| Gözlerin seninle oyun oynuyor, görmek istemediğin şeyler görmeni sağlıyor. | Open Subtitles | لأن عيونك تخدعك أنت ترى أشياءا لا تريد أن تراها |
| Bu arabanın özelliklerini görmek isterseniz, buradan görebilirsiniz. | TED | إذا كنت تريد أن ترى خصائص هذه السيارة، يمكن أن تراها هنا |
| onu gördüğün her zaman güzel olduğunu söyle, güzel olmadığı zamanlarda bile. | Open Subtitles | أخبرها أنها جميلة في كل مرة تراها حتي عندما لا تكون كذلك |
| Onu gey ve lezbiyen haklarını genişletmek için bir kılavuz olarak görüyor. | TED | فإنها تراها و كأنها مخطوطة لتوسع حقوق المثليّين. |
| Bu varyasyonlar ses dalgalarını ateşledi, tıpkı burada gölde gördüğünüz dalgalanmalar gibi. | Open Subtitles | هذه التغيرات تحدث موجات صوتية تمام مثل هذه التي تراها في البحيرة |
| Emekli olmadan önceki son cinayet vakası. Kaç ceset görüyorsun burada? | Open Subtitles | آخر جريمة قتل قبل أن أتقاعد كم جثة تراها هناك ؟ |
| Ve karımı gördüğünde ona 1000 dolar nakit vermeni bekliyorum. | Open Subtitles | وأتوقع منك أن تسلم زوجتي ألف دولار نقداً عندما تراها |
| Bazen ne olduğunu anlamak için önce görmek zorundasın. | Open Subtitles | فى بعض الأحيان يجب أن تراها ثم بعد ذلك تألفها |
| Taran, görmek üzere olduğun şeyi hiçkimseye söylememelisin. | Open Subtitles | وهو ما سوف تراها الأن؟ لا يجب أن تقول إلى أحد |
| Sen onu görmek için ısrar ettin, beni değil Ne istiyorsun şimdi benden? | Open Subtitles | طلبت منك ألا تراها , ولكنك فعلت والآن ماذا تريد مني؟ |
| Uyandığında gördüğün el, çocukluk anıların ve geleceğin hakkındaki düşüncülerin, | Open Subtitles | اليد التي تراها عندما تستيقظ، ذكريات طفولتك ومشاعرك بشأن مُستقبلك. |
| Okul içinde ya da dışında gördüğün herhangi bir çöp kutusu. | Open Subtitles | في أي سلة مهملات تراها في المدرسة أو خارج المدرسة فعليا |
| Bari sen onu görüyor olmalısın! | Open Subtitles | لَكنَّك يُمْكِنُ أَنْ تَراها. أنت يَجِبُ أَنْ تراها |
| gördüğünüz bu ilk çalışmam tam 12 yıl ayrı kaldıktan sonra İran'a döndüğüm zamana ait. | TED | أول واحدة تراها أمامك هو في الواقع عندما عدت إلى إيران أول مرة بعد انفصال دام لـ 12 سنة جيدة. |
| Görmemeyi dilediğin şeyler görüyorsun. | Open Subtitles | هل ترى بعض الأشياء التى ليس من المفترض أن تراها ؟ |
| Daha önce gördüğün bir hayvanı gördüğünde, onun bir yırtıcı olma ihtimali hiç görmediğin hayvana göre azdır. | TED | صحيح؟ أي حيوان تراه وقد رأيته من قبل أقل إحتمالاً لأن يكون حيواناً مفترساً عن الحيوانات التي لم تراها من قبل. |
| Burda ne işin var? Onu gelinliğiyle göremezsin? | Open Subtitles | ماذا تفعل هنا لا يمكنك أن تراها في فستانها |
| Belki onu hiç görmedin. Belki de gördün. Ne fark eder ki? | Open Subtitles | ربما أنك لم تراها أبداً ربما رايتها ، ما الفرق ؟ |
| Tam burada bir şişlik var. görebiliyor musun? | Open Subtitles | يوجد بعض الرضوض هنا , هل تراها ؟ |
| Bir sürü de aksesuar üretilmiş, hepsi az önce paketlendi. Onları görmeliydin. | Open Subtitles | لقد كانت لديه حملة دعاية كبيرة جدا كان يجب ان تراها |
| Bazı şeyleri gözünle... bazı şeyleri de kalbinle görürsün.. | Open Subtitles | بعض الأشياء تراها بعيونك وأخرى تراها بقلبك |
| Çok eski ve çok güzel ve ölmeden önce görmelisin. | Open Subtitles | قديمة وجميلة جداً، ويجب أن تراها قبل أن توافيك المنية. |
| Dağlardan İspanya'ya götürülecek. Onu bir daha asla görmeyeceksin. | Open Subtitles | سيتم أخذها عبر الجبال إلى إسبانيا لن تراها مجدداً |
| Al da kıçına sok artık benim güzel kıçımı göremeyeceksin. | Open Subtitles | وضعها في مؤخرتك.. لأن مؤخرتي الجميلة.. لن تراها بعد ذلك |