| Demek her gece, bu adam belki gelir diye buraya geliyorsun, öyle mi? | Open Subtitles | إذاً تأتين إلى هنا كل ليلة فقط احتياطاً أنه سيأتي؟ |
| Ang, buraya sık sık gelir misin? | Open Subtitles | إذأ يا أنجيلا هل تأتين إلى هنا كثيرأ؟ |
| Peki arkadaş değilsek, neden her gün bana yardım etmek için buraya geliyorsun? | Open Subtitles | ..لكن ، إن لم نكن صديقين لماذا تأتين إلى هنا يومياً و تساعديني؟ |
| 3 yıldır her yaz buraya geliyorsun ama hala yüzmeyi öğrenemedin. | Open Subtitles | تأتين إلى هنا كل صيف منذ 3 سنوات و لم تتعلمي السباحة بعد |
| Sana gelmemeni söylemiştim. Neden geldin? Seni aptal! | Open Subtitles | لقد أمرتك أن لا تأتين إلى هنا، فلماذا أتيتِ أيتها الحمقاء؟ |
| Buraya gelip ot içersin. Ben seni kovarım, sen geri gelirsin. | Open Subtitles | تأتين إلى هنا لتدخين الماريجوانا, إن طردتك ستعودين |
| Son bir kaç gündür buraya geliyorsunuz ve, her sabah, şekersiz vanilya latte alıyorsunuz, ama bu sabah kremalı sipariş ettiniz. | Open Subtitles | حسنا كما تعلمين أنتِ تأتين إلى هنا خلال هذه الأيام السابقة و كل صباح .. تطلبين مخفوق الفانيلا |
| Kapıya gelir misiniz? | Open Subtitles | هل تستطيعين أن تأتين إلى الباب ؟ |
| - Uh-huh. - Hey, çalışmadan sonra evime gelir misin? | Open Subtitles | لمَ لا تأتين إلى منزلي بعد التدريب؟ |
| Annie, bir saniye buraya gelir misin? Patenlerini de getir. | Open Subtitles | آني ، ألا تأتين إلى هنا لثانية ؟ |
| Annie, bir saniye buraya gelir misin? | Open Subtitles | آني ، ألا تأتين إلى هنا لثانية ؟ |
| - Buraya çok sık gelir misin? | Open Subtitles | هل تأتين إلى هنا كثيراً ؟ والدي يفعل |
| Bizden, sana birini bulmamızı istiyorsun sonra da buraya kendi adamınla geliyorsun. | Open Subtitles | تطلبين منا أن نجد لك رجلًا ثم تأتين إلى هنا مع رجل وجدته بنفسك؟ |
| Buraya geliyorsun ve dünyada tek sahip olduğum şeyi benden almaya mı çalışıyorsun? | Open Subtitles | تأتين إلى هنا وتأخذين الشيء الوحيد الذي أملكه؟ |
| Eğer buradaki insanlardan hoşlanmıyorsan, Neden böyle yerlere geliyorsun? | Open Subtitles | إن كنتي لا تحبين أحد من هؤلاء الناس فلمَ تأتين إلى تلك الحفلات؟ |
| Ailemden uzak dur dediğim halde evime geldin. | Open Subtitles | تأتين إلى منزلي عندما أخبرتكِ بأن تبقيِّ بعيدةً عن عائلتي |
| Ya ben eve gelirim ya da sen buraya gelirsin. | Open Subtitles | إما سأعود للمنزل، أو ربما أنتِ تأتين إلى هنا. |
| Misâl sizi ele alalım, 26 yıldır buraya geliyorsunuz ama hâlâ perişan hâldesiniz. | Open Subtitles | أعني، انظري إليك. أنتِ تأتين إلى هنا منذ 26 عام، ولازلتِ في حالة فوضى. |
| Baskı yapmıyorum. Bu akşamki Hamursuz Bayramı yemeğimize gelmek ister misin? | Open Subtitles | بلا اي ضغط, هل ترغبين بأن تأتين إلى وجبتنا لعيد الفصح؟ |
| Bu kadar önemli ne yapıyor olabilir ki buraya tek başına gelmene izin verdi? | Open Subtitles | ما الذي قد يفعله ويكون مهمّاً إلى درجة أن يجعلكِ تأتين إلى هنا بمفردكِ؟ |
| Diğer kızlarla görüşüp hemen ofisime gelebilir misiniz? | Open Subtitles | هل يمكنكِ أن تتصلي على الفتيات الأخريات وأن تأتين إلى العيادة الآن؟ |
| Herşeyin sen eve geldiğinde huzurlu olduğundan, emin olmak istedim. | Open Subtitles | لقد أردت أن أتأكد فحسب. أن كل شيء هادئ من أجلك عندما تأتين إلى المنزل. |
| You really are something. Kahrolası kraliçe arı gibi buraya gelmen, benim gibi birine tavsiyeler vermen. | Open Subtitles | تأتين إلى هنا كملكة النحل اللعينة لتوجهين إليّ النصيحة |