| Kendi gözümden düştüm. Hiçbir şeyim yok. baksana. | Open Subtitles | أنا أُقلل من شأني أنا لا شيء، تأملي حالي |
| Hâlimize baksana, nerede olduğumuza bir bak. Bu teknede ne erzağımız var ne de belirli bir planımız. | Open Subtitles | تأملي حالنا ومكاننا، نستقلّ زورقًا بلا زاد ولا خطّة محددة. |
| Dua et anlamamış olsun yoksa senin peşine düşerim. Anladın mı? | Open Subtitles | حسناً، عليك أن تأملي أن تستسلم وإلا سوف ألاحقك، هل تفهمين؟ |
| İşe yarayacağını ummalısın. Çünkü umut olmadan hayat nedir ki? | Open Subtitles | عليك أن تأملي أن الأمر سينجح لأن ما نفع الحياة بدون أمل؟ |
| Daha net görmek için meditasyon yap. İhtiyacın var daha çok tecrübeye. | Open Subtitles | تأملي لكي تريهم بوضوح المزيد من الخبرة تحتاجي |
| Oh, kesinlikle. Bunu açıkça umabilirsin. | Open Subtitles | بالتأكيد يجدر بكِ أن تأملي هذا |
| Bu yüzden fazla umutlanmayın. | Open Subtitles | لذا لا اريدك أت تأملي كثيراً |
| Şu çalıştığı büyü türlerine baksana. | Open Subtitles | تأملي كل فئات السحر التي درسها |
| Tatlım, şu kabarık bulutlara baksana. | Open Subtitles | حبيبتي، تأملي السحب الرقيقة. |
| Evet, şuraya bir baksana. | Open Subtitles | أجل! أعني، تأملي الحمام! |
| Dua et de Federal Polislerden önce ben bulayım. | Open Subtitles | من الأفضل لكِ ان تأملي بأن أعثر عليه قبل أن يفعل المارشالز ذلك |
| Dua et mektup, "Life" dergisinden önce ulaşsın ellerine. | Open Subtitles | لقد أرسلت إليها خطاباً من الأفضل أن تأملي أن يصل إليها قبل نسخة عدد مجلة لايف |
| Dua et de partide siyah ışık olmasın. | Open Subtitles | يجب أن تأملي عدم وجود ضوء كاشف في الحفلة. |
| Sanırım, belki de, bunu çok fazla umut etmemelisiniz. | Open Subtitles | أظن ربما , ليس عليك أن تأملي بقوة |
| Ama Deepa, başka şeyler için umut beslememelisin. | Open Subtitles | لكن ديبا , لا يجب أن تأملي بأشياء... |
| Elbette umut edeceksiniz. | Open Subtitles | بالطبع يجب أن تأملي |
| Çevremizde çılgınca şeyler olduğunu söyledim ve işyerinde bize meditasyon yapmayı önerdi | Open Subtitles | لقد أخبرته عن الفوضى التي تحدث مؤخراً هنا ولقد عرض على القيام بعلاج تأملي |
| Bu sabah çok güzel meditasyon yaptım. | Open Subtitles | تأملي كان صافياً جداً هذا الصباح، يا رجل |
| Gel benimle meditasyon yap. | Open Subtitles | تعالي و تأملي معي لا بأس بذلك |
| Sadece çok şey kaybettirmemesini umabilirsin. | Open Subtitles | أنت فقط لا تأملي كثيرا في فقدانهم |
| O yüzden çok fazla umutlanmayın. | Open Subtitles | لذا لا اريدك أت تأملي كثيراً |