| Çok basit, bu tür deneylerde oldukça öngörücü dokuz maddelik anket. | TED | ببساطة فإن دراسة من تسعة بنود تنبأ تماما في هذه التجارب. |
| Ancak öğrendiklerimin temelinde şu var, şu ana dek, depresyon ve anksiyetenin dokuz farklı nedenine ilişkin bilimsel kanıtımız var. | TED | ولكنني أعتقد أن أهم ما تعلمته هو أن لدينا أدلة علمية على تسعة مُسببات مختلفة للإصابة بالاكتئاب والقلق حتى الآن. |
| Ben bir sürü dağınık fikirle başladım, yaklaşık sekiz veya dokuz yıl önce. | TED | لقد بدأت بالعديد من تلك الافكار الفضفاضة تقريبا ثمانية او تسعة سنوات مضت |
| dokuz Ölümsüz ve yaşadıkları yerin asitle oyulmuş resmi var. | Open Subtitles | لقد وجدتُ نقش من الخالدين تسعة والمكان الذي يعيشون فيه |
| Dinleyin, demek istediğim bir çocuk bile görmeden sekiz dokuz ay geçirebilirsiniz. | Open Subtitles | اسمعوا، الذي أعنيه هو تمُرّ ثمانية، تسعة أشهر و لا ترى طفلاً |
| Ben çocukken, dokuz kişi bu büyüklükte bir kulübede oturuyorduk. | Open Subtitles | إبان طفولتي, كنا تسعة نعيش في غرفة أصغر من هذه |
| dokuz bin dolarlık öğle yemeği alıştığın yemekler gibi çabuk bitmez. | Open Subtitles | تسعة ألف دولار لا تَشتريك الغداء المُترف الذي هو يُستَعملُ ل. |
| dokuz ülkeden istihbarat işliyoruz, ve sanırım bu iş bitti. | Open Subtitles | نحن نعالج الامر من تسعة دول واعتقد انها نهاية مسدودة |
| dokuz ay önce, oğluma sarıldım, bu yüzden bunu senin yapman gerekecek. | Open Subtitles | و قبل تسعة شهور كنت قد حضنت إبني, لذا: عليكِ أنتِ فعلها. |
| Atlamaya on,... dokuz, sekiz... yedi, alti, bes... dört, üç... iki, bir. | Open Subtitles | .. العبور خلال عشرة تسعة , ثمانية سبعة , ستة , خمسة |
| ¢Ü dokuz hanım dans eder sekiz hizmetçi süt sağar ¢Ü | Open Subtitles | ¢ تسعة السيدات الرقص ثمانية الخادمات بين حلب ¢ |
| Bir kaç hızlı aritmetik hamlesi ile, dokuz bu şeytani oyunu bozar dururdu. | Open Subtitles | يمكن للرقم تسعة أن يُحبط هذه الخدعة الشرية فقط مع بعض الحساب السريعة |
| Ondan sonra, sekiz, belki de dokuz adam vardı kapıya kadar. | Open Subtitles | بعد هذا ، كان هناك ثمانية رجال ربما تسعة عند الباب |
| O dokuz gündür kayıp ve siz hiçbir şey yapmadınız. | Open Subtitles | انها مفقودة لمدة تسعة أيام سخيفة وأنت لم تفعل شيئا |
| Bir, iki, üç, dört, beş, altı, yedi, sekiz, dokuz, on... | Open Subtitles | شاهد واحد, إثنان, ثلاثة, أربعة, خمسة سته, سبعة, ثمانية, تسعة, عشرة |
| dokuz ay sonra, nüfus patlaması olmuş çünkü insanlar karanlığın nimetlerinden faydalanmışlar. | Open Subtitles | بعد تسعة أشهر بدأ الانفجار السكاني لأن الناس يمتازون بالحميمية في الظلام |
| Şu anda hiçbir şeye inanamıyorum. - Hesap numaraları dokuz haneli mi oluyor? | Open Subtitles | في هذه اللحظة سأصدق كلَّ شيء هل أرقام التوجيه تتكون من تسعة أرقام؟ |
| Güneşin dokuz gezegeni var. Benim de dokuz çocuğum olabilir. | Open Subtitles | الشمس لديها تسعة كواكب يمكنني ان احضى بتسعة أمهات لأطفالي |
| dokuz ayın vardı, doğurmak için bu anı mı seçtin? | Open Subtitles | كان لديك تسعة اشهر و هذا هي اللحظة التي تختاريها |
| Üzerinizdeki bu elbiseyle on adamdan dokuzu bu işten sıyrılmanıza izin verecektir eminim. | Open Subtitles | أتعملين, أراهنك بملابسكِ هذهِ تسعة من أصل عشرة سيدعوكِ .تفرين بأي شيء تُريدين |
| Birkaç farklı çalışma daha göstereyim. Burada birden ona sayılar var, sıfırdan dokuza rakamlar. | TED | سأريكم إثنين أخرين , عندنا هنا الأرقام من 1 إلى 10 , الحروف من صفر إلى تسعة , الحقيقة. |
| Dokuzuncu Cadde'de ve "A"da oturuyor ve_BAR_evinin görünüşüne göre... zenginse, bunu saklamakta_BAR_inanılmaz başarılı. | Open Subtitles | يسكن فى رقم تسعة - أ اذا كان غنيا فهو اذن يخفى ثرائة |
| Tabes'e dörtlü, altılı, ve dokuzlu... ve dağıtana da onlu. | Open Subtitles | أربعة لتيبس, و ستة, و تسعة وعشرة للموزّع |
| LSM nokta dokuzda Dünyaya doğru gidiyor. | Open Subtitles | يَتوجّهُ إلى الأرضِ في نقطةِ إل إس إم تسعة. |