Neticede, hala elinizdeki her bir peniyi 'fakir' denilenlere veriyorsunuz. | Open Subtitles | ومع هذا ماتزالون تعطون كل بنسٍ إلى من يُسمون بالفقراء. |
Yani insanlara birbirinden farklı çok sayıda görev veriyorsunuz. | TED | فأنتم تعطون الأشخاص الكثير و الكثير من المهام المختلفة. |
Şehri yakıp yıkıyorsunuz, boş sözler veriyorsunuz ve yolunuzda kimleri incittiğinizi umursamıyorsunuz. | Open Subtitles | أنتم تقوقون بجرف المدن و تعطون الوعود الفارغة و لا تهتمون بمن ستأذون بطريقكم |
Çocuk yaştaki gençlere silah veriyorsunuz. | Open Subtitles | أنتم تعطون الأسلحة للأطفال الصغار |
- Şeytana istediği şeyi veriyorsunuz. | Open Subtitles | أنم تعطون الشيطان بالضبط ما يريده |