Ama sana bak, hukuğu bitirdin yepyeni bir hukuk firmasında çalışıyorsun ve güzel bir kızla evlenmek üzeresin | Open Subtitles | لكن أنظر إليك الآن خارج كلية الحقوق لديك عمل مع شركة جديدة وعلى وشك أن تتزوّج هذه الفتاة الجميلة |
Yabancı biriyle evlenmek istemezsin. | Open Subtitles | فأنت لا تودّ أن تجد نفسك تتزوّج فتاة تجهلها |
Genç ve güzel bir kadın, bu herifle parası için evleniyor. | Open Subtitles | انـظر، زوجة شابـّة، جميلة، تتزوّج هذا الرّجل من أجل أمواله |
Bir dakika E. evlenmeden önce en azından bir kere denemelisin. | Open Subtitles | مهلا عليك أن تحاول على الأقل قبل أن تتزوّج |
Bak, sana şu öğüdü vereceğim babamın da bana verdiği gibi beni buraya ilk getirdiği zaman-- Metresinle evlenme. | Open Subtitles | اسمه، سأوضح لك الأمر كما أوضحه أبي لي عندما أتى بي إلى هنا أول مرّة لا تتزوّج عشيقتك |
Bir kadın, bir adamla evlenip 20 sene kim olduğunu söyleme zahmetinde bulunmuyorsa suçludur. | Open Subtitles | عندما تتزوّج إمرأة رجلاً ولا تهتمّ لإخباره من هي لـ20 عاماً، فإنّها مُجرمة. |
Ben buyum işte. Pek tanımadığınız bir kadınla evlenince, onu hızlıca tanımanız gerekir. | Open Subtitles | حين تتزوّج امرأة بالكاد تعرفها يجب أن تتعلّم الكثير عنها بسرعة |
Bir polisle evlendiği için aptal olmalı. | Open Subtitles | أيّ كلبة تتزوّج من شرطيآ يجب أن تكون غبيّة |
Peki annen için hoş bir Hintli kızla mı evleneceksin. | Open Subtitles | ماذا ستعمل لأرضاء أمّك؟ تتزوّج البنت الهندية اللطيفة؟ |
Eğer mektubu bana ulaşmazsa zehir içip kendini öldüreceğini, ama yine de Suraj'la evlenmek istemediğini söylüyor. | Open Subtitles | تكتب إذا أنا لا أصل هناك... هي ستأخذ جرعة وتقتل نفسها لكى لا تتزوّج سوراج |
Sicilya kralı onunla evlenmek istiyordu ama güzel prenses onunla evlenmek istemedi. | Open Subtitles | "أراد أن يزوجها إلى ملك "صقليــة "لكن الشابة الجميلة "ويلجافورتس لم ترد أن تتزوّج من عجوز أجرب، أليس كذلك؟ |
Ve evlenmek üzeresin. | Open Subtitles | وتخبرني أنّك لا تُريد أن تفقدني ... وأنت على وشك أن تتزوّج |
Yani şuna bir bak. Genç ve güzel bir kadın bu adamla parası için evleniyor. | Open Subtitles | انـظر، زوجة شابـّة، جميلة، تتزوّج هذا الرّجل من أجل أمواله |
Tabii şu an düşük bir hizmetliyle değil, Efendi Koruyucu'yla evleniyor. | Open Subtitles | لكنها لن تتزوّج الآن خادمًا متواضعًا بل السيّد الحامي نفسه |
Bebeğim bir kere evleniyor. Değil mi? | Open Subtitles | ابنتي تتزوّج مرّة واحدة في العمر وحسب، صحيح؟ |
Melanie evlenmeden önce, bugünlerde kaçak gelin denilenlerdenmiş. | Open Subtitles | قبل أن تتزوّج (ميلاني)، كانت كما يُشار إليه الآن كعروس هاربة. |
İyi. evlenme Marc. Ben evleneceğim. | Open Subtitles | جيد, لا تتزوّج مارك, أنا سأفعل |
Sen evlenip çocuk sahibi olurken, ...ben garajımda yapayalnız bir vaziyette, dünyayı değiştirmeye çalışıyordum. | Open Subtitles | بينما كنت تتزوّج وتحاول إنجاب طفل، كنتُ لوحدي في المرآب، أحاول تغيير العالم |
Suradaki evlenince gor hele. | Open Subtitles | انتظري حتّى تتزوّج تلك |
Hangi kadın evlendiği gün başka bir adamla yatağa girer ki? | Open Subtitles | أي نوع من النساء أنتِ... تلك التي تضاجع رجلاً في نفس اليوم... الذي كان من المُفترض أنْ تتزوّج فيه بآخر؟ |
- İki hafta içinde evleneceksin, Danny. | Open Subtitles | -سوف تتزوّج خلال أسبوعين يا (داني ) |
Evlenmen gerekecek. | Open Subtitles | -عليك أنْ تتزوّج |
Ama sen hiç evlenmedin çünkü onu hiç unutamadın, değil mi? | Open Subtitles | لكنّك لم تتزوّج أبداً، لأنّك لم تتخطى حبّها، صحيح؟ |
Sen şimdi Preeti ile evleniyorsun. | Open Subtitles | الآن أنت تتزوّج بريتي. |
Yarın bu adamla evlenmemesi için bir neden aklına geliyor mu? | Open Subtitles | أي فكرة لمَ لا ينبغي لها أن تتزوّج من هذا الرجل غداً؟ |