek adıyla mı bahsediyoruz -- hırsızlık -- yoksa başka kelimelerle örtbas mı ediyoruz? | TED | هل نسميه سطو، أم نتغاضى عنه بكلمات أخرى؟ |
Ağdalı kelimelerle kafamı karıştırmaya çalışma, Henry Morlar. | Open Subtitles | ، لا تحاول تشويشى بكلمات طويلة . يا هنرى مورلار |
Kendi karanlık emellerin için Tanrı'nın sözlerini çarpıtıyorsun. | Open Subtitles | أنت فقط تتلاعب بكلمات الله لأغراضك الشخصية |
Tüm bu zaman zarfında sadece birkaç kelime konuştum. | Open Subtitles | وطوال هذا الوقت لم انطق إلا بكلمات قليلة |
Bahtsız insanlara, havada uçuşan okların verebileceği acıyı anlatan sözler söylemek, güzel olabilir. | Open Subtitles | من الجيد أن تتحدث عن سوء الحظ بكلمات تطير مثل الأسهم |
Bu yüzden sizden tek istediğim, ailesinin acısına saygı duyup hasta genç bir adamın sözleriyle sansasyon yaratmamanız. | Open Subtitles | لذا أطلب منكم جميعاً أن تحترموا حُزن والديه بألاّ تهولوا المشاعر .بكلمات شاب مريض |
Genellikle hiç duymadığım edepsiz sözlerle. | Open Subtitles | مصحوباً عادةً بكلمات قذرة فعلاً لم أسمع بها من قبل |
Bu askerler vatana ihanet sözleri ediyordu komutanım. | Open Subtitles | هذان الجنديان، كانا يتلفظان بكلمات خائنة سيدي |
Her defasında anneannem Arapça bazı kelimeler mırıldanır daha sonra da kırmızı bir elmaya yok etmek istediği siğil sayısı kadar gül dikeni saplardı. | TED | وفي كل مرة, كانت جدتي تمتمم بكلمات عربية, وتأخذ تفاحة حمراء ثم تقوم بطعنها بعدد من أشواك الزهور يساوي عدد الثآليل التي تريد نزعها. |
Bu şövalyeye karşı bu çirkin suçlamayı, bir hizmetkarın sözlerine bakarak mı söylüyorsun? | Open Subtitles | انت من أعلن تلك الأتهامات الفظيعه ضد الفارس ؟ بكلمات من خادمك |
Başka bir değişle aile biriminin doğal aşınmasını sürekli olarak tehdit eden ortodoks olmayan eğilimler, organizmanın biyolojik desteğine daha fazla sahip olamayacaklar. | Open Subtitles | بكلمات اخرى فان الميول الغير ارثوذكسيه للحياة الفرديه والتي تهدد وبشكل خطير عملية التاكل الطبيعي لوحدة العائله لن يكون لها بعد الان الدعم الحيوي والعضوي |
Karakterlerinizin kelimeleriyle konuşunca, onların doğal konuşmalarını duyabilirsiniz ve gerekirse düzeltirsiniz. | TED | عندما تتحدث بكلمات شخصيتك، يمكنك سماع ما إذا كانت تبدو طبيعية، ويمكنك إصلاحها إذا لزم الأمر. |
En kötü olan şey çok daha acıydı, şimdi bile kelimelere dökmek zor. | TED | الأمر الأسوأ كان شيء مؤلم للغاية، شيء يصعب وصفه حتى الآن بكلمات |
Hoşça kal, Franklin. Evet, bu fazla söz ve cümlelerle bozulmaya mükemmel bir an... | Open Subtitles | أجل إنها أفضل لحظة مرتبة بكلمات أو جمل إضافية |