"تذوق" - Traduction Arabe en Turc

    • tadını
        
    • tadına
        
    • tadı
        
    • tatma
        
    • tat
        
    • tatmak
        
    • denemek
        
    • dene
        
    • tadımı
        
    • Tadın
        
    • tadımlık
        
    • tadım
        
    • tatmaya
        
    • tatmadan
        
    • tadımına
        
    Umarım bunca şey arasında düşünüp taşınabiliyorsundur. İyi şeylerin tadını çıkar. Open Subtitles آمل أن تأخذ وقتك في التفكير بهذا ملياً، تذوق نكهة الأمر
    Ama biliyor musun, kafamı vurduğumdan beri hiçbir şeyin tadını alamıyorum. Open Subtitles لكن تعلمين أنني لا أستطيع تذوق شيء بعد أن ضربت رأسي
    Oradaki üçüncü yılımda, çocuk kaçırmaktan içeri atılmış bir mahkumun hazırladığı çilekli kremanın tadına baktıktan sonra kendimden geçtim. Open Subtitles لكن في سنتي الثالثة هناك صدمت تقريبا حتى الموت بعد أن تذوق حلوى الشليك التي صنعت من قبل المختطفة
    Cidden, buzdolabımın altında daha iyi tadı olan şeyler var. Open Subtitles حقاً .. من الأفضل لي تذوق الطعام الذي من صنعي
    Ama, dostum, onu bulduğum zaman, o berbat şarap tatma işini yapacağız. Open Subtitles ولكن يارجل عندما اجدها .. سوف نقوم بأقامة بعض حفلات تذوق الخمر
    Şimdi tat, daha önce böyle bir şey yedin mi söyle bakalım. Open Subtitles الآن تذوق و أخبرني ما إذا كنت قد تذوقت مثله في حياتك
    Yani neyse, yapabileceğiniz tüm bu şeyler bunlar, ama en çok sevdiğim şey deneyimlemek, dünyayı tatmak. TED على أية حال، هناك عدد من الأشياء التي يمكن فعلها، و لكن الشئ الذي أحب أن أكتشفه أكثر هو تذوق العالم.
    Dükkandan alınmış pudinginiz olduğunu gördüm, çocukların ev yapımını denemek isteyeceğini düşündüm. Open Subtitles رأيت أنه يوجد لديكما بودينغ من السوق وفكرت أن الأولاد سيحبون تذوق شيء منزلي
    Al şu köfteyi dene. Çiğnemesi çok kolay. Open Subtitles تذوق شريحة اللحم هذه مطاطية الى حدٍ كافِ
    Ağzımı temizlemek için bir yudum su içtim böylece çorbanın tadını daha iyi alabileceğim. Open Subtitles انا اريد سوى رشفة من الماء لتنظيف فمي حتى أتمكن من تذوق الحساء الخاص بك على نحو أفضل.
    Ne dediğin umurumda bile değil, gazetenin tadını alabiliyorum. Open Subtitles لا يهمني رأيك ، لكن بإمكاني تذوق الجريدة بهذا
    Çok lezzetliydiler. Okyanusun tadını alabiliyordun. Open Subtitles لقد كان الأكل لذيذاً كان يمكنكِ تذوق المحيط
    Benim deneyimlerime göre, insanca mümkün olanın en ucunda hayatın tadına bakmakta bağımlılık yapan bir şey var. TED في تجربتي، كان هناك إدمان على تذوق طعم الحياة في الحافة التي بالكاد يصل إليها الإنسان.
    Çünkü çilekli almış olsaydım sen de bendeki çikolatalı olanın tadına bakamazdın. Open Subtitles لإني لو قمت بذلك فلن تكوني قادرة على تذوق شوكلاي
    Patron ona göz kulak oluyor, al... Istakozun tadına. Open Subtitles الرئيس يراقبه, هيا تذوق بعضا من هذا الكركند
    Onların kıçının damak tadı başkadır, ve onun kıçı değişikliği anlayacaktır. Open Subtitles لديهم حاسة تذوق مختلفة في مؤخراتهم عنّا، و ستكشف مؤخرته الأمر
    Şunun gibi düşünün: en aç olduğunuz zaman neredeyse her yiyeceğin tadı muhteşem gelir, değil mi? TED فكروا بها هكذا: عندما تشعرون بالجوع الشديد، تذوق أي نوع طعام إلى حدٍ كبير سيكون مذهلًا، أليس كذلك؟
    Şanslısın o zaman, ben nörologum. Şarap ve peynir tatma toplantısına gitmiş. Open Subtitles ولحسن حظك، أنا أخصائي أعصاب لقد كانت في حفل تذوق النبيذ والجبن
    tat alabilirler, ancak koku alamazlar. TED ولديها حاسة تذوق.. لكن ليست لديهم حاسة الشم
    Bir saniye: önce chili mi tatmak istemez misin? Open Subtitles فقط ثانية الا تريد تذوق الشيلي الخاصة بي؟
    Genç, hippi bir çift kurtarıcı köpekleriyle Orta Doğu'nun egzotik mutfağını denemek ister. Open Subtitles زوج شاب يريد تذوق المطبخ الشرق أوسطي الغريب وكلبهم المدلل
    - Dana etini dene. En iyisi burada. Open Subtitles جيد تذوق لحم العجول انة الأفضل
    Şarap tadımı saçma bir oyun değil baba. Çok saygı duyulan bir yetenek. Open Subtitles أبي تذوق النبيذ ليس لعبة سخيفه أنها مهارات عاليه و رفيعه
    Havasını içinize çekin, içeceğini için, meyvasından Tadın. Open Subtitles تنفس الهواء ، اشرب الشراب ، تذوق الفاكهة
    Oğlumun zaten bir adı var ama yaz şarabınızı denerim. Sadece tadımlık. Open Subtitles إبني تم تَسميته بالفعل، و لكنني سوف أجرب نبيذك الصيفي، مُجرد تذوق.
    Bir sürü çamaşır suyu yutmuştum. Bu yüzden tadım hep tuzludur. Narin çamaşırlar seçeneğinde yıkamıştım. Open Subtitles لقد بلعت الكثير من الشاطـئ لهذا السبب لا أستطيع تذوق الملح
    İçki içemeden nasıl şarap tatmaya gidebilirsiniz ki? Open Subtitles كيف يمكنك أن تذهب الي مكان تذوق النبيذ بدون أن تتناول شراباً ؟
    Millet, şarabı tatmadan önce Cabarnet'in içindeki farklı aromaları keşfetmeye çalışın lütfen. Open Subtitles من فضلكم، قبل أن تذوق النبيذ، نتوقف لحظة , ولنشعر بنكهة هذه الخزانات.
    Seni kendim de uğurlardım, ancak evimdeki şarap tadımına geç kaldım. Open Subtitles كنت أود أن أمشى معك للخارج لكنى متأخر على تذوق النبيذ

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus