Peki bizim birlikte olmamızı nasıl karşıladı? | Open Subtitles | إذن كيف تقبّلت الأمر، بكوننا في علاقة معاً؟ |
Bana karşı duyduğu keskin hislerden bahsetti benim duymadığım ben reddedinçe bunu kötü karşıladı. | Open Subtitles | لقد أعربت لي عن بعض المشاعر العميقة التي لمْ أكن أشاطرها إيّاها، ولذا عندما رفضت، تقبّلت الأمر بصعوبة. |
Mutabakat bunu nasıl karşıladı? | Open Subtitles | هل ورد أيّ شئ عن كيف تقبّلت "الكوفنانت" هذا ؟ |
Ama zamanı geri döndürüp tüm olanlar hiç yaşanmamış gibi davranamayacağımı kabullendim. | Open Subtitles | لكنني تقبّلت واقعة عدم قدرتي على إعادة الزمن و الإدعاء بأنه لم يحدث شيئاً و يمكنكِ فعل هذا |
kabullendim bunu. Şimdi yapmak istediğim herşeyi hissedebiliyorum. | Open Subtitles | تقبّلت الأمر أشعر الآن أنه يمكنني فعل كل ما أريده |
Anne onun oda arkadaşı olarak Justin'in ölümünü oldukça zor karşılamış gibi görünüyor. | Open Subtitles | حسناً، لكون (آن) رفيقتها في السكن، فقد تقبّلت وفاة (جوستين) بصعوبة شديدة. |
Sonunda beni ektigini kabullenene kadar 2 saat bos sandalyeye baktim durdum. | Open Subtitles | أخذت أحدق في مقعد فارغ لساعتين حتى تقبّلت أخيراً حقيقة أنك تجاهلتني. |
Bu haberleri iyi karşıladı mı demek? | Open Subtitles | هل يعني أنها تقبّلت هذا جيداً |
İyi karşıladı mı? Evet. | Open Subtitles | هل تقبّلت الأمر جيداً ؟ |
Oldukça iyi karşıladı. | Open Subtitles | "تقبّلت هذا نسبيّاً بشكل جيّد" |
Nasıl karşıladı? | Open Subtitles | كيف تقبّلت الخبر ؟ |
Annen nasıl karşıladı? Lezbiyenler mi? | Open Subtitles | كيف تقبّلت أمك الموضوع؟ |
- Nasıl karşıladı? | Open Subtitles | -كيف تقبّلت الأمر؟ |
- Nasıl karşıladı? | Open Subtitles | -كيف تقبّلت الأمر؟ |
Asla kimseyi incitmeyi amaçlamadım ama birilerinin incinebileceğini kabullendim. | Open Subtitles | لم أنوِ أذيّة أحد، لكنّي تقبّلت أنّ شخصًا ما سيؤذى. |
Ailemi asla geri alamayacağımı kabullendim. | Open Subtitles | تقبّلت أنني لن أستطيع يوماً استعادة عائلتي |
Ben bunu kabullendim, Tracey de öyle. Bunu kendi küçük tarzıyla kabullendi. | Open Subtitles | أنا تقبّلتُ الأمر، وكذلك (تريسي) تقبّلت ذلك بطريقتها الخاصّة |
Ben asla böyle olamayacağım, Helga. Durumumu kabullendim. | Open Subtitles | لمْ أُخلق لأمر كهذا يا (هيلغا) وقد تقبّلت ذلك |
- Bak. Öleceğimi kabullendim ben. | Open Subtitles | -أنصت، تقبّلت حتميّة موتي . |
- Kız nasıl karşılamış bunu? | Open Subtitles | -وكيف تقبّلت ذلك؟ |
Beni ektiğini kabullenene kadar iki saat boyunca boş sandalyeye baktım. | Open Subtitles | أخذت أحدق في مقعد فارغ لساعتين حتى تقبّلت أخيراً حقيقة أنك تجاهلتني. |