"تبين أن" - Traduction Arabe en Turc

• Görünüşe göre
• olduğu ortaya çıktı
• görünen o ki
• Meğerse
• Meğer
• Anlaşılan o ki
• ortaya çıktı ki
• öyle görünüyor ki
• ki bu

-Çünkü Görünüşe göre... Rahibe Mary Clarence rahibe filan değilmiş.
لأنه تبين أن الأخت ماري كلارنس ليس راهبة على الاطلاق

Görünüşe göre göğsünde ve boynunda birden fazla kesik yarası var.
تبين أن هناك عدة جروح اخترقت جسدها على عنقها و صدرها

Böylece parlayan zırhının içindeki şövalyenin kara şövalye olduğu ortaya çıktı.
و هكذا تبين أن الفارس في الدرع اللامع هو الفارس الأسود

- görünen o ki trafik kazasının bir suikastle bağlantısı varmış.
تبين أن الحادث الذي كنت أحقق به مرتبط بجريمة قتل سابقة

Meğerse üzerinde çalıştığı kayda o ölünce bir şey kaydedilmiş.
تبين أن الاسطوانة التي يعمل عليها.. سجلت شيئاً عندما مات

Meğer problem engeller değilmiş.
حسناً، لقد تبين أن العقبات ليست المشكل.

Anlaşılan o ki Manhattan'da, 55 farklı ekosistem tipi vardı.
وقد تبين أن منهاتن أمتلكت ٥٥ نوعا مختلفا من الأنظمة البيئية.

SS: Görünüşe göre yanıtlar bir stüdyoda önceden kaydedildi.
س.س: تبين أن هذه الإجابات قد تمّ تسجيلها مسبقاً في الأستوديو.

Görünüşe göre birçok aile çocukları için en iyi olanı istiyor.
تبين أن الكثير من الآباء والأمهات يريدون الأفضل جدا لأطفالهم

Görünüşe göre kuş, başından beri benim cebimdeymiş.
أوه، لقد تبين أن الطائر الصغير في جيبي طيلة هذا الوقت

B.M. hiçbir işe yaramıyor, Dış İşleri Bakanlığı demokratlarla dolu ve Görünüşe göre uluslararası af örgütü sadece mum yapıp satan bir firmaymış.
,الأمم المتحدة عديمة الفائدة و وزارة الخارجية مليئة بالديموقراطيين و تبين أن منظمة العفو الدولية

Orada bunu gerçekleştirmenin maliyeti bir milyon dolarda az olduğu ortaya çıktı.
حسناً لقد تبين أن تكلفة ذلك هناك سوف تكون أقل من مليون دولار.

Yıllar sonra kör olmalarının nedeninin muhtemelen bir bakteriyel enfeksiyon olduğu ortaya çıktı.
وبعد عقود, تبين أن السبب في إصابتهم بالعمى كان في الغالب نوع من الإصابة البكتيرية.

Ama bana saldırdığında, bir kız olduğu ortaya çıktı.
لكن عندما هاجمني تبين أن من هاجمني كانت فتاة.

görünen o ki, benimki gibi büyük cezai adalet organları önemli şeylerin hesabını tutmuyordu.
تبين أن أغلب وكالات العدل الجنائي كوكالتي لم تكن تتتبع الأمور المهمة.

Yaşlılık mı? görünen o ki birçok insan için bu an 'şimdi' oluyor. bu bahsettiğimiz 'şimdi' artık nerede gerçekleşiyorsa.
هل هو عمر الشيخوخة؟ تبين أن الإجابة بالنسبة لمعظم الناس، أن هذا الوقت هو حاليا، وحيثما يحدث الآن.

Fakat görünen o ki, kuantum dolanıklık gerçek dünya laboratuvarlarındaki deneylerle doğrulanmış durumda.
ولكن تبين أن التشابك الكمي قد تم إثباته في تجارب معملية في العالم الحقيقي.

Meğerse oğIanın, çarpıp kaçtıktan sonra arkasını hiç toparlamadığı ortaya çıktı.
أنه تبين أن أبنه لم ينظف آثار أفعاله بعد أن ضرب وهرب

Meğerse hormonlardanmış.
حسنٌ، كما تبين أن ذلك كان من هرمونات الحمل

Eşsiz bir gece yarattığımızı sanıyordum ama Meğer birkaç kilometre ötede bir tane daha varmış.
فقط كنت أعتقد أننا أخترعنا ليلة فريدة من نوعها ثم تبين أن هناك واحدة آخرى على بعد بضع أميال

Anlaşılan o ki kitaplarda, YouTube videolarından daha kullanışlı bilgiler var.
تبين أن الكتب تحتوي على معلومات أكثر فائدة من يوتوب

Ve ortaya çıktı ki burada da işin içine biraz bilim karışıyor. Bazı insanlar bir travma yaşadıktan sonra daha güçlü ve mutlu hale geliyorlar.
ولقد تبين أن هنا بعض العلم أيضاً. بعض الأشخاص يصبحون أكثر قوة وسعادة بعد حوادث الصدمات.

öyle görünüyor ki sınırsız özgürlük her zaman yardımcı olmuyor.
تبين أن الحرية المطلقة ليست مفيدة دائما.

Ama anlaşılıyor ki bu tür şeyler gerçekten rahatsız edici değil. Çünkü bunlar gönüllü rahatsız ediciler.
تبين أن تلك ليست هي الأشياء التي تجلب الإضطراب و التشتيت. لأن تلك هي الإضطرابات عن رغبه.