"تبيعه" - Traduction Arabe en Turc

    • satıyorsun
        
    • Sattığın
        
    • satıyorsunuz
        
    • satıyorsan
        
    • satıyor
        
    • sat
        
    • satan
        
    • satmak
        
    • satacak
        
    • satarsın
        
    • sattığı
        
    • satmaya
        
    • satın
        
    • satamazsın
        
    • satabilirsin
        
    Yetmez... sen satıyorsun, sen satıyorsun sen bunları satan kişisin. Open Subtitles هذا ليس كافيا, انت تبيع اولئك, انت تبيع اولئك انت الوحيد الذي تبيعه
    Bu arada, Sattığın her ne ise, muhtemelen bu işi durduracağım. Open Subtitles وبالمناسبه آيايكن ما تبيعه يجب أن تتوقف عن تذوق البضاعه
    Queens'te ki araplara satıyorsunuz. Open Subtitles إنك تبيعه لزعماء العصابات في منطقة كوينز
    Kaptan Jack Harkness. Ne satıyorsan, almıyoruz. Open Subtitles أنا كابتن جاك هاركنيس، وأيا يكن . ما تبيعه فلا نريد شراءه
    Mike Pyle, BrownStar'ı satın alıyor. satıyor musun? Open Subtitles ميك بايل سوف يشتري شركتنا و أنت سوف تبيعه ؟
    Ne satmak istiyorsan sat, ama bu gece burada değil. Open Subtitles بع كل ما تريد لكن لا تبيعه هنا هذه الليلة
    Elbette, gerçi büyük ihtimalle sigara alabilmek için onu satacak ama. Open Subtitles بالتأكيد , قد تبيعه من أجل السجائر على أي حال
    Pırlantayı Mars'ta bile satarsın. Open Subtitles بوسعك أن تبيعه حتى على كوكب المريخ.
    Geri kalanını da uyuşturucu satıcılarına satıyorsun, esas kârı onlar ediyor. Open Subtitles ما يتبقى تبيعه للتجار الذين يجنون أرباحاَ طائلة
    Gerçekten Almanlara bu kadar önemli ne satıyorsun öyle ki tesis bombalanıyor ve sabote ediliyor? Open Subtitles ما هو الشيء الذي تبيعه إلى الألمان ويكون مهماً.. لدرجة أن المصنع يتم تخريبه وتفجيره ؟
    Sen bir erkek olduğun halde, onu beşe satıyorsun. Open Subtitles أنت رحل و تبيعه بخمسة دنانير
    Site, açık arttırmayı kabul etmeden önce Sattığın şeyi vermeni istiyor. Open Subtitles يجب أن تعطي الموقع ما تبيعه قبل موافقتهم على عرضه في المزاد
    Sattığın her şeyi almam konusunda kesin talimat vardı. Open Subtitles لقد كان لدي أوامر مشددة بشراء كل ما تبيعه
    Onları Queens'deki paçavra kafalılara satıyorsunuz. Open Subtitles إنك تبيعه لزعماء العصابات في منطقة كوينز
    Ama sivillere karşı kullanan ülkelere satıyorsunuz. Open Subtitles إذا انت تبيعه للبلدان وهم بدورهم يستخدمونه ضد المدنيين
    Kaptan Jack Harkness. Ne satıyorsan, almıyoruz. Open Subtitles أنا كابتن جاك هاركنيس، وأيا يكن . ما تبيعه فلا نريد شراءه
    Burada birisi bunu eBay'de satıyor; bu bir kadının-- kesin bir kadının, umarım bir kadının eli. TED كان معروضَا على موقع المزايدات eBay; تبيعه امرأة -- من الواضح أنها يد امرأة, على الأرجح.
    Bu 80'lerdeydi kullan yada sat bir her iki şekilde de bu işe karışmışsındır... Open Subtitles إما كنت تستخدمه، أو تبيعه في كلتا الحالتان، كنت منغمس في الأمر
    Marcus onu satan dükkanları dolaştı ve birinin sahibi bu adamı hatırladı. Open Subtitles بحث ماركوس في المحلات التي تبيعه, و واحد من المالكين تذكر هذا الرجل,
    Hey, Crews'e ait birşey var mı bana satmak istediğin? Open Subtitles اسمع.. لديك أي شيء يخص كروز مستعد أن تبيعه لي؟
    Millet satacak bir bokunun olmadığını asla anlamaz. Open Subtitles لا أحد يصدق ليس لديك شىء تبيعه
    Bize danışmaksızın nasıl satarsın? Open Subtitles كيف لكَ أن تبيعه دون أن تستشيرنا؟
    Burt mutlaka onun sattığı elmas şeklindeki küpeleri çok sevdiğimi duymuş olmalı. Open Subtitles بيرت من المؤكد أنه سمعني وأنا أقول كم أنني أحب شكل الأقراط الماسية لقد كانت تبيعه علي قناة التسوق
    Al bakalım, Max. satmaya kalkmadan önce bırak da kurusun. Open Subtitles خذ، ماكس دعه جاف لمدّة دقيقة قبل أن تبيعه
    Sizi satın alıyorlar. Open Subtitles هم يقومون بشرائكَ أنت ليس الغباء الذي تبيعه
    Birkaç bakır para karşılığında onu sokaklarda satamazsın. Open Subtitles أنت لا يجب ان تبيعه في الشوارعِ إلى أي شخص .من اجل بضعة عملات معدنية لامعه
    Altın takılarımı, elbiselerimi alabilirsin istediğin her yerde, onları satabilirsin. Open Subtitles خذ جميع الذهب والملابس باستطاعتك انت تبيعه بأي مكان

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus