Henry Peck henüz farkında değil ama makine hakkında soru sormakta. | Open Subtitles | (هنري بِك) لا يعلم هذا، لقد كان يطرح أسئلة بشأن الآلة. |
Henry Peck, otuz üç yaşında, bekâr ve Turtle Bay'da yalnız yaşıyor. | Open Subtitles | (هنري بِك)، في 33 من عمره، لم يتزوّج قطّ، يعيش في "ترتل باي". |
Peck, sertifikalı finansal analisti olarak çalışıyor yani diğer bir değişle ufak bir finans şirketinde menkul değerleri araştırıyor. | Open Subtitles | (بِك) يعمل كمحلّل ماليّ مُستأجَر، وهي وظيفة يُمكن وصفها على نحوٍ فاخر بجالب الأسهم لشركةٍ ماليّة صغيرة، |
- Beck kabul ediyor. - Olbricht neden etmiyor? | Open Subtitles | بِك , يوافق - لما لا تضع اولبريكت ؟ |
Bek, orada mısın? | Open Subtitles | (بِك) هل أنت هنناك؟ |
Şimdiye kadar Henry Peck konusundaki en sıra dışı şey diğer insanlara oranla güvenliğine biraz daha önem vermesidir. | Open Subtitles | إلى الآن، أكثر شيء غير اِعتياديّ عن (هنري بِك) هو أنّ لديه عادات أعلى من الاِعتياديّة بشأن الأمن. |
Finch, şimdiye kadar Peck'e karşı en büyük tehdit kâğıt kesiği oldu. | Open Subtitles | حسنٌ يا (فينش)، إلى الآن أكبر تهديد لـ(بِك) هو قطّاعة الورق. |
Peck'in ofisinde neler döndüğünü bilmek istiyorum ve madem sinyal alamıyoruz cazibemi kullanarak içeri gireceğim o hâlde. | Open Subtitles | أُريدُ أن أعلم ماذا يجري في مكتبِ (بِك)، وبما أنّنا لا يسعنا اِستقبال إشارات، سيجب عليّ أن أشقّ طريقي إلى الدّاخلِ. |
Peck'in ofisindeki güvenlik, tüm kablosuz internet sinyallerini kesiyor peki ya eski usül kablolar sayesinde girmeyi denesek? | Open Subtitles | الأمن في مكتبِ (بِك) يحجب إشارة الانترنت اللّاسلكيّ، لكن ماذا عن أسلاك من النّوع القديم؟ |
Tamamdır, Finch. Peck eve gitti. | Open Subtitles | حسنٌ يا (فينش)، لقد عادَ (بِك) إلى المنزلِ للتوِّ. |
Bunu burada açıklamayı tercih ederim şahsen. Finch, sanırım Peck'in hayatı az önce biraz daha ilginçleşti. | Open Subtitles | حسنٌ يا (فينش)، أعتقدُ أنّ حياةَ (بِك) أصبحتْ أكثر إثارةً. |
Sanırım Peck'e biri tuzak kurmuş. | Open Subtitles | أعتقدُ أنّ (بِك) يتمّ الإيقاع به. والسّؤال هو: |
Henry Peck konusunda bulabildiğim kadar şey buldum ki o da fazla değil. | Open Subtitles | لديّ كلّ شيء قدر إمكاني على (هنري بِك)، وليسَ الكثير. |
Onun peşindekinin kim olduğuna bulana kadar gözümü Peck'ten ayırmamalıyım. | Open Subtitles | علينا أن نكتشف السّبب. حتّى نكتشف من وراءه... سأُراقب (بِك). |
Birileri Peck'in hayatını sırf soru sorduğu için yok etmeye çalışıyor. Ne hakkında? | Open Subtitles | شخصٌ ما يدمّر حياةَ (بِك) بسببِ طرح الأسئلة. |
Finch, Peck'in kapısının oradaki güvenlik kamerası dün çalışıyor muydu? | Open Subtitles | عمَّ؟ يا (فينش)، آلة التّصوير الأمنيّة أعلى باب (بِك)، أكانتْ تعمل البارحةَ؟ |
- Müdür Yardımcısı Gibbons, benim adım Henry Peck. | Open Subtitles | -مرحبًا؟ -نائب المدير (جيبونز)، أُدعى (هنري بِك ). |
General Beck. | Open Subtitles | أيها الجنرال بِك |
"Lider"in gıyabında, hüküm verilecek. Beck, sen tutuklusun. | Open Subtitles | بِك , أنت رهن الإعتقال |
- Bek! Dök dedim. | Open Subtitles | أُسكبها يا (بِك) |
İkimizde Bek'i kandırdığımız için suçluyuz. | Open Subtitles | كلانا مُذنب لأننا خدعنا (بِك) |
Söylediğim gibi, size canımı emanet edecek kadar güveniyorum, Yarbayım. | Open Subtitles | قلت أننّي أثق بِك على حياتي أيها العقيد |