Biliyorsun, hissettiğin şey çoğu insanın da dediği gibi "bir his". | Open Subtitles | تعرف, الشعور الذي تشعر به, هو ما يسميه الكثير منا شعوراً |
Size söyleyebileceğim şey, sürekli şu soruyu sorarak geçirdiğim günlerin neticesi: Neden, neden, neden ben? | TED | كل ما يمكنني أخباركم به هو ما حدث بعد ذلك، عن الأيام التي قضيتها متسائلة باستمرار: لما، لما، لما، أنا؟ |
Çünkü o sırada dikkatini yönelttiği şey, gördüğü ve etkileşimde bulunduğu şeydir. Ve bu sayede neyle ilgilendiğini anlayabilirsiniz. | TED | لأن ما تهتم به هو ما تراه وتتفاعل معه، وما تفهمه هو ما تفعله. |
Ama sen bu kadınla olduğun sürece sana sağlayamayacağım şey skandaldan uzak bir hayat. | Open Subtitles | يمكننى أن أحضر لك ستره مضاده للرصاص لكن الذى لن أستطيع تزويدك به هو ما لن تعرفه أبدا و طالما أنت متورط مع هذه المرأه |
Sana söyleyebileceğim tek şey bana söyledikleri. | Open Subtitles | الشىء الوحيد الذى يمكننى إخبارك به هو ما اخبرونى به |
Yapabileceğim tek şey, yarınların farklı olması için bugün çaba göstermektir. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي يمكننى القيام به هو ما أفعله اليوم لأصنع فارق بالغد |
Düşünmen gereken senden istediğim şey. | Open Subtitles | بربّك، الأمر الوحيد الذي عليك التفكير به هو ما طلبتُه منك |
Acı, bana onun gerçek olduğunu hatırlatan tek şey. | Open Subtitles | الألم الذي أشعر به هو ما يذكرني أن الأمر كان حقيقي |
İkinci olarak, yapman gereken tek şey öğretmenin söyledikleri | Open Subtitles | و ثانيا ان كل ما تحتاجين القيام به هو ما يقوله معلمك |
Bak ben çok şey bilmem ama şu var ki.. Seni değiştiren seks değil Hissettiğin zaman farkı anlarsın | Open Subtitles | انا لا اعرف الكثير , لكن ما اعرفه انه ليس الجنس ما يغيرك , لكن كيف تشعر به هو ما يفرق |
Her gece Peter Fleming'in çatı katına zorla giremem ya da Ark bilgisayarlarını hackleyemem, fakat yapabileceğim şey eğitimini aldığım şey. | Open Subtitles | لا استطيع اقتحام منزل بيتر فليمنغ كل ليلة ولا استطيع اختراق الحواسيب ولكن ما أستطيع القيام به هو ما تدربت على القيام به |
Bugün dadımı kaybettim, işin en kötü kısmı da daha iki saniye önce söylediğim şey. | Open Subtitles | فقدت مربيتي اليوم والجزء الاسوء به هو ما قلته منذ ثانيتين |
Ashdown'ın üçüncü yasası modern zamanlarda, her şey her şeye bağlı iken, yapabileceklerinle ilgili en önemli şey başkalarıyla neler yapabildiğindir. | TED | قانون أشدون الثالث هو أنه في العصر الحديث، حيث كل شيء متصل بكل شيء، الأمر الأكثر أهمية بخصوص ما يمكن القيام به هو ما يمكن القيام به مع الآخرين. |
Yapman gereken şey kendini korumak. | Open Subtitles | ما عليك القيام به هو ما عليك... احمي نفسك. |
Bu yaptığım şey var ya... O konuda çok iyiyim. | Open Subtitles | هذا الامر الذي اقوم به هو ما اجيده |
Rachel, gidersem eğer tek düşüneceğim şey o jüri odasında neler yaşandığı olacak. | Open Subtitles | (رايتشيل), اذا غادرت كل ما سأفكر به هو ما سيحدث في غرفة المحلفين |
Umrumda olan tek şey senin ne yaptıklarındır. | Open Subtitles | كل ما أهتم به هو ما تفعله |
İlgilendiğim tek şey ne yaptığındır. | Open Subtitles | كل ما أهتم به هو ما تفعله |
Şimdi söyleyeceğim şey asıl önemli olan şey. | Open Subtitles | ما سأُخبرك الآن به هو ما يهم |
Yaptığımız şey bizi tanımlayan şeydir. | Open Subtitles | ما نقوم به هو ما يحدد لنا. |