"تخيله" - Traduction Arabe en Turc

• hayal
• tahmin
• canlandır
• Düşünebileceğinden

Ne zaman oğlumdan bir mektup alsam, hayal edebileceğiniz en karanlık yerde görülen bir ışık demeti gibi geliyordu.
ومنذ مدة كنت أود الحصول على رسالة من ابني، كانت مثل شعاع من الضوء في أحلك مكان يمكن تخيله.

Görmeyi o kadar istiyordum ki, artık hayal etmeye bile cesaret edemez oldum.
بلغت رغبتي في رؤيته درجة أنني لم أعد أجرؤ على تخيله بعد ذلك

Bir kabusta yaşamak gibi. Şükürler olsun ki hayal gücü var.
إذا كنت تعيش فى كابوس فعليك أن تحاول تخيله من جديد

Fransızlarla, İngilizlerle, kovboylarla, katillerle, tahmin bile edemeyeceğin insanlarla savaştım.
فرنسا وبريطانيا، ورعاة البقر، القتلة، الناس لا يمكن حتى تخيله.

Skuzziest olan bir yer hayal ettiğinde sen de orada oluyorsun.
فقط بحثت عن المكان الأكثر قذارة يمكن لشخص تخيله وها أنت

O öfkenin ne olduğunu hayal edebileceğinden de iyi biliyorum ben.
أعرف ما الذي يثير الغضب في الأمر أكثر مما يمكنك تخيله

Matematiği kullanmadan açıklayamadığımız ya da hayal bile edemediğimiz bir şey.
شيء لا نستطيع أن نشرحه أو حتى تخيله الا باستخدام الرياضيات.

Hayat boyunca hayal edemeyeceğimiz ölçekte kıtlık, kuraklık ve yoksulluk göreceğiz.
في حياتك, سنرى المجاعة والقحط والفقر, على نطاق لا يمكن تخيله

Sadece elinde biraz Rom olsa onu hayal etmem daha kolay olurdu.
يسـاعدنـي الأمـر، إن استطعت تخيله كشخص يمكـن أن يكون فـي برميـل شـراب

hayal edebileceğim en güzel galeri şehrin kendisiydi.
اعني, كان ذلك افضل معرض صور يمكنني تخيله للمدينة.

Cevap, hayal edebileceğiniz en düşük teknolojiye sahip şey.
وقد كان الجواب أقل مستوى تقنية يمكنكم تخيله.

Makineyi yaptım, böylece hayal edebildiğim her sesi üretebiliyorum.
لقد أخترعتها لكي أصنع أي صوت يمكنني تخيله

Her bir rokettten sonra, üst üste, üst üste bu şeyler havadan yağabilir. Bu hayal edemeyceğiniz bir ahenk.
ستسقط هذه الأشياء من السماء طوال العطلة إطلاق الصواريخ، بعد صاروخ، بعد صاروخ إنه إيقاع لايمكنكم تخيله

O hayallerinize sıkı sarılın ve sizin bile hayal edemeyeceğiniz yerlere sizi götürmesine izin verin.
تمسكي بسرعة بتلك الأحلام وافتحي لها المجال أن تأخذك داخل عالم لا يمكنك حتى تخيله.

Ve hayal edebileceğiniz gibi, baleden son derece uzak.
وكان بعيدا كل البعد الذي يمكن تخيله عن الباليه.

Belki de salt bir form, tamamen kubbe olduğunu hayal edebileceğiniz, tek bir çıkıntı biçimi ve yaptığımız her şey, yumurtaya çok benziyordu.
ربما شكل نقي، مجرد شكل للانبثاق قد تستطيع تخيله يمكن أن يكون كله قبة. وكل ما كنا نصنعه يشبه إلى حد كبير شكل بيضة

İnsanların birlikte hayal edebileceğimiz her geleceği yaratabileceğine inanıyorduk.
لقد أيقنَّا أن الترابط بين البشر يمكّن من خلق أي مستقبل بوسعنا تخيله.

İnsanlar, senin tahmin ettiğinden çok daha kötü şeyler yapabilirler.
كان بمقدور الناس أن يقدموا على القيام بأشياء أسوأ مما يمكنك تخيله

O zamanlar çok yalnızdım tahmin edebileceğinden çok daha fazla.
كنت آنذاك غارقة في الوحدة بشكل أكبر بكثير مما يمكنك تخيله

tahmin edemeyeceğimiz buluşlara öncülük yapabilir.
هذا قد يقودنا إلى استكشاف لا نستطيع تخيله.

Şimdi, biraz uğraştıracak ama gözünde canlandır.
الآن، كما تعلم، فإنه يحتاجُ إلى القليل من العمل، ولكن تخيله

Düşünebileceğinden çok daha büyük bir şeye bulaştın.
أنتِ متورطة فى شىء أضخم بكثير مما يمكنكِ تخيله