| Tek yapman gereken kendini göstermek ve açık olduğunu belirtmek. | Open Subtitles | كل ماعليكِ فعله هو أن تظهري على الشاشة، و تكوني مُتاحة |
| Beni anlayabiliyor musun bilmiyorum, ama eğer anlıyorsan belli etme. | Open Subtitles | لا أعرف إن كنت تفهمينني ولكن إن كنت تفعلين فلا تظهري ذلك |
| İlgi gösterme. Ona fazla bakma bile. Evet. | Open Subtitles | لا تظهري أي اهتمام لا تنظري إليه كثيراً حتى |
| O kabadayıya pisliklerine daha fazla katlanmayacağını göstermelisin. | Open Subtitles | أنتِ في حاجة لأن تظهري لهذا المتنمر بأنكِ لن تأخذين المزيد من هراءه |
| Bir yere gitmiyoruz ama senin de ortaya çıkmanı istiyorum. | Open Subtitles | حسنٌ؟ ولن نذهب لأي مكان ولكني أريدكِ تظهري نفسكِ أيضًا |
| Sadece görünmen, insanların sana bir sürü şey vermesi için yeterli olurdu. | Open Subtitles | كان يمكن أن تظهري فقط و يعطيكِ الناس أشياء أشياء كثيرة |
| Gazetecilik oynayarak yaşamaya devam etmekse niyetin bir daha asla çıkma karşıma. | Open Subtitles | ان اردتي الاستمرار بالعيش و لعب دور الصحفية لا تظهري ابدا امامي |
| Tek yapman gereken herkese gerçekte ne kadar iyi olduğunu göstermen. | Open Subtitles | كل ما عليك أن تفعليه أن تظهري للجميع كم لطيفة أنت. |
| Yani diyeceğim şudur ki, vajinanı benden başka kimseye göstermeni istemiyorum | Open Subtitles | على أقل القليل, أمل أنكِ تعلمين أنني لا أريد أبدًا أن تظهري مهبلك لأحدًا غيري |
| Senin tüm amacın bu yaşam tarzını normal göstermek ki böylece bunu birçok insan denemek istesin. | Open Subtitles | إن هدفك أن تظهري تلك الطريقة في الحياة أكثر طبيعية كي تجعلي الناس يرغبون في تجربة ذلك |
| Dünyaya bu kötü adamları göstermek istiyorsun ve soruşturmam sana engel oluyor. | Open Subtitles | حسنا تريدين ان تظهري للعالم كل هؤلاء الرجال السيئين و تحقيقي يعيق افعالك |
| Çünkü sen belli etmesen de, insanlar arkandan konuşuyor. | Open Subtitles | لأنه حتّّى وإن لم تظهري شيئا سيعرف الأشخاص الآخرون |
| Kulaklıkları tak. Sakın duygularını belli etme. | Open Subtitles | ارتديهما فحسب لا تظهري أي انفعالات |
| Hünerlerini gösterme vakti. | Open Subtitles | .هيّا يا فتاة حان وقت أن تظهري لي ما لديك |
| Benim tavsiyem... bir ısırık almaya hazır olana dek dişlerini gösterme. | Open Subtitles | نصيحتي... لا تظهري أسنانكِ إلاّ إذا كنتِ على إستعداد لقبول المجازفة |
| Bununla gerçekten ilgilenen birilerinin olduğunu göstermelisin. | Open Subtitles | يجب أن تظهري أن هنالك إهتمام حقيقي بتشكيل شيء كهذا |
| Biliyorsun bebeğim, bana biraz saygı göstermelisin,tamam mı? | Open Subtitles | إنك تعرفين مدى خطورة الأمر يجب أن تظهري لي بعض الإحترام |
| Senin de bildiğin gibi yuvam sen ortaya çıkmadan çok daha önce yıkılmıştı. | Open Subtitles | , فقط ليكون لديكِ المعلومات كلها بيتي خرب قبل أن تظهري , أنتِ في حياتي بوقت طويل |
| Sadece görünmen, insanların sana bir sürü şey vermesi için yeterli olurdu. | Open Subtitles | كان يمكن أن تظهري فقط ويعطيكِ الناس أشياء، أشياء كثيرة |
| Sen... kovuldun. Bir daha karşıma çıkma. | Open Subtitles | أنتِ مطرودة، لا تظهري أمامي مجدداً |
| Bunun yürümesi için tek yol bana kendini her yönünle göstermen bunlar utandığın şeyler bile olsa. | Open Subtitles | ولكن الطريقة الوحيدة لإنجاح الأمر هو أن تظهري لي كل جوانبك حتى الجوانب التي تخجلين منها |
| Nasıl hissettiğini ona göstermeni diliyor sadece. | Open Subtitles | كان يتمنى أن تظهري له شعوركِ الدفين |
| Bu kadar üzgün görünme. Sonra kırışıklığın çıkacak. | Open Subtitles | لا تظهري بالحزن فهدا سيظهرك بالضعف |
| Göründüğün gibi görünmek zorunda değilsin. | Open Subtitles | تعلمين ، لا يجب عليك أن تظهري بالشكل الذي تظهرين به |
| Pekala, kızım, şimdi bana aşağıdaki o devasa, kıllı t... aklarını göstermenin vakti geldi. | Open Subtitles | حسنـا ايتها الفتـاة , حـان الوقت لكـ لـ تظهري لي تلك المكسرات الضخمه المكسوه بالشعـر التي لديك .. |
| Anonim olarak yolladın çünkü kötü gözükmek istemedin. | Open Subtitles | لقد بلغتي عن الامر بدون اسم لأنك لم تريدي ان تظهري بشكل سيء |