Benim ihtiyacım olan herşeyi berbat etmemen Yakalandığında başımız belaya girecek. | Open Subtitles | ما أحتاجه هو أن لا تخرب كل شيء أفعله هل تعرف كم المشاكل التي سنكون بها لو تم الإمساك بنا؟ |
Ve oldukça iyi polis... olabilecek bir kaç adamı eğitme şansımı mahvediyorsun. | Open Subtitles | وأنت تخرب فرصي لتدريب بعض الرجال الذين قد يصبحون شرطة جيدون جداً |
Belki de gerçek kişiliğim alkolle birlikte ortaya çıkıyordur ve değişmek için çabalamamı sabote ediyordur. | Open Subtitles | اتعرف, ربما حقيقة نفسي تحررت عند الشراب أن شخصيتي القديمة تخرب كل مجهود اقوم به للإتغير |
Kicks gevreğini mahvettiğin gibi bunu da mahvetme. | Open Subtitles | لا تخرب هذا مثلما تخريبن علي فطوري |
Pacific Wellcare bir günümü ve bir gömleği mi daha mahvediyor. | Open Subtitles | عياده المحيط الهادي تخرب يوم آخر وخربت قميص |
Film konusunda ne kadar heyecanlı olduğunu billiyordu, ...bunu mahvetmek istemiyordu. | Open Subtitles | لقد كانت تعلم كم انت مستمتع بفكرة الفيلم ولو ترد ان تخرب هذا |
Şehvetinin mantığını engelleyip birşeyleri mahvetmesine izin verme o halde. | Open Subtitles | . والان لا تخرب الأشياء , بجعل عاطفتك تتغلب علي احاسيسك |
Ne yapmaya çalışıyorsun, hanımefendinin bavulunu mahvedeceksin. Hani nerede? | Open Subtitles | ماذا تحاول أن تفعل, تخرب حقيبة السيدة , أين هي؟ |
Tatilimi berbat ediyorsun. Sana kalkmanı söylemedim mi? | Open Subtitles | انت تخرب عطلتي والآن، اخبرتك بان تنهض، اليس كذلك ؟ |
Tatilimi berbat ediyorsun. Sana kalkmanı söylemedim mi? | Open Subtitles | انت تخرب عطلتي والآن، اخبرتك بان تنهض، اليس كذلك ؟ |
Tatlım,Sevgililer Günü'nün berbat olduğunu öğrendik. | Open Subtitles | عزيزتي , نحن نعلم الان ان عيد الحب بالنسبة اليك قد تخرب |
Dostum, ortalamamı mahvediyorsun, tam iyi bir ortalama tutturmuştum.. | Open Subtitles | يا صديقي، أنت تخرب حسبتي لدي حسبة جيدة تجري الآن |
Yakaladım! Çık oradan, resimi mahvediyorsun! | Open Subtitles | أمسكتك إخرج من هناك، أنت تخرب الصورة |
Bunu mahvediyorsun. Burası mükemmel ve mahvediyorsun. | Open Subtitles | أنت تخرب المكان إنه رائع و أنت تخربه |
Eğer makineleri sabote edebiliyorsan içinde olduğun makineyi etmezsin herhalde. | Open Subtitles | إن كنت تخرب آلات، فلن تفعل بواحدة تحملك. |
500, her zamanki gibi. 500, sakın bir şeyi mahvetme. | Open Subtitles | خمسمائة كالعادة خمسمائة ولا تخرب اي شيء |
bu berbat ve hayatını mahvediyor... sadece onu basit tut. | Open Subtitles | تلك التي تخرب حياتك... عليك أن تجعلي الأمور مبسطة |
20 yıl önce yaşanmış anlamsız birşey için birlikte inşa ettiğimiz bu hayatı mahvetmek gerçekten çok yazık olurdu. | Open Subtitles | سيكونمنالمؤسف.. من المؤسف أن علاقة عابرة بلا معنى حدثتقبل20 سنة.. تخرب حياة رائعة كالتي بنيناها معاً .. |
Ve aptalca bir hatanın bunu mahvetmesine izin veremem. | Open Subtitles | ولا يمكنني أن أدع غلطة غبية أن تخرب كل هذا. |
Noel'i mahvedeceksin, Earl.. | Open Subtitles | هذه ليست مشكلتي سوف تخرب عيد الميلاد يا إيرل |
Babanın bekârlığa veda partisine gidip onu da bu aşağılamalara maruz bırak. Böylelikle annenle evliliğini mahvetmiş ve kendi varlığını yok etmiş olursun. | Open Subtitles | و أفعل نفس الاشياء المزله له ، و تخرب حفل زواجه من والدتك ، و عدم وجودك في الاساس |
Meme-Kent'i mahvetmene göz yumamam, evlat. Kahretsin! | Open Subtitles | لن ادعك تخرب محلات نيبولابوس ايها الحقير المخادع |
Tek bir kötü kare kampanyayı mahvedebilir. | Open Subtitles | صورة واحدة سيئة ممكن ان تخرب الحملة كلها |
Bütün bu çocukların Noel ini mahvediyorsunuz! | Open Subtitles | اصمت أنت تخرب عيد الميلاد على جميع هؤلاء الأطفال |
Göt gibi gözükmemi sağlama ve sakına bu işi batırma. | Open Subtitles | لا تجعلني ابدو كالأحمق ولا اريدك ان تخرب الأمر |
Hayatımı mahveden o ufak bilgisayar zımbırtısı nerede? | Open Subtitles | أين هي قطعة الكمبيوتر الغبية التي تخرب حياتي؟ |
Playoff'lara gitme şansımızı yine mahvedecek misin? | Open Subtitles | انت سوف تخرب فرصتنا في الذهاب الى مباراة فاصلة مرة أخرى؟ |