1994'te Kamboçya'da bir hapishaneye gittim 12 yaşında bir çoçukla tanıştım işkenceye maruz kalmıştı ve avukat verilmesine de karşı çıkılmıştı. | TED | عام 1994، ذهبت إلى سجن في كمبوديا، وقابلت صبي عمره 12 عاما تم تعذيبه وتم حرمانه من المحامي. |
Kaçmaya çalışmış ama işkenceye uğramış ve etleri yenmiş. | Open Subtitles | حاول التراجع ولكن قبل ان يقدر تم تعذيبه وأكله |
İnsanlar Goa'uld'a karşı ayaklandıklarında, ve Jaffa yenilgiye uğratıldığında, Goa'uld canlı olarak ele geçirilmiş ve Ona işkence yapılmıştı, ...günlerce, sabahtan akşama dek. | Open Subtitles | عندما ثار الشعب على الجواؤلد، وبمجرد ما تم تجاوز الجافا، تم أسر الجواؤلد حياً، وتم تعذيبه وتم ضربه لمدة أيام |
Bir adamın canını Tanrıya lanet edecek kadar yakabilirsin ona eziyet edebilirsin ama en derin korkularını öğrenene kadar ona gerçekten işkence edemezsin ve ben seninkileri biliyorum. | Open Subtitles | يمكنك أذية شخص ويمكنك تعذيبه وتجعله يلعن الرب، ولكن لا يمكنك تعذيبه إلا بعد أن تعرف أعظم مخاوفه. |
Ve artık işkenceler kesinlikle psikolojik olmaktan öte. | Open Subtitles | و كذلك طرق تعذيبه بالتأكيد انها أكثر من نفسية في هذه المرحلة |
Ayrıldık. Ona biraz daha işkence etmek istiyorum sadece. | Open Subtitles | لقد فعلنا، لكنني فقط أودّ تعذيبه قليلاً. |
Ona işkence ederek eline ne geçiyor? | Open Subtitles | على ماذا حصلت من تعذيبه ؟ |
İşkenceye itiraz etmenin tek nedeni güvenilir olmaması mı? | Open Subtitles | اعتراضك الوحيد لفكرة تعذيبه هو لأنّه غير موثوق بها؟ |
Hayır, işkenceye onun sağlığı için itiraz etmiyorum. | Open Subtitles | كلاّ، أنا لا أعترض فكرة تعذيبه لأجل مصلحته |
Adlı tabip, Goodsell'in öldürülmeden önce işkenceye maruz kaldığını söyledi. | Open Subtitles | وقد أوضحُ التقريرُ الطبي بأنَّهُ قد تمَ تعذيبه قبلَ أن يتمَ قتله |
Ama içimdeki avukat... işkenceye uğradı ve ölene kadar boynundan asıldı. | Open Subtitles | لكن المحامي الذي بداخلي... تم تعذيبه وشنق رقبته حتى الموت... |
Ya Erna bunu rüyasında görmedi ama bir şekilde Ona işkence yapılacağını önceden biliyorduysa? | Open Subtitles | ماذا لو لم تكن إيرنا تحلم؟ و لكنها كانت تعرف أن كارلي سوف يتم تعذيبه |
İstediğiniz kadar Ona işkence yapabilirsiniz ama asla konuşmaz. | Open Subtitles | بامكانك تعذيبه ماشئت لكن يستحيل ان يتكلم |
Ona işkence edicem kardeşimin intikamını alıcam | Open Subtitles | ...أريد تعذيبه بقدر الإمكان إنتقاماً لموت أخّي |
Bir adamın canını Tanrıya lanet edecek kadar yakabilirsin ona eziyet edebilirsin ama en derin korkularını öğrenene kadar ona gerçekten işkence edemezsin ve ben seninkileri biliyorum. | Open Subtitles | يمكنك أذية شخص ويمكنك تعذيبه وتجعله يلعن الرب، ولكن لا يمكنك تعذيبه إلا بعد أن تعرف أعظم مخاوفه. |
eziyet etmeyi kes! Ne biçim bir doktorsun? | Open Subtitles | كفي عن تعذيبه أي طبيبة أنتِ؟ |
Yani adam sana ne işkenceler ediyormuş. Babacığa kılıç geçirmiş. İyi düşünce. | Open Subtitles | أقصد طريقة تعذيبه لك، سيف راشق في والدك، لمسة إبداع. |
İşkence etmek işe yaramadığı için onunla öpüştüm. | Open Subtitles | حسناً، لقد قبلته فقط لأن تعذيبه لم يجد نفعاً. |
Ona işkence ederek eline ne geçiyor? | Open Subtitles | على ماذا حصلت من تعذيبه ؟ |
Sanırım işkenceyi tamamlamak için gizliliğe ihtiyacı vardı. | Open Subtitles | اعتقد انه احتاج الخصوصية ليكمل تعذيبه |
Eğer sadistse işkencesine onları tanık etmek aldığı zevki çoğaltır. | Open Subtitles | ان كان ساديا فوجود شاهد على تعذيبه سيزيد من متعته |
İşkence görmüş ve öldürülmüştü. | Open Subtitles | تم تعذيبه وقتله السي آي ايه جعلت الامر يبدو كانتحار |