BG: Peki, o zaman gitmene, onu korumana ve kurtarma izin veriyorum. | TED | ب.ج: حسنا، سندعك تذهبين وتحفظيها وتنقذيها. |
Neden gidip uyuyup gecenin geri kalanını dinlenerek geçirmiyorsun? Tamam mı? | Open Subtitles | لِمَ لا تذهبين للنوم و تأخذين قسطاً جيداً من الراحة ؟ |
Hey bak, akşamdan kalmasın! Bak, neden başka bir gün gitmiyorsun? | Open Subtitles | تحرّكِ، إنّكِ تشعرين بالصداع لماذا لا تذهبين في يومٍ آخر ؟ |
Ben, tüm bu yolu, seni görebilmek için geliyorum ve sen gidiyorsun. | Open Subtitles | لقد أتيت كل هذه المسافة لأراك، وأنت تذهبين الآن. لا أصدق هذا. |
Evine git ve o polis telsizini kapat. Sonra da yat. | Open Subtitles | أنت تذهبين إلى المنزل, تطفئين آلة فحص الشرطة وتذهبين إلى السرير |
Tatlım, dokuz aydan kısa bir zaman sonra üniversiteye gideceksin. | Open Subtitles | عزيزتي، سوف تذهبين إلى الكلية في أقل من تسعة أشهر. |
Onunla gitmene seviniyorum. Benim için ona iyi bak. | Open Subtitles | إننى سعيد أنك سوف تذهبين معه اعتنى به من أجلى |
Ama gitmene izin vermeyeceğim bunu bilesin. | Open Subtitles | و لكنني لن أدَعَكِ تذهبين بإمكانك تصديق ذلك |
Bundan daha büyükse eğer bugün gitmene izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | إذا كان أكبر من هذا الحجم, لن أدعكِ تذهبين اليوم |
Neden yukarı gidip üstünü değiştirmiyorsun, sonrada senle ben gizlice sıvışırız. | Open Subtitles | لذا، لمَ لا تذهبين للطابق العلوي وتبدلين ملابسكِ ونخرج أنا وأنتِ؟ |
Daha sonra eve gidip yemeğini yer ve ertesi sabah uyanırsın. | Open Subtitles | بعدها تذهبين للمنزل و تأكلين العشاء و تستقيظين فى الصباح التالى |
Neden evine gitmiyorsun? Eminim ailen seni çok özlemiştir. | Open Subtitles | إذن لمّ لا تذهبين للمنزل فأنا متأكد بأن عائلتك افتقدتك |
Neden halıcıya gitmiyorsun? Orada istediğin kadar halı tüyü yiyebilirsin. | Open Subtitles | لماذا لا تذهبين للمخزن وستجدين الكثير من السجاد هناك |
Ve sen her seferinde onunla gittiğinde bende ortaya çıkan klasik depresyon. | Open Subtitles | والإحباط الكلاسيكي هو الذي يسيطر علي في كل مرة تذهبين فيها معه |
Nereye gidersen git, ne yaparsan yap ama saraydan uzak dur. | Open Subtitles | لايهمنى إلى أين تذهبين أو ماذا تفعلين لكن إبتعدى عن القصر |
Birkaç saat önce tanıştığın bir şairle Paris'e gideceksin. | Open Subtitles | سوف تذهبين إلى باريس مع شاعر قابلته قبل ساعات |
Sanırım gittiğin her yerde böyle oluyordur. | Open Subtitles | أظن أن هذا يحدث معك في كل مكان تذهبين إليه |
Cehenneme gidersin. Dalga geçiyorum. | Open Subtitles | سوف تذهبين للجحيم مباشرة أنا أمازحك,أنا أمزح,آسفة |
Sanki bir yere gitmiyorsunuz.. ama aslında bir yere gidiyorsunuz. | Open Subtitles | انه كما لو كنتِ تسيرين على غير هدى رغم أنكِ تذهبين لمكان ما. |
Kendi başına bir yerlere gittiğini, "bir şeyler" yaptığını duydum. | Open Subtitles | لقد سمعت أنكِ تذهبين للتخلص من نفسك .. تفعلين أشياء |
Kocanızın çalıştığı şirketin... yılbaşı partisine gitmek istemezsiniz, ama gidersiniz. | Open Subtitles | لا تريدين الذهاب لحفل رأس السنة بشركة زوجك، لكن تذهبين |
Gidecek yerin olmadığında seni yanına alan tek kişi kimdi? | Open Subtitles | من ضمك عنده حينما لم يكن لديك مكان تذهبين اليه |
Sana tavsiye ettiğim o destek grubuna gidiyor musun? | Open Subtitles | هل كنت تذهبين إلى مجموعة الدعم التي اقترحتها؟ |
Bu işi halledersek eve gider misin? | Open Subtitles | هلا تذهبين إلى البيت إذا كنا نستطيع الإهتمام ذلك؟ |