| Bu sefer haklı olmak için dua etsen iyi olur. Kurulan tatlım. | Open Subtitles | من الأفضل أن تصلي لله بأنك محق هذه المرة، جفف نفسك عزيزي |
| dua et de o seni bulmasın. Çünkü bulana kadar kral durmayacak. | Open Subtitles | الافضل ان تصلي ان لا يجدك لأن ملكهم لن يستريح حتى يجدك |
| dua edeceksen, Jason'ın o kızı geri kazanması için dua et. | Open Subtitles | إذا أردت الصلاة فمن الأفضل أن تصلي أن يعود جايسون لفتاته |
| O zaman dua et ki adamların bu sefer işini becersin. | Open Subtitles | و من الأفضل أن تصلي لرجالكم للقيام بعمل أفضل هذه المرة. |
| Ve kuşatma bitmeden ihtiyaç olmasın diye dua etmeniz gereken şeyler. | Open Subtitles | وأشياء عديدة عليك أن تصلي لعدم اللجوء إليها قبل زوال الحصار |
| Her ne yaptıysan her ne olduysa, dua et oğlum kurtulsun. | Open Subtitles | مهما فعلت، ومهما حدث خير لك أن تصلي ليكون ابني بخير |
| Miami'ye yalnızca iki saat mesafedeki bir yerde sizin sağlınız için dua eden bir uygarlığın var olduğunu düşünmek gerçekten muhteşem bir şey. | TED | ومن المدهش أن تفكر أنه وبهذا القرب من Miami ساعتان فقط ، يوجد حضارة كاملة من الناس تصلي كل يوم من أجل وجودك |
| dua ederken, düşün. | Open Subtitles | . عندما تصلي ، فكر . فكر ملياً فيما تقوله |
| Tanrı'nın bizi senden ayırmaması için dua ettiğimizi bilmiyor muydun? | Open Subtitles | هل انت لا تعرف بان امك تصلي من اجلك بأنَّ الله لن يتركنا |
| Daima bana ve yeminimize dua ettiğini söylüyordu. | Open Subtitles | تقول دائماً أنها كانت تصلي من أجلي وقوم بنوع من النذور |
| dua edememiştin, bütün bunlar seni iğrendirmişti. | Open Subtitles | لم تستطع أن تصلي الوضع بأكمله كان مقرفاً بالنسبة لك |
| dua et de başarısız olmayasın! | Open Subtitles | من الأفضل لك أن تصلي كي لا تفشل هذه المرة |
| Bütün Hindistan'da halk, orucu bitirmen için dua ediyor. | Open Subtitles | الناس تصلي في كل أرجاء الهند أن تنهي صيامك |
| İnsanların "Dinle İsrail" diye dua ettiklerini ve aracın arka kapılarının kapandığını duymuş. | Open Subtitles | سمع الناس تصلي وسمع صوت اغلاق الابواب الخلفية لشاحنة الغاز |
| dua et de, Joe ile Cisco kaza yerinde Wells'e karşı bir şey bulsun Barry. | Open Subtitles | تصلي أفضل جو وسيسكو العثور على شيء على ويلز في ذلك موقع الحادث، باري، |
| Belki yeteri kadar iyi dua edersen | Open Subtitles | و تدفنها هناك مجددا و ربما إذ تصلي بشدة، |
| Ona iftira atarak bana işkence etmek istiyorsan bırak dua etmeyi, unut pişmanlığı! | Open Subtitles | اذا كنت قد فعلت لتسىء ظني بها و تعذبني فلا تصلي بعد الآن قطا و اخرج عن انسانيتكً |
| dua et de çantada Thorazine olsun. | Open Subtitles | عليك أن تصلي إلى الله، هناك كم هائل من الذنوب هذه تلك الحقيبة |
| Hava kararmadan önce ulaşmak istiyorsan, şimdi yola çıkmalısın. | Open Subtitles | عليك أن تذهبين إذا كنت تريدين ان تصلي قبل الظلام |
| Ama daha çok ibadet etmek istedi. Nasıldır bilirsin. | Open Subtitles | لاكن هي ارادت ان تصلي اكثر , انتي تعرفين ما تتحب |
| 50. sayfaya gelene kadar kitabın ne anlatmak istediğini anlayamazsın. | Open Subtitles | لا يمكنك أن تعرفي الكتاب فعلياً حتى تصلي للصفحة 50 |
| Yurda varınca, oradan ayrılma. | Open Subtitles | لذلك عندما تصلي الى المسكن , ابقي هناك , حسنا ؟ |
| Ama takke takıp günde 5 kez namaz kılarsan, insanların dikkatini çekersin. | Open Subtitles | ولكن اذا كنت تصلي باليوم 10 مرات فالناس سوف يلاحظون ذلك |