"تسنح" - Traduction Arabe en Turc

    • olmadı
        
    • şansı
        
    • şansım
        
    • fırsatta
        
    • şansımız
        
    • şans
        
    • fırsat
        
    • Zamanın
        
    • fırsatı
        
    • olmamıştı
        
    • bulamadım
        
    • bulduğunda
        
    • bulunca
        
    • edemedim
        
    • bulamadığım
        
    Hiç şansım olmadı. Gardiyanlar, onu dövüp başka bir bölüme gönderdiler. Open Subtitles لم تسنح لي الفرصة , الضباط فرقوهم ونقلوه الى قسم آخر
    Benimse onlara ne kadar çok minnettar olduğumu ve onları ne kadar çok sevdiğimi yüzlerine söyleme şansım olmadı. TED ولم تسنح لي الفرصة أن أخبرهم بمدى تقديري وحبي لهم.
    Burda çocukların bir şansı var. Şimdi, herkes için aynı. Open Subtitles الفتى تسنح له فرصة واحدة هنا والآن، الأمر سيان للجميع
    Ben karnavalın büyük bir hayranıyımdır ve her fırsatta giderim oraya. Open Subtitles أنا معجبة كبيرة بالكرنفال، وأذهب إليه في كل فرصة تسنح لي.
    Eğer mağaracılar buraya gelmişse, çıkmak için şansımız arttı demektir. Open Subtitles لا بد وأن من كان هنا قبلنا لم تسنح له الفرصة بالخروج
    Ama başkasını tanıma şansı hiç olmadı. Open Subtitles ولكن لم تسنح لها الفرصه لمقابله شحص اخر.
    Ona, onu sevdiğimi söyleme şansım bile olmadı. Open Subtitles حتى أنه لم تسنح الفرصة لي لأخبره بأني أحبه
    Nihayet sevdiğim bir kadınla tanıştım... onu sevdiğimi söylemeye fırsatım olmadı. Open Subtitles لقد وجدت أخيراً إمرأة أحبها لم تسنح لي الفرصة لكي أخبرها كم أحبها
    Bu senin olmalıydı, ama hiçbir zaman bunu sana verme şansı bulamadım. Open Subtitles كان يفترض أنْ تكون لك لكنْ لمْ تسنح لي الفرصة لأعطيك إيّاها
    Ancak henüz Guggenheim'a gitme şansı olmamış, mimari okuyan Bombay'daki bir çocuk için bu erişimi bir düşünün. TED ولكن تخيلوا أن يشعر بهذا الإحساس طفل من بومباي يدرس فن العمارة، لم تسنح له الفرصة بأن يزور متحف غوغنهايم بعد.
    Babam hayatını kaybetmişti ve onu çok sevdiğimi söyleyecek şansım olmamıştı. TED والدي وافته المنية، ولم تسنح لي الفرصة لأخبره أني أحبه.
    Hayır çünkü sen etrafındaki herkesi her fırsatta üzen kocaman bir zavallısın. Open Subtitles كلا، لأنك فوضى عارمة تجعل من حولك بائساً بكل فرصة تسنح لك
    Maalesef bu günlerde yıllanmış bulma şansımız yok. Open Subtitles للأسف هذه الأيام لا تسنح لك الفرصة لكي تتقدم في العمر
    Lütfen, onu bugün evde ağırlamam bile bir şans. - Yüzbaşı Keller. Open Subtitles أرجوكِ، لم تسنح لي الفرص لأرحب بعودتها للمنزل
    George'u aradınız. Mesajınızı bırakın, sizi arayayım. fırsat bulduğunda beni ara, tamam mı? Open Subtitles اترك رسالة اتصل بي لاحقاً اتصل بي عندما تسنح لك الفرصة هل فعلت؟
    Zamanın olunca bana başkanla Randevu verebilirmisin Open Subtitles هل يمكنك أن تعطيني جدول الشهر عندما تسنح الفرصة؟
    Çalışma odasına atmayı düşünmüştüm ama o fırsatı bulamadım. Open Subtitles كنت اريد اسقاطها داخل غرفة المكتب ولكن لم تسنح الفرصة لذلك
    5000 yıl önce buna fırsatım olmamıştı. Thinien'i savaşa sürememiştim. Open Subtitles منذ 5000 سنه لم تسنح لى الفرصه لاستدعى فيدين لمعركتنا
    fırsat bulunca Lana'yla konuşmak isteyebilirsin. Open Subtitles حسناً ربما تود الذهاب للتكلم مع لانا عندما تسنح لك الفرصة
    Hayatımı kurtardığın için doğru düzgün bir teşekkür edemedim sana. Open Subtitles ولم تسنح لي الفرصة المُناسبة لشكركِ على إنقاذ حياتي.
    Henüz denemeye fırsat bulamadığım birkaç yeni fikrim var. Open Subtitles لدي بضع تجارب جديدة لم تسنح لي الفرصة لتجربتهم بعد

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus